30 Temmuz 2009 Perşembe

'Türkiye'nin kontrolünde 40 nükleer bomba var'

NATO, Soğuk Savaş döneminde Sovyet tehdidine karşı Türkiye, Belçika, Hollanda, Almanya ve İtalya’ya yerleştirildiği iddia edilen nükleer silahları sahiplenmedi.
NATO Sözcüsü James Appathurai, düzenlediği basın toplantısında, Belçika Senatosunun Avrupa’daki nükleer silahları tartıştığının hatırlatılması üzerine “NATO’nun hiçbir nükleer silahı yok. Nükleer silahlar üye ülkelere ait. NATO komutasında hiçbir (nükleer) silah yok” dedi.
Appathurai, NATO bünyesinde faaliyet gösteren Nükleer Planlama Grubu’nun “NATO müttefiklerinin bulundurduğu nükleer silahların güvenlik standartlarının belirlenmesine, diğer uzmanlık alanlarına ve finansmanına katkı sağlayarak bunların korunmasını güvence altına aldığını” belirtti. NATO’nun bunun dışında nükleer silahlarla ilgili bir sorumluluğu olmadığını anlatan Appathurai, “Nükleer silahlar üye devletlerin kendilerine ait. Bundan anlayacağınız (NATO üyelerindeki nükleer silahlar) Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın kapsamına giriyor. Bu nedenle bunlar nükleer silaha sahip olduğunu deklare etmiş ülkelere ait” diye konuştu. ABD nükleer silahlarına evsahipliği yaptığı iddia edilen NATO üyeleri Türkiye, Belçika, Hollanda, Almanya ve İtalya, 1968 yılında Birleşmiş Milletler genel kurulunda görüşülerek imzaya açılan ve 1970 yılında yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın kısa sürede parçası olmuştu. Türkiye, 1 Ocak 1967 tarihinden önce nükleer silah ve patlayıcıya sahip olan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin’in “nükleer silah sahibi ülkeler” olarak kabul edildiği söz konusu anlaşmayı 28 Ocak 1969 tarihinde imzalamış ve 28 Kasım 1979 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile onaylayarak taraf ülke haline gelmişti.
Anlaşma uyarınca nükleer silah sahibi taraf ülkeler, nükleer silah sahibi olmayan ülkelere nükleer silah veya diğer nükleer patlayıcıları temin etmeleri ve yapmaları için yardımda bulunmamayı taahhüt ederken nükleer silah sahibi olmayan taraf ülkelerin bu silah ve patlayıcıları temin ya da imal etmemeleri gerekiyor.

TÜRKİYE’DE “TAKTİK NÜKLEER SİLAH” İDDİASI
Amerikan Bilim Adamları Federasyonu ve İtalyan Silahsızlanma Bilim Adamları Birliği başta olmak üzere çeşitli kaynaklarca, 2009 yılı itibariyle Türkiye’de İncirlik üssünde 90 nükleer bombanın bulunduğunu iddia edilirken, bunların 50’sinin ABD ve 40’ının evsahibi ülke (Türkiye) kontrolünde olduğu ileri sürülüyor.
Uluslararası kaynaklara göre Türkiye’de daha önce Balıkesir ve Akıncı üslerinde tutulan nükleer silahlar ise 1996 yılında geri çekildi. Bilim adamlarının Avrupa’daki Amerikan nükleer silahlarıyla ilgili hazırladıkları raporlarda, ABD’nin Türkiye’daki 90 “taktik nükleer silah” dışında Belçika’nın Kleine Brogel, Hollanda’nın Volkel ve Almanya’nın Büchel hava üslerinde 20’şer ve İtalya’nın Aviano hava üssünde 50 nükleer silah bulundurduğu iddia ediliyor. Yunanistan’ın Araksos üssündeki nükleer silahların ise 2001 yılında ABD tarafından tamamen geri çekildiği belirtiliyor. Bu durumda ABD’nin Avrupa’daki toplam 200 nükleer bombasının yarısına yakınına Türkiye evsahipliği yapıyor.
Nükleer silahlarla ilgili uluslararası raporlarda, ABD’nin 2005-2008 yılları arasında Almanya’dan 130, İngiltere’den 110 ve İtalya’dan 40 nükleer silahı geri çekerken Türkiye, Belçika ve Hollanda’daki nükleer cephanenin sabit kaldığı ileri sürülüyor.

BELÇİKA’DA NÜKLEER SİLAH TARTIŞMASI

Belçika’da nükleer silahların yasaklanmasını öngören bir yasa tasarısının Senatoya getirilmesi, siyasi arenada hararetli tartışmalara neden oluyor. Sosyalist üye Philippe Mahoux tarafından Senatoya sunulan yasa tasarısında, ülkede bulunan ABD nükleer bombalarının yasaklanması isteniyor. Belçikalı senatör Mahoux, “nükleer silahlardan arındırılma ile NATO’ya sadakat konularının tezat oluşturmadığını” savunurken, sunduğu yasa tasarısının NATO ve ABD’de yol açtığı rahatsızlığın bilincinde olduğunu, bu tasarının kolaylıkla onaylanacağına inanacak kadar “saf olmadığını” belirtiyor. Belçika’daki tartışmalarda, nükleer silah stoklarından vazgeçilmesi iradesinin NATO anlaşmaları ve yükümlülükleri çerçevesinde mümkün olmadığını, “dayanışma” gerektiğini, “Avrupa’nın nükleer silahsız savunulamayacağını”, sunulan yasa tasarının “iyi bir fikir” olarak görülmediğini söyleyenler arasında, Liberal Senato Başkanı Armand De Decker de bulunuyor. De Decker, “Pakistan’da iktidarın ve dolayısıyla nükleer silahların Taliban’ın eline geçmesi halinde, Avrupa’da konuşlandırılan nükleer silahların caydırıcı olacağı” örneğini veriyor.
Yasa tasarısına muhalifler, Belçika’nın dünyanın en önde gelen silah üreticileri ve ihracatçıları arasında yer aldığını, NATO’nun Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (SHAPE) ve Genel Merkezinin Belçika’da bulunduğunu da hatırlatıyor.

NATO’YA GÖRE “NÜKLEER CAYDIRICILIK” POLİTİKASI DEĞİŞMEDİ

NATO Sözcüsü James Appathurai, NATO’nun nükleer caydırıcılık politikasının değişmediğini vurgulayarak, “Buna göre NATO üyelerinin güvenliğinin sağlanması ve caydırıcılık için konvansiyonel silahlar yanında asgari düzeyde nükleer kapasite bulundurulması zorunlu” dedi.
Appathurai, NATO’nun yeni stratejik belgesi hazırlanırken nükleer politikasını gözden geçirebileceğini fakat “bugüne dek hiçbir üye ülkeden (nükleer politikada) hiçbir değişiklik talebinin gelmediğini” ifade etti.(Milliyet)