18 Temmuz 2009 Cumartesi

Diyarbakır'da 50 bini aşkın kişi barış için yürüdü

DTP'nin 'Demokrasiye barışa ve çözüme çağrı yürüyüşü' finalinde Diyarbakır'da bir araya gelen 50 bini aşkın kişiye hitap eden DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürtlerin bir kez daha sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için ortak bir anlayışla devlete ve hükümete şans verdiğini vurgulayarak 'Başbakan ve Cumhurbaşkanına sesleniyoruz. Bu halkın barış sesini dinleyin adam olun adam olun diyoruz. Bu kanın durması için yaratığımız olan bu fırsatı değerlendirmezseniz. Bu kanın günahı da vebali de sizin boynunuza olacak bunu çok yi bilin' dedi.

DTP Diyarbakır il binası önünde toplanan 50 bini aşkın kişi, DTP'nin 'Demokrasiye barışa ve çözüme çağrı yürüyüşü' etkinliği için bir araya geldi. KCK'nin çatışmasızlık kararını desteklemek ve Kürt sorunun barışçıl çözümü talebiyle yapılan yürüyüşe, DTP Eşbaşkanları Emine Aynı ve Ahmet Türk, DTP'li milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP'li Belediye Başkanları, DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, Demokratik Toplum Kongresi Sözcüsü Hatip Dicle, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, kentteki imamlar, Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), YDGM ve Diyarbakır'daki sivil toplum örgütleri temsilcileri ve üyeleri katıldı. 7'den 70'e herkesin akın ettiği DTP Diyarbakır İl binası önünde, kalabalık anons araçlarından yankılanan Zap ve Oramar şarkıları eşliğinde halaya durdu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, yaşamını yitiren Zeynep Kınacı (Zilan), Sema Yüce, Amara yürüyüşünde yaşamını yitiren Mahmut Karaoğlan'ın posterleri taşınırken, 'Önder Apo'nun özgürlüğü, kadının dirilişidir', 'Barış ve kardeşlik için el ele', 'Cinsel şiddet uygulayan polisler yargılansın', 'Partime ve irademe dokunma, bu operasyonların altında kalacaksınız', 'Ya onurlu bir barış, ya görkemli bir direniş', 'Özgür önder, özgür kimlik, özgür ülke' ile Öcalan'ın fotoğrafının bulunduğu pankartın üzerine 'Hayalini ve rüyanı gerçekleştireceğiz' yazılı pankartlar taşındı. Öcalan'ın dev posterinin açıldığı yürüyüşte, 'Öcalan', 'Katil Erdoğan', 'PKK halktır halk burada', 'Barışa bir ses çift taraflı ateşkes', 'Öcalan'a uzanan eller kırılsın', 'Biji HPG' sloganları atıldı. Gençler, üzerinde Öcalan ve Demokratik Konfederalizm bayraklarının bulunduğu sancaklarla askeri yürüyüş yaptı. Kadınların zılgıt çektiği yürüyüşte, seyyar satıcılar da yerlerini aldı. Yürüyüş için bini aşkın görevli konumlandırılırken, DTP eş başkanlarının kortejin ön saflarında yer aldığı yürüyüş İl binası önünden start aldı.

Kilometrelerce kortej oluştu

Yol boyunca kilometrelerce uzunlukta kortej oluşurken, 'Öcalan' sloganları ise dinmedi. Binlerce kişi yürüyüş sırasında korteje dahil olurken, balkonlarına ve pencerelerine çıkan kadın ve çocuklar ise korteji zılgıtlar ve alkışlar eşliğinde destekledi. AKP Bağlar İlçe binası önünde polis yoğun güvenlik önlemleri alırken, gençler ise Öcalan posterleri eşliğinde askeri yürüyüş düzenlerini yürüyüş boyunca sürdürdü. On binlerce kişi yürüyüş son bulduğu Koşuyolu Parkı önüne geldiği zaman gökyüzünde barış ve kardeşliği sembolü olarak ifade edilen gökkuşağının çıkması ise eyleme renk kattı. Davul zurnaların çalındığı yürüyüş sonunda başta DTP Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Emine Ayna olmak üzere katılımcılar otobüsün üzerine çıkarak katılımcıları tek tek selamladı. Otobüsün üzerinde halka karanfiller atılırken, ilk konuşmayı DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı yaptı.

Anlı: Ankara'dakiler cevap versin

Anlı, halkın direnişini kutlayarak, 'Bir kez daha barış işçin kardeşlik için özgürlük için meydanlardayız. Bu halk kendi kimliği ve dili için bu toprakların kalıcı barışa ulaşması için 30 yıldır mücadele ediyoruz. On binlerle barış şarkıları söylemek için buradayız' dedi. Anlı, AKP Hükümeti'ni eleştirerek, 'Çatışmasızlığın devamı ve kalıcı barış için bugüne kadar ne yaptılar. Hiçbir şey yapmadılar. Buna rağmen KCK ve sayın Öcalan'ın barış mesajları devam ediyor. Bundan sonra yaşanacaklardan ne PKK nede Sayın Öcalan sorumlu tutulamaz. Eğer barış bu ülkenin talebiyse Ankara'dakilerin de buna cevap vermesi gerek. Bu topraklara barış gelinceye kadar mücadele etmeye söz veriyoruz' diye kaydetti. Anlı'nın konuşması sık sık 'PKK halktır halk burada sloganları ile kesildi.

'Rüyalarımızı gerçekleştireceğiz'

Anlı'nın ardından DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk halka önce Kürtçe seslenerek, Amed barışın direnişin özgürlüğün kalesi merhaba. Bugün de barış için büyük bir direniş içindesiniz. Sizi kutluyoruz. Kürt halkının başarısı için büyük mücadeleler verildi. Kürt halkı kendine ve mücadelesine sahip çıkmıştır. Biz barış kardeşlik ve özgürlük için mücadele ediyoruz. Biz barış istediğimizde Kürtler yoktur demesinler. Her zaman halkımızla beraber dimdik ayaktayız. Bunu çok iyi bilsinler' dedi. Daha sonra konuşmasına Türkçe devam eden Türk, yıllardan beri bir özgürlük ve barış mücadelesini birlikte yürüttüklerini söyleyerek, 'Amacımız güzel günleri güzel rüyaları Türk ve Kürt halkıyla birlikte gerçekleştirmek. Bu rüyamızı gerçekleştireceğiz. Bu rüyamız barış, özgürlük rüyasıdır. Bu mücadelemiz, halkımıza layık olma mücadelemizdir' diye kaydetti.

'Kanın sorumlusu olursunuz'

Barışçıl sürecin gelişmesi için seslerini tüm dünyaya duyurmak için alanlarda ve meydanlarda olacaklarının altını çizen Türk, 'Bugün sürece bakıldığında aslında çok önemli fırsatların yaratıldığı bir süreçtir. Bugün PKK barışçıl bir çözüm için önemli adımlar attı. Fırsatlar yarattı. DTP yine Kürt sorununun sivil demokratik yöntemlerle çözmek için parlamentoya girdiği günden beri tavrını ortaya koydu barışı hep gündeme taşıdı. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan İmralı'dan barışçıl sürecin gelişmesi için ben katkı sunmaya hazırım diyor. Kürtlerin bu kadar barışı istemesini barış için yoğunlaştığı barış için kararlı olduğu bu süreci eğer hükümet değerlendirmeyecekse o zaman savaş isteyen savaştan olan kendileridir, anlayışlarıdır, politikalarıdır. 2005 yılında Başbakan Erdoğan 'Devlet yanlış yaptı devlet Kürtlere haksızlık yaptı' dedi. Ey başbakan 'devlet yanlış yaptı' dediniz. Bugün Kürtler barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için ortak bir anlayışla size bir şans veriyor. O zaman siz de gelin bu yanlışı ortadan kaldıralım. Cumhurbaşkanı sayın Gül 'Kürt sorunu Türkiye'nin en önemli sorunudur' ve 'İyi şeyler olacak' dedi. Ama sayın Cumhurbaşkanı bunu gündeme getirdi, tartıştırdı. Ve barışçıl bir süreç için yoğun bir çaba ortaya koymamıza rağmen bakıyoruz. Sesini kesti sessiz kaldı. Eğer gerçekten demokratik yöntemlerle sorunun çözümü için bugün bu duyarlılığı ortaya koyarsanız, inanıyoruz ki barışçıl sürecin gelişmesi için önemli bir süreci yakalamış olursunuz' dedi.

'Adam olun adam olun'

Tarih yazdıklarını ve halkın her yerde barış için meydanlara çıktığını ifade eden Türk, 'Biz de halk olarak barışı savunuyoruz. O zaman 'niye sessiz ve suskun kalıyorsunuz?' deme hakkına sahibiz. 30 yıldan beri büyük acıların yaşandığı bir dönemi yaşadık. Artık bu kanın durması için herkes bu kan akmasın analarımızın gözyaşları dinsin diyor. Biz bunun için büyük projelerle yola çıktık. Sesleniyoruz sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanına bu halkın barış sesini dinleyin adam olun adam olun diyoruz. Bu kanın durması için yaratığımız olan bu fırsatı değerlendirmezseniz. Bu kanın günahı da vebali de sizin boynunuza olacak bunu çok yi bilin. Bunu artık bütün dünya biliyor' diye konuştu.

'Çözümü istemeyen devlettir'

Kürtlerin demokratik haklar konusundaki taleplerini 'terörize' ederek dünya sunmaya çalıştıklarına dikkat çeken Türk, 'Kürt halkını terörist ilan ettiler. Tüm dünyaya sesleniyorum. Herkes barış için hazır. Çözmek istemeyenleri kandan besleyenlere ne diyecek bunu demek isteyeceğiz. Herkesin artık bazı şeyleri anlaması gerekir. Bugüne kadar çözümsüzlüğün kaynağını Kürtler olarak dünyaya göstermeye çalıştılar ama bugün anlaşıldı ki asıl barış istemeyen çözüm istemeyen devletin ta kendisidir. Artık yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bundan sonra hiç kimse Kürtlere terörist diyemez. Bir çatışmasızlık süreci yaşandı bugün 15 Temmuz'da yeniden birilerinin düşünmesi için kanın durması için 1 Eylül'e kadar ateşkes ilan etti. Bütün atılan adımları görmemezlikten gelirseniz yarın oğlu askerde olan Türk anası ve oğlu dağda gerilla olan Kürt anası yakanıza yapışacak. Buradan Tüm Türkiye'ye sesleniyorum medyaya sesleniyorum bu barışçıl sürece katkı sunun heba olmasın yazık olmasın' şeklinde konuştu.

Türk'ten STÖ'lere çağrı

Sivil toplum örgütleri ve sendikalara da seslenen Türk, 'Eylemler yapıyorsunuz oysa milyarlarca dolar bu savaşa gidiyor. Bunun için de barış için de eylem ve yürüyüş yapın. TÜSİAD'a MÜSİAD'a tüm iş çevrelerine sesleniyorum. İstikrarın sağlanması sermayenin tüm Türkiye'de yayılmasını istiyorsanız yoksulluğun ortadan kaldırılmasını istiyorsanız ey iş adamları gelin barış için çaba gösterin diyoruz. Ortaya koyacağınız çaba sermaeyenizi katlar. Gelin bu kutsal görevi yapın' diyerek konuşmasına son verdi. Türk'ün konuşması sık sık 'Öcalan' ve 'PKK halktır halk burada' sloganları ile kesilirken konuşmanın sonunda uzun süre alkışlar dinmedi.

'Diyalogdan kaçtılar'

Türk'ün konuşmasının ardından söz alan DTP Eşbaşkanı Emine Ayna ise PKK'nin barış adına çözüm adına demokrasi adına ilan ettiği eylemsizlik kararı sonucu meydanlara çıktıklarını ifade ederek, 'Çünkü diyalog kurmak istedik. Başbakanla görüşmek istedik, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Kürt sorunu bu ülkenin en büyük sorunudur dediyse, Başbakanda niyetimiz iyidir dediyse bunun çözüm yöntemi diyalogdur dedik. Neler yapabileceğimizi özgürlükleri demokrasiyi nasıl geliştirebileceğimizi önce Başbakanla tartışalım dedik. Ancak hiçbir cevap alamadık. Diyalogdan kaçtılar, oysa barış ancak diyalogla mümkündür' dedi.

'Çözüm demokratik kanallara açmakla mümkündür'

'Eğer barışa inanıyorsanız öldürmeyeceksiniz' diyen Ayna sözlerini şöyle sürdürdü: 'Buradan çağrımızı barışa yapıyoruz. Diyoruz ki barışın ön koşulu operasyonların durmasıdır. Operasyonları durdurun barışı geliştirelim demokrasiye çağrı yapıyoruz. Demokrasi toplumların bir arada özgürce yaşabilmesi ve kendi kendisini yönetebilmesidir. Buda nasıl mümkündür. Anayasanın değişikliği ile mümkündür. Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Halkların bir arada yaşamasının sözleşmesidir. Bu gün var olan Anayasa özgürlükçü değildir. Bu konuda taleplerimizi içeren nasıl demokratik ve sivil bir Anayasa olabileceğine yönelik bir çalışmamız var. Yakında onu kamuoyuyla da paylaşacağız. Sivil demokratik, bir toplumsal sözleşme nasıl olur, göstereceğiz. Kürt sorunu Türkiye'yi yönetenlerin var ettiği bir sorundur. Kürtleri inkar ederek Kürtlere imha ve inkarı dayatarak var ettikleri bir sorundur. Bu sorun çözülmelidir. Bu konuda çözüme çağırıyoruz. Çözümü de demokratik siyasi kanatlarını açmakla mümkündür' dedi.

DİYARBAKIR (DİHA)