19 Temmuz 2009 Pazar

Vedat Aydın cinayetine ilişkin çarpıcı ayrıntı

Faili meçhul cinayetlerin en yoğun işlendiği 1990'li yıllarda Diyarbakır'da görev yapan Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden JİTEM davasında talimatla verdiği ifadede HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın cinayetine ilişkin çarpıcı bir ayrıntıyı açıkladı.

Vatan ve Milliyet gazetelerinin haberine göre 1984 sonu ile 1992 Mart ayı arasında Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığını belirten Avcı ifadesinde şunları söyledi:

Vedat Aydın cinayeti

''Vedat Aydın'ın öldürülmesini, Susurluk kazasında ölen Hüseyin Kocadağ soruşturdu. Ergani bölgesinde trafik kontrolü yapan bir ekibin, bir trafik kazası olduğu belirtilerek yerlerinden ayrılmasının temin edildiğini, kaza ihbarının Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'ndan yapıldığının anlaşıldığını, böylece Aydın'ı kaçıranların Maden'e sorunsuz geçiş yaptıklarını, Aydın'ın cesedinin de Maden'de bulunduğunu, araştırmayı Kolordu Komutanlığı'ndan öteye götüremediklerini anlatmıştı.

Jandarma Genel Komutanlığı'nda kadroluydular

1984 yılı sonu ile 1992 yılı Mart ayı arasında Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptım. İbrahim Babat adlı PKK itirafçısı, JİTEM adıyla anılan jandarma istihbarat teşkilatında Binbaşı olan Cem Ersever ve itirafçı olan 5-10 kişilik bir ekiple birlikte hareket etmekteydi. Bu şahıslar, Jandarma Genel Komutanlığı'nda çeşitli kadrolarda göreve başlatılmışlardı.

Babat'ın, bölgeyi terk ettikten sonra JİTEM ile irtibatını kestiğini düşünüyordum. Çek senet tahsilatı işine girmiş. Kadıköy'de para anlaşmazlığı nedeniyle çıkan çatışmada iki kişi yaralanınca Babat firar etmiş. O tarihlerde Yalova Alay Komutanı olan JİTEM'ci Albay Arif Doğan ile irtibatını sürdürmüş.

Sinan Yaşar isimli JİTEM Ege sorumlusu, subay ve astsubaylarla tahsilat işlerine girmişler. Kadıköy'deki çatışma da Bodrum'daki bir işin devamıymış. JİTEM'ci Arif Doğan, Babat'a hoşgörülü davranılması için yardım istedi. Bu işlerin peşinde olmamasını söyledim.

Kadıköy emniyetinde müdür seviyesinde birisiyle irtibata geçebileceğini kaydettim. Arif Doğan, bu kişiyle irtibata geçtikten sonra kalaşnikof tüfeğiyle birlikte Babat'ı teslim etti. Babat, Kırklareli Cezaevi'ndeyken itirafname hazırladı. Karıştığı infazları anlattı. Bunları bana postayla gönderdi. Başbakanlık Teftiş Kurulu'na ilettim. 1999-2000 yılları gibi bu şahsın esasen İbrahim Babat olmayıp Suriye asıllı başka biri olduğu anlaşıldı. Bir müddet sonra Suriye yetkililerine teslim edildi.

Ersever: Bina önündeki polisleri çek

İtirafçı Abdülkadir Aygan ve birkaç kişi ile yanıma gelen Cem Ersever, HADEP binasında açlık grevi olduğunu, bina önündeki polisleri çekmemi, bir şeyler düşündüklerini söyledi. Ben de 1 saat yaptığının yanlış olduğunu anlattım.

Boğazına kadar bu işe battığını, yardım etmeyeceksem karışmamamı, bu saatten sonra geri duracak halinin olmadığını söyledi. HADEP binasına bir şey yapılmasına engel oldum.

Jitem'in levhaları bile vardı

Diyarbakır'da örgüt kurucusu ve üyeleri olan Arif Doğan, Cem Ersever, Aytekin Özer isimli şahıslar ve kod isimleriyle tanıştırıldığını öğrendiğim bir kısım kişilerle karşılaşıyordum.

Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanlığı ve Diyarbakır Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunmaktaydı. Hatta bu şahıslar ile ilde yapılan muhtelif asayiş değerlendirmelerine JİTEM Komutanlığı görevlileri sıfatıyla katılmaktaydılar.

Veli Küçük isimli şahsın Jandarma Genel Komutanlığı'nda karargâhta olduğunu ve JİTEM'in ona bağlı bölge ve Diyarbakır'da teşkilatlandırıldığını duymaktaydım. Korgeneral Hikmet Köksal, Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı iken tüm birlikler ona bağlı olduğu gibi JİTEM de ona bağlıydı. Arif Doğan, Cem Ersever'in komutanı olmasına rağmen Cem JİTEM'de daha aktifti.

Üstlerin bilgisi vardı

JİTEM adına yasadışı olarak öldürme, kaçırma gibi bir kısım faaliyetlerin bu işleri yapan kişilerin üslerinin denetimi ve bilgisi dahilinde olmadan işlenmesi söz konusu olamaz.

Ancak somut bilgim yoktur. Davranış tarzları, bölgedeki güvenlik görevlileri tarafından kabul görüyordu. Ersever ve ekibinin yapmış olabileceğini tahmin ettiğim, baro başkanını arabasına bomba konulması, Yeni Ülke gazetesinin yakılması, Aydınlık ya da benzer bir derginin basılarak bir kişinin öldürülmesi ve HADEP İl Başkanı Vedat Aydın'ın kaçırılıp öldürülmesi olayıdır.''

ANF