972 doğumlu Güler Zere, Malatya 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi kararıyla 1995’te 34 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Kahramanmaraş Elbistan Cezaevi’nde 14 yıldır yatan Zere, cezaevi koşullarından ötürü kansere yakalandı. Ağız boşluğundan kaynaklanan kanser, boynundaki lenf bezlerine yayıldı. Durumu git gide ağırlaşan Güler Zere, Çukurova Üniversitesi Balcalı Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Önce ağız içindeki tümörle ilgili patoloji işlemi için 60 gün ileriye randevu verildi, sonra da ‘Mahkum koğuşunda yer yok’ denildi. Bu nedenle Zere, Adana Karataş Kadın Cezaevi’ne nakledildi.
‘MAHKUM KOĞUŞU BİLE RİSKLİ’
Bir süre sonra Balcalı Araştırma Hastanesi’nde mahkum koğuşuna yatırılan Zere’nin infazının ertelenmesi için 12 Mart’ta avukatları başvuruda bulundu, ancak bu başvuru ‘nasıl olduysa’ kayboldu. 4 Haziran’da yapılan ikinci başvuru üzerine Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından bir rapor hazırlandı. 22 Haziran tarihli bu rapor, aynı gün içinde, Zere’nin dosyasının bulunduğu Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı’na faksla gönderildi. “Evre 4 malign oral kavite karsinomu nedeniyle ağır özürlü sayıldığı, yaşamının ağır risk altında olduğu, şahsın bir başkasının bakım ve gözetimine muhtaç olduğu”nun belirtildiği rapora ek olarak bir rapor daha istendi. 25 Haziran tarihli bu raporda ise, “Sağlık kuruluşlarında mahkumlara ayrılan bölümde tedavisinin, hastalığın üstesinden gelme şansını olumsuz etkileyeceğinden dolayı hastanenin mahkum koğuşunun dahi yaşam riski oluşturacağı” vurgulandı.
‘TAM İYİLEŞME ŞANSI YOK’
Bunun üzerine 6 Temmuz’da Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘İnfazının geri bırakılmasının uygun olup olmadığının tespiti için’ Zere’nin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’na sevk edilmesine karar verdi.
18 Haziran tarihli Adana Tabip Odası raporunda durumu, “Tam iyileşme şansının çok düşük olduğu, hastanın şu anda bulunduğu ortamın hastalığın tedavisini ileri derecede zorlaştırdığı kanaatine varılmıştır” ifadeleriyle açıklanan Zere, 28 saatlik bir kara yolculuğuna gönderildi. Kavurucu sıcaklarda aynı gün içinde Adana’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Adana’ya dönen Zere, ameliyat edildikten sonra radyoterapiye (ışın tedavisi) başlayacak.
‘GÜL AFFEDEBİLİR’
Öte yandan Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Elbistan Cumhuriyet Savcısı Orhan Irmak hakkında “Kasten öldürmeye teşebbüs, işkence, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal” ettiği gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 16. maddesi gereğince Zere’nin “İnfazının ertelenmesi” gerekiyor. Ancak Zere, ölüme terk ediliyor.
Gül, 8 Temmuz’da Zere’nin durumuyla ilgili yayınlanan haberlerin ardından “Tutukluları değil, hükümlüleri affedebileceğini”, bunun için de önüne Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği üzerinden kişilerin dosyasının gelmesi gerektiğini savunmuştu. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Gül istese bütün ağır hastaların listesine ulaşır. 2008 raporumuz Cumhurbaşkanlığında var” dedi. Ahmet Necdet Sezer’in çıkardığı aftan 258 tutuklu yararlanmıştı