9 Mayıs 2010 Pazar

Ankara kulislerinde yeni senaryo

Ankara kulisleri şimdi Baykal giderse Erdoğan’ın da gideceğini konuşuyor.

Ankara kulisleri, CHP lideri Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntülerin ortaya çıkarılması ile ilgili yeni bir iddiayı konuşuyor..

CHP lideri Deniz Baykal’ı eski özel kalem müdiresi Ankara milletvekili Nesrin Baytok’la birlikte gösteren ancak ‘montaj’ olduğu parti yönetimince öne sürülen kaset, 22 Mayıs’taki kurultay öncesi gündemi sarstı. İnternet sitelerine düşen görüntüler, “Baykal’ı tasfiyeye dönük planlı bir operasyon” olarak yorumlanıyor.

Millliyet gazetesi yazarı Derya Sazak ve Star gazetesi yazarı Ergun Babahan bugünkü köşelerinde, Ankara kulislerinde konuşulanları yazdı.. Sazak'a göre kulislerde 'planlanmış bir operasyon'dan söz ediliyor. Babahan'a göre ise 'Bu olayın tezgahcısı ile Ali Kalkancı olayının tezgahcısı aynıdır'..

İşte Ankara'da konuşulan senaryolar...

Derya Sazak - Milliyet
"... Ankara kulislerinde de, AKP karşısında bir iktidar seçeneği oluşturmak üzere planlanmış bir ‘operasyon'dan söz ediliyor.

Baykal, Ergenekon'a, darbe planlarına inanmıyordu, suikast iddialarını hafife alıyordu ama ‘AKP'yi bitirme planı'na benzer bir darbeyle şimdi kendisi karşı karşıya. Kaseti ortaya atanların CHP kurultayına dönük bir zamanlama yaptıkları çok açık.

Ankara'da konuşulan senaryo şudur: “Baykal kaldıkça AKP'ye alternatif çıkmıyor. Baykal giderse Erdoğan da gider! Ancak CHP'deki değişim, AKP'yi iktidardan eder. Kaset, Baykal'ı bitirme planıdır. Muhtemelen arkası gelecek ve Deniz Bey'i istifaya mecbur bırakacaklar.” Post-Baykal dönemi mi inşa ediliyor?!"

Ergun Babahan - Star
"... Peki neden sistem iktidara karşı en büyük silahı olan partinin, kendisini her koşulda koruyan liderini bir anda satıyor? Neden defterini dürüp kapı önüne koymak istiyor. Çünkü Sayın Deniz Baykal'da vücut vuran Kemalist çizginin yolun sonuna geldiğini görüyor. Bu çizgi İzmir, İstanbul'un laikçi semtleri, Ege kıyıları, Antalya derken yüzde 20'nin üstüne çıkamıyor. Bu çizginin önce yumuşatılması, sonra kırılması gerekiyor.

İlk hedef Baykal'ın tasfiyesi
Kürtlere özerklik tanınacaksa, biz tanırız mantığı. Bunun için ilk hedef, Baykal'ın tasfiye edilmesi. Bugünkü Siyasi Partiler Yasası da, partilerin yapısı da, eğer ebleh değilse, parti başkanının kongre kaybetmesini imkansız hale getiriyor. Medyada istediğiniz kadar çakın, genel başkanı okurlarınız değil, delegeler belirliyor.

Onun için özel hayatın dokunulmazlığı, özel hayata saygı geyiklerine inanmayın. Baykal haberini büyüten gazetelerdeki istifa çağrılarına kulak kesilin. Kimin bundan sonra ne yazacağına dikkat edin. Şimdi F Tipi, cemaat, polis teşkilatı çekti sızdırdı geyikleri de artacak. İnanmayın.

Kirli iğrenç bir tezgah
Bu olayın tezgahcısı ile Ali Kalkancı olayının tezgahcısı aynıdır. Ali Kalkancı'yı ve onun üzerinden hükümeti hedef alan kimler idiyse, o tezgaha hangi medya destek olduysa, bugün de değişen bir şey yoktur. Bu kirli, iğrenç bir tezgahtır. Tezgahın düzenleyicileri, pazarlayıcıları ortadadır. Zanlı aramayın, mürekkep izleri ellerinde. Osman Can'a yapılanın benzeridir Sayın Baykal'a yapılan muamele. Bir kısım medya, ıslak imzaya gösterdiği özenin onda birini bu kasete göstermemiş ve doğru ilan etmişse bir nedeni vardır.

İktidarı biçimlendiremiyoruz bari muhalefeti biçimlendirelim
Bu neden yukarıda da belirttiğim gibi, Baykal'ın AK Parti'nin yolunu kesmek de yetersiz görülmesidir. AK Parti'nin parayla yapılmışlar dışındaki anketlerde yüzde 40'lar seviyesinde görünmesi, belli merkezlerde panik havası yaratmış. Bu çok açık. İktidarı biçimlendiremiyoruz, bari muhalefeti biçimlendirelim anlayışı hakim olmuş. Bu seçim öncesi Baykal gider, Kemal Kılıçdaroğlu gelir, CHP yüzde 30'lara tırmanır ve bir CHP-MHP koalisyonu kurulur hesabı açık şekide görülüyor."