19 Mayıs 2010 Çarşamba

Üzülme anne babamın elbiselerini koklarız

Babası göçük altına kalan 6 yaşındaki kız annesini teselli etti. 45 saattir göçük altında olan işçilerin aileleri ocağın önünde umutla beklemeye devam ediyor..

Kurtarma çalışmalarının yapıldığı Gelik kuyusunun başında bekleyenlerden biri, Ahmet Özbay. 36 yaşındaki kardeşi Murat mahsur kalanlardan: “Beş yıldır bu firmada çalışıyor. Kardeşimin iki çocuğu var. İlk kez maden ocağında çalışmaya başlamıştı. Babamız madenden emekli. Maden ocaklarının tehlikelerinin farkındayız. Ancak hiç böyle bir kazayla karşılaşmamıştık. Ben kardeşimin sağ kurtulacağından ümitliyim. İçimde herhangi sıkıntı yok. Çalışmalar konusunda net bilgi alamıyoruz. Kuyudan sürekli birileri inip çıkıyor, biz de bekliyoruz.”

“Sadık ne olur sağ salim gel”
İşçilerden bir yıl önce evlenen Sadık Kocakaya’nın annesi Sebahat Kocakaya, oğlunun beş yıldır firmada elektrik teknisyeni olarak çalıştığını söylüyor: “Kimse yok mu? Allah bize yardım etsin. Sizin yakınınız yerin altında olsa ne isterdiniz? Bizi düşünün.” Bu arada Kocakaya’nın eşi Dilek “Sadık ne olur sağ salim gel” diye ağıt yakıyor.

Babası da madenden emekliydi
Maden ocaklarından emekli babasının bir yıl önce akciğer kanserinden kaybeden İlker Bebek de madende mahsur kalanlardan. Bir çocuğu bulunan Bebek’in eşi, acı haberi alınca hastaneye kaldırıldı. Şimdi Bebek’in akrabaları maden ocağının yakınında umutla bekliyor.

Asıl mesleği aşçılık
Mahsur kalanlar arasında Gülşen Karabektaşoğlu’nun eşi Ahmet, kardeşi Erdem ve eniştesi Adem de var: “Asıl mesleği aşçılık olan eşim Ahmet imkânsızlıktan dolayı maden ocağında çalışmaya başlamıştı. Trabzon’dan geldi. Madencilik konusunda bilgisi yoktu. Dört -beş yıldır firmada çalışıyordu. Kardeşimle maden ocağının aynı bölgesinde, yan yana çalışıyorlardı. Eşim, yeraltında defalarca yaralandı. Ancak çalışmasını istemediğim halde maden ocağındaki işine imkânsızlıklar nedeniyle devam etti. Asıl mesleği aşçılık olan eşim maden ocağında çalışmaya başlamıştı. Şu anda altı yaşındaki kızım Ebral ile bekliyoruz. Çocuğum durumun farkına vardı, bana ‘üzülme anne, babamın iş elbiselerini koklarız’ dedi.”

‘Gel oğlum...’
Ocakta oğlu bulunan Ayşe Alkin, iki gündür ocağın önünde beklerken sesini yeraltına duyurmaya çalışıyor gibi “Oğlum, arkadaşların burada bekliyorlar...” Ocakta mahsur kalanlardan, yaşları 46 ile 56 arasına değişen Hasan Akbaba, Hüseyin Arslan, Mustafa Zoroğlu, Şahin Tavukçu ve Şerif Akdoğan’ın madencilikten emekli olduktan sonra Yapıtek firmasında tekrar işe başladıkları öğrenildi.

‘İstirahatliyken ocağa soktular’
Emekli işçilerden Hüseyin Arslan’ın oğlu Sedat Arslan, babasının beş gün önce aynı ocakta iki vagon arasında sıkışarak yaralandığını ve dört gün istirahat verildiğini söyledi. Sedat Arslan, “Babam istirahatın dördüncü gününde istirahat kâğıdını vermek üzere müesseseye gidiyor. Ancak onu ocağa sokmuşlar” diyerek şirket yetkililerine tepki gösterdi. (Radikal)