10 Mayıs 2009 Pazar

Bu anneler gün görmedi

Bugün Anneler Günü. Çocuklar annelerine çiçekler verecek, sarılıp öpecek. Galatasaray Meydanı’nda oturan annelerin ise 14 yıldır ‘günü’ olmadı
Bugün Anneler Günü. Çocuklar annelerine çiçekler verecek, sarılıp öpecek. Galatasaray Meydanı’nda oturan annelerin ise 14 yıldır ‘günü’ olmadı. Çünkü onların çocukları yıllar önce kaybedildi, kaçırıldı, gözaltına alındı, sesleri en son hücrelerde duyuldu.
Onlar, belki 17, belki 14 yıldır çocuklarını göremiyor. Cumartesi Anneleri, 27 Mayıs 1995’ten beri her hafta çocukları için geldikleri Galatasaray’da dün 215’inci kez oturdu. 14’üncü Anneler Günü’nde de bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, çocuklarını geri vermeyenlere ve onların eşlerine seslendi.
Eylemlerinin 215’inci haftasında kayıp yakınlarına, tiyatro sanatçısı Ayla Algan, müzisyen İlkay Akkaya, avukat Kemal Aytaç da destek verdi.
HER GÜN MATEM GÜNÜ
Kayıp yakınları adına konuşan tiyatro sanatçısı Ayşe Lebriz, yetkililerin bugün yayınlayacağı Anneler Günü mesajlarında ‘kayıp annelerinden’ yine bahsedilmeyeceğini vurguladı: “Cumhurbaşkanı yayınlayacağı Anneler Günü mesajında yine ‘annelerimizin kıymetini bilmeli, onları sadece belirli günlerde değil, her an hatırlamalıyız’ diyecek. Başbakan Anneler Günü mesajında yine annelerin, ‘toplum hayatının direği olduğunu’ söyleyecek. TSK yine Anneler Günü için afişler hazırlayacak, ‘sevginiz gücümüzdür’ diyecek. Dünyayı annelere cehennem edenler, ‘cennetin annelerin ayakları altında olduğunu’ söyleyecekler. Ama kimse çocukların akıbetini öğrenmemenin sonsuz matemine mahkum edilen kayıp annelerinden bahsetmeyecek.”
Cumartesi Anneleri için, çocuklarını bulana kadar her günün ‘matem günü’ olacağını söyleyen Lebriz, “Çocuklarımızı kaybeden devletten ömrümüz yettiğince biz, sonsuza dek tarih davacı olacak” dedi.
Eylemin ardından annelere kırmızı karanfiller verildi. (İstanbul/EVRENSEL)
‘ANNEMİN YÜZÜNÜ GÖRÜYORUM’
KAYIP yakınları için yazdığı yazısını okuyan yazar Necmiye Alpay, kayıp yakınlarında annesini gördüğünü belirtti: “Burada insan kaybetme uygulamaları, askeri darbe dönemlerinde başladı ve ötesine de taştı. 12 Eylül döneminde bir süre ben de ‘kaybedilenlerdendim’. Pek çok kişi gibi ben de gözaltına alındığımda annem ve ailem, uzun süre haber alamadı. Buradaki annelerin yüzlerinde, burada rastladığım, kaybedilmiş 2 oğlunun fotoğrafını gösteren babanın gözlerinde, kendi annemin yüzünü görüyorum. Annem, ben bulunduktan sonra da yakınları kaybedilmiş insanlara yardımcı olmaya çalışmıştı. Buradaki annelerin ise çektikleri bu acı on yıllara varıyor. Ve böyle kaybedilen binlerce kişi var, oysa hiç kimse böyle bir cezayı hak etmez.”
HAYRUNNİSA GÜL’E:
Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmesi için Cumhurbaşkanı’na baskı yapın.
EMİNE ERDOĞAN’A:
Kaybedilen çocuklarımızın akıbetlerinin açığa çıkartılması için Başbakan’a baskı yapın.
SAİME TOPTAN’A:
Kayıpların araştırılması ve Meclis komisyonu kurulması için Meclis Başkanı’na baskı yapın.
SEVİL BAŞBUĞ’A:
Öldüren ve emir veren komutanları açıklaması için Genelkurmay Başkanı’na
baskı yapın.
ANKARA VE İZMİR’DE ANNELER İÇİN OTURDULAR
İHD’nin Ankara’da yaptığı eylem, kayıp annelerine adandı. Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen İHD üyeleri adına konuşan İHD Şube Başkanı Gökçe Otlu, yetkililerin Anneler Günü mesajlarına değindi.
“Yine Anneler Günü mesajı yayınlayan yetkililer, devletin güvenlik güçlerince gözaltına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan çocukların annelerini, anneden saymayacak” diyen Otlu, yetkililerin, anneleriyle birlikte çocuklukları da kaybedilen çocuklardan bahsetmeyeceğini belirtti.
Otlu, “Çocukları muhalif olduğu için, çocukları sendikacı olduğu için, çocukları sosyalist olduğu için, çocukları Kürt olduğu için annelerini de cezalandırmaya devam edecek” diye konuştu. Kayıp annelerinin anneler gününü artık kutlamak istemediklerini, çocuklarının faillerinin tarih önünde yargılanmasını istediklerini kaydeden Otlu, bu yüzden bu haftaki eylemlerini kayıp annelerine atfettiklerini söyledi. Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı.
MAYIS AYI ÖLÜM AYI
İzmir İHD Şubesi, eylemlemi mayıs ayında öldürülenlere adadı. Konak Eski Sümerbank önünde bir araya gelen İHD üyeleri, kayıpların fotoğraflarını taşıdılar. Açıklamayı yapan İHD İzmir Şube Başkanı Ahmet Alagöz, faili meçhul cinayetler sonucu yakınlarını kaybedenlerin adalet taleplerinin yine yok sayıldığını belirterek, yok sayıldıkça derin yara alan adalet duygusunun, giderek anlamsızlaştığını vurguladı. Alagöz, “Mayıs ayında dün yaşananların bizlere anlattığı şeyler de vardır” dedi. (ANKARA-İZMİR)
Anneler Günü’nde yaşam savaşı
ZONGULDAK’ta, iki bacağını olmayan Sevim Sarısoy, tek başına baktığı 9 yaşındaki oğlu Emre’yi okutabilmek için mücadele veriyor. Oturduğu prefabrik evde ellerinin üzerinde emekleyerek oğlunu okula hazırlayan Sarısoy’un en büyük ideali, onu üniversiteye göndermek. 3 ayda bir aldığı 750 TL engelli maaşıyla geçinmeye çalışan Sarısoy, “Hiç olmazsa bir tekerlekli sandalye verilsin” dedi.
Sevim Sarısoy, 10 yaşındayken bindiği tren seyir halindeyken, inmek isteyince düştü. Sarısoy’un trenin altında kalan sağ bacağı, dizi üzerinden koptu. Kopma noktasına gelen diğer bacağı da aynı yerden ameliyatla kesildi. 2 bacağını da kaybeden Sarısoy, 1997’de evlendiği Adem Sürücü ile 5 yıl süren evliliğini ‘şiddetli geçimsizlik’ nedeniyle bitirdi. Eşinden boşanan Sarısoy, oğlunun bakımını da 2 yaşından itibaren tek başına üstlendi.
YAŞAM SAVAŞI
Bir yardım derneğinin Tepebaşı Mahallesi’nde yaptırdığı 2 odalı prefabrik eve yerleşen Sarısoy, 3 ayda bir aldığı 750 TL’lik engelli maaşıyla geçimini sağlıyor. Diğer yandan da Tepebaşı İlköğretim Okulu 2’nci sınıf öğrencisi olan oğlunu da okutabilmek için mücadele veriyor. Ellerinin üzerinde emekleyerek oğlunun kahvaltısını ve yemeğini hazırlayan Sarısoy, kıyafetlerini giymesine, ödevlerini yapmasına yardımcı oluyor. Oğlunu her sabah öperek okuluna gönderen Sarısoy’un en büyük ideali ise, oğlunu üniversiteye göndermek. Sarısoy, oğlu dünyaya geldikten sonra farklı bir hayatın içine girdiğini, onu yaşatmak için aştığı bütün zorlukları anlatıyor.
SANDALYE İSTİYOR
1994 yılında annesini yüksek tansiyon nedeniyle kaybeden Sarısoy, “Annemi kaybettiğim için Anneler Günü benim için buruk geçecek. Ama oğlum var. Onu okutup, hayata hazırlamak istiyorum” dedi. Aldığı maaşın evin ve oğlunun okul masrafları için yeterli olmadığını söyleyen Sarısoy, kendine hiç olmazsa bir tekerl