9 Mayıs 2009 Cumartesi

VENEZÜELLA SINIR KONTROL HELİKOPTERİ KAZASINDA 17 KİŞİ ÖLDÜ

Venezüella’nın Kolombiya ile sınır eyaleti olan Tachira Eyaleti’nde sınır kontrolü yapan Venezüella ordusuna ait Rus yapımı helikopterin El Capote Tepesi’ne çarpması sonucu gerçekleşen kazada 16’sı asker 17 kişi öldü. Kolombiya ile olan sınırın kontrolü ve istihbarat amaçlı devriyesinden sorumlu hava ekibinin tümünün hayatını kaybettiği kaza 3 Mayıs tarihinde, yerel saatle sabah 10.00 dolaylarında gerçekleşti.
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chávez, pazar günleri gerçekleştirdiği “Alo Presidente” programında, dün (03.05.2009) bizzat kendisi bu kazanın haberini verdi. Ölenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen Chávez, kazadan duyduğu üzüntüyü vurgularken, kazanın Barack Obama yönetimine de Venezüella’nın sınırlarını kontrol edip denetlediğinin acı bir kanıtı olduğu mesajını verdi.
Chávez, Washington’dan ABD İstihbarat teşkilatlarının çeşitli yöneticileri ağzından yapılan, Venezüella’nın “terörle” mücadele etmediği ve sınırlarını yeterince kontrol altında tutmadığı şeklindeki suçlamalarına,1 Mayıs dolayısıyla miting alanından yaptığı konuşmasında da sert bir şekilde yüklenmişti.
Ancak Chávez’in Kolombiya ile olan sınıra ilişkin yürüttüğü politika oldukça nettir ve Chávez, Venezüella’nın bağımsızlığının korunmasına dair en ufak şüphe taşımayacak denli de sağlam bir çizgi izlemektedir. Bunu da, geçen hafta FARC-EP ile Kolombiya devlet güçleri arasında çıkan çatışmada 10 Kolombiya askerinin ölmesinin ardından Chávez’den Venezüella tarafına kaçtıklarını iddia ettiği FARC militanlarını yakalayıp Kolombiya’ya teslim etmesini isteyen Kolombiya devlet başkanı Alvaro Uribe’ye verdiği yanıttan da görmek mümkündür.
29 Nisan 2009 tarihinde FARC-EP Karayip Bölgesi Martin Caballero Bloğu’na bağlı gerilla güçleri ile Kolombiya ordusu askerleri arasında Guajira bölgesinde çıkan çatışma sonucu 10 askerin ölmesi üzerine önce Kolombiya dışişleri bakanı Jaime Bermudez, hemen ardından da Alvaro Uribe, Chávez Hükümeti’nden Venezüella tarafına geçtiklerini iddia ettikleri FARC militanlarının yakalanıp kendilerine teslim edilmesini talep ettiler. Venezüella Dışişleri Bakanı Nicolas Maduro ile konuyu ilk olarak telefonda görüşen Jaime Bermudez, Maduro’dan FARC elemanlarının Venezüella’da herhangi bir “suç” işlemelerine izin verilmeyeceği biçiminde bir garanti almış olmasına rağmen, Chávez’in yanıtı çok daha net oldu. Meselenin Kolombiya’nın kendi iç meselesi olduğunu vurgulayan Chávez, Kolombiya’nın bunu kendisinin çözmesi gerektiğini belirterek, Venezüella açısından ise ulusal ve toprak egemenliğine herhangi bir müdahalede bulunulmasına izin verilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Kolombiya Devleti ve Uribe hükümetinin yürüttüğü kirli savaşa hiçbir şekilde destek olmayacağını diplomatik bir dille belirten Chávez’e bu yönlü bir talep, daha önce Kolombiya savunma bakanı Santos tarafından yaklaşık 2 ay önce gelmişti.
Santos, FARC’ın üst düzey yöneticilerinin Venezüella’da olduklarını iddia ederek gerekirse onları yakalamak için Venezüella’ya askeri bir operasyon yapabileceklerini dile getirmişti. 2008 yılı 1 Mart’ında ABD ile ortak bir operasyon düzenleyen Kolombiya hükümeti, Ekvator topraklarındaki gerilla kampına hava saldırısı düzenlemiş ve FARC Sekretaryası üyesi Raul Reyes ve onlarca gerilla ile ziyaretçilerin ölümüne neden olmuştu. O tarihten bu yana Ekvator ile Kolombiya arasında ciddi bir gerginlik yaşanmasının yanısıra Ekvator Devlet Başkanı Rafael Correa, her fırsatta Uribe’yi uluslararası hukuğu ihlâl eden bu saldırgan tavrı karşısında mahkûm etmekten çekinmemektedir.
Santos’un ABD’den yakın zamanda aldığı yüklü Plan Kolombiya bütçesine dayanarak yaptığı bu pervasızca çıkışına, Hugo Chávez ve Venezüella Başkan Yardımcısı Carrizalez tarafından “Venezüella’nın toprak bütünlüğüne dair en ufak saldırı girişiminin çok pahalıya malolacağı, sınırları birebir savunmaktan kendileri dahil hiçbir Venezüellalı devrimcinin çekinmeyeceği” biçiminde verilen cevap üzerine Uribe, ortalığı yatıştırmaya çalışmıştı.
Chávez, Uribe’nin “teröre karşı ortak mücadele” çağrısının ardında ABD emperyalizminin yalnızca Kolombiya eliyle değil direkt olarak kendisinin de Venezüella’daki süreci provoke etme girişiminin olduğunu açıkça görmektedir. Zaten FARC-EP de Venezüella Ulusal Meclisi tarafından 2008 Şubat ayında “savaşçı örgüt” olarak tanındığı için ortada “FARC terörü” ile ilgili hiçbir bir somut durum yoktur. FARC’ın Venezüella’daki sürece dair hassasiyeti ise oldukça nettir. Chávez de durumu Kolombiya’nın kendi iç meselesidir diyerek hiçbir provokasyona yer bırakmayacak denli iyi tanımlamaktadır.
Kolombiya’daki kirli savaş, ABD’nin tüm zorlamalarına rağmen Latin Amerika’da kendine hiçbir müttefik bulamamaya devam etmektedir.
CANAN ATEŞ
Caracas, 4 Mayıs 2009