Honduras'ın devrik lideri Manuel Zelaya, niçin ve nasıl devrildiğini anlattı.
Democracy Now'dan Amy Goodman ve Juan Gonzalez, Honduras'ın darbeciler tarafından yurtdışına gönderilen Devlet Başkanı Manuel Zelaya ile konuştu. Darbenin hikayesinden nedenlerine, ABD'nin darbeye tepkisinden Zelaya'nın ülkedeki politikalarına birçok soru cevap buluyor.
Zelaya'nın röportajında en çok dikkat çeken husus ise Honduras'ta darbe yapılması için askerle işbirliği yapan elitlerden bahsettiği bölüm. İşte, o bölüm...
Juan Gonzalez: Bay Zelaya, başkanlığa seçildiğinizde muhafazakâr bir lider olduğunuza inanılıyordu. Fakat başkanlığınız süresince asgari ücreti hızlı bir şekilde arttırdınız, öğrencilere okullarda ücretsiz öğle yemeği verdiniz, toplu ulaşım bedellerinde indirim yaptınız. Sizce bu yaptıklarınız, Honduraslı elitlerin size karşı yapılan darbeyi destekleme nedenleri olabilir mi?
Manuel Zelaya: Başkanlığa çok açık, programlı ve ideolojik bir politika sözü vererek seçildim: Vatandaşları haklarında güçlü kılmak, ekonomik, sosyal, kültürel ve ayrıca siyasal olarak onları güçlendirmek. Bütün söz verdiğim reformların amacı halka daha fazla güç vermekti. Elitlere inanmıyorum. Askeri ya da ekonomik elitlere inanmıyorum. Değişikliği gerçekleştirme gücü olanlar halkın kendisidir. Bu yüzden kampanyama "vatandaş gücü" adını verdim. İlk hazırladığım kanun vatandaşların katılımı ile ilgiliydi. Referandumda soracağım kanun da vatandaşların katılımı içindi. Eşim ile beraber fakirlere yardım ettik. Fakirliği yüzde 10 oranında indirdik ve ülke ekonomisinde yüzde 7 büyüme sağladık. Bu yüzden ülkede tepki gösteren bir grup var. Honduras, bütün ekonominin kontrolünü elinde tutan 10 ailelik bir grup tarafından yönetiliyor. Bunlar, kendilerinin ve ailelerinin gelişmesi için benim faaliyetlerimi kıskançlıkla karşıladılar. Fakat, bunlar değişimi ve dönüşümü reddettiler. Darbe yapmak için siyasi ve askeri kanatlar aradılar.
Amy Goodman: Sayın Başkan, darbe sabahında tam olarak ne yaşansığını bize anlatabilir misiniz? Sizce darbenin arkasında kimler var?
MZ: Evime sabah 5.30'da saldırdılar. En az 200-250 silahlı, kasklı, kurşun geçirmez yelekli adam silahlarını bana doğrulttular, ateş açtılar, makineli tüfek kullandılar, kapıları tekmelediler ve beni pijamalarımla bir uçağa koyup Kosta Rika'ya gönderdiler. Bunların tamamı 45 dakikadan kısa bir sürede oldu....
İnsan hakları özgürlüklerimizi garanti eder, fakat desteklememiz gereken sistem demokrasidir. Eğer ordulara, uyuşturucu kaçakçısı elitlere, ekonomik elitlere veya uluslararası mafyaya, hatta uluslararası şirketlere hükümetlere ve başkanlara istediklerini dikte etme izni verirsek, Amerika kıtasındaki 50 yıllık demokratik reformları kaybederiz.
Dünya Bülteni / 15