26 Kasım 2008 Çarşamba

AHLAKSIZ ŞANTAJ

Türk Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, KCK Önderi Öcalan’ın cezaevi koşullarının düzeltilmesi ile ilgili olarak, “Durumunu düzeltir, ‘bu işleri bırakın, bomba ile kavga ile olmaz’ derse, görüş değiştirirse belki savcılar bu yeni durum karşısında yeni bir değerlendirme yapar” dedi. Öcalan’a yönelik fiziki saldırı sonrası yaptığı ilk açıklamada ‘hayali iddialardır’ diyen Bakan Şahin, zorla üst araması yapıldığını kabul etti. Bakan Şahin’in bu açıklamalarına hem Öcalan’ın avukatları hem de DTP sert tepki gösterdi. Adalet Bakanı, 1999’dan beri İmralı’da tek başına tutulan KCK Önderi’nin haklarından yararlanabilmesi için “HPG’yi durdurmasını” şart koştu. Bakan Şahin’in konuyla ilgili açıklamaları dünkü Hürriyet gazetesinde ‘Bombayı durdur derse bakarız’ şeklinde yer aldı.

Kendisini tekzip etti

KCK Önderi Abdullah Öcalan, yaklaşık bir ay önce avukatlarıyla yaptığı haftalık görüşmede, hücresinin aranmak istendiği bahanesiyle zorla dışarı çıkarıldığını; iki kolundan tutularak, diz çöktürülmeye çalışıldığını, ‘Bunu yapacağınıza beni öldürün’ şeklindeki tepkisi üzerine de ‘ona da sıra gelecek’ denildiğini açıklamıştı. Bu saldırının duyulması üzerine Kürdistan’da serhildanlar olmuş; DTP durumun ciddiyeti konusunda devleti göreve çağırmıştı. Aradan bir gün geçmeden Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bir vesileyle Antalya’da kameraların karşısına geçerek, “Bu iddia tamamen yalandır. Derhal araştırdım böyle bir şey yaşanmamıştır” demişti. Ancak Adalet Bakanı Şahin, dünkü açıklamasında Öcalan’ın avukatlarının anlatımını doğruladı: “Yasa gereği cezaevlerinde belli aralıklarla tutukluların kaldığı yerler aranır. Son aramada kötü muamele, işkence iddiası var. Müfettişler işkence tespit edemedi. Ben de baktırdım. Karşılıklı bazı sözlü atışmalar olmuş. Üst arama yapılması istenmiş. ‘Benim üstümde ne var ki arıyorsunuz’ demiş. Onlar da arayacağız, demişler. Sonuçta üst aramasını yapmışlar. Bu yanıyla öncekilerden farklı bir arama olduğu için dışarı böyle yansıtılmış.”

Disiplin cezası yalanı

Adalet Bakanı, bu konudaki yalanını düzeltikten sonra bir kez daha yalana başvurdu. Öcalan’a, şimdiye kadar 10 kez hücre cezası verilmesine ve bunların 9’unun uygulanmasına rağmen Bakan Şahin, bugüne kadar iki kez disiplin cezası verildiğini savundu. Bakan Şahin, Öcalan’ın neden çeza aldığı konusuna ise açıklık getirmedi.

Ve şantaj devreye girdi

Adalet Bakanı Şahin, son günlerde İmralı’da başlayan inşaat çalışmaları ve oraya başka hükümlülerin sevk edileceği konusuna da açıklık getirdi. Şimdiye kadar bu konuyla ilgili yaptığı üç açıklama da farklı olan Bakan Şahin, bu kez bir adım daha ileri giderek, ağzındaki baklayı çıkardı. CPT’nin tecride yönelik talebi karşısında düzeltmelere gidebileceklerini iddia eden Şahin, İmralı’ya başka hükümlüler götürülse bile Öcalan ile görüştürülmeyeceğini söyledi ve “Ama durumunu düzeltir, ‘bu işleri bırakın, bomba ile kavga ile olmaz’ derse, görüş değiştirirse belki savcılar bu yeni durum karşısında yeni bir değerlendirme yapar” dedi.

Av. Güneş: Soruşturma başlattı

Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ömer Güneş,Bakan’ın Öcalan’a yönelik fiziki saldırıyı kabul ettiğini söyledi. “Geçen hafta itibariyle Bakanlık bize bu konuda idari ve cezai açıdan bir soruştamının başlatıldığını yazılı olarak iletti. Fakat sonucu henüz netleşmiş değil” diyen Av. Güneş, “Sadece fiziki bir müdahale değildir. Bunun siyasal sonuçları da var. O yüzden çok önemli ve bunu yapan şahısların ortaya çıkarılması gerekiyor. Kimler adına, nasıl bu uygulamayı yapıyor bunu bilmek istiyoruz. MGK adına mı yapıyor, Başbakan adına mı yapıyor Müvekkilimizin de en başta öğrenmek istediği husus budur” şeklinde konuştu.

‘Devletin tutumudur’

Av. Güneş, 10 yıldır ağır tecrit altında olan Öcalan’ın ilk defa bu düzeyde bir uygulama ile karlaştığını ifade ederek devamla şunları dile getirdi: “Bu saygısızca yaklaşımları biz devletin tutumu, merkezi bir tutum olarak algılıyoruz. Sadece bir iki görevlinin yaklaşımı olamaz, İmralı sisteminde buna yer yoktur. En üstten merkezi bir kararla ancak gerçekleşebilecek bir şeydir. Ve bununla Kürt halkına mesaj vermek istiyorlar.”