23 Kasım 2008 Pazar

REJİMİN “DEMOKRATİKLEŞME” OYUNU ve AB’NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ

Basına ve kamuoyuna,
Neden bu gün burada ve bu saatte ‘adalet sarayı’ denilen bu binanın önündeyiz? Elbette bu binanın ve benzerlerinin “ne sarayı” olduğu birgün anlaşılacak ve biz anlaşılsın diye buradayız... Güya kanunları değiştiriyorlar... Kanunları gerçekten değiştiriyorlar mı? Demokratikleşme kanunları değiştirmekle olacak birşey midir? Biz kanunlar değiştiği için burada değil miyiz? Yapılanlar ve yapılmak istenenler tam bir sahtekârlık, ahmakları aldatmaya yarıyor ve biz ahmak değiliz. Temel Demirer ve daha birçok arkadaşımız düşüncelerini ifade ettikleri için TCK 301 değişmeden önce de yargılanıyorlardı ve biz buradaydık. “ Demokratikleşme sürecinde” büyük bir hamle yapıldı. Söz konusu madde değişti. Değişiklik Avrupa Birliği tarafından alkışlandı [Şu AB neyi alkışlayacağını çok iyi biliyor] ve biz yine buradayız. .. Yapılan değişiklikler Sicilyalı prens Lampedusa’nın “hiçbir şeyi değiştirmemek için herşeyi değiştirmek gerekiyordu” sözünü hatırlatırcasına yapılıyor...
Kanunlar değiştikçe, “AB’ye uyum” hızlandıkça, demokratikleşme yolunda hızlı adımlarla ilerlendikçe, işkence artıyor, “işkenceye sıfır tolerans” söyleminin aslında “işkenceye yüzde yüz [%100] tolerans” demek olduğu ortada. İşkence sonucu ölümler çoğalıyor, cezaevlerinde tutsaklara yapılan saldırılar ölümle sonuçlanıyor. Polis yürüyen insanlardan hoşlanmıyor ve “dur emrine” uymayıp yürümeye devam edenleri öldürüyor... Muhalifleri susturup/etkisizleştirmek için sinsi ve açık kapsamlı bir saldırı yürütülüyor. Terörle Mücadele Kanunu’nun 6’ıncı maddesine dayanılarak, bağımsız televizyon kanalları ve radyolar kapatılıyor. Sosyalist basın ve Kürt gazeteleri ve internet siteleri tam bir hoyratlıkla yasaklanıyor... Polis, her protesto eylemine, her muhalif gösteriye ‘izinsiz gösteri’ gerekçesiyle saldırıyor, ortalığı savaş alanına çeviriyor ve insanlar izinli gösterinin gösteri olamayacağını, bir değerinin ve kıymet-i harbiyesinin olmayacağını sorgulamaktan aciz... İzinli gösteri diye birşey olur mu? Bütün bunlar asıl söz konusu olanın polis devletinin güçlenmesi, sınırlı demokratik hakların da yok edilmesi değil midir?
Temel Demirer niçin yargılanıyor? Değerli dostumuz/kardeşimiz Hrant Dink’in devlet tarafından hunharca katledilmesi üzerine yaptığı konuşmada, irticalen söylediği: “Bu ülkede Ermeni kardeşlerimiz soykırıma uğramıştır, şimdi de Kürt kardeşlerimize soykırım uygulanmaktadır” dediği için... Eğer aksini iddia eden varsa, düşüncesini ifade etmesine bir engel var mı? Öyleyse neden dava açılıyor? Nedeni bizim için bir sır değil, 93 yıldır gizlenenin açığa çıkmasından, 93 yıllık yalanın teşhir olmasından korkulduğu için... Oysa unuttukları birşey var: gerçek inatçıdır... Temel Demirer’e gerçeği dile getirdiği için dava açanlar, aynı gerçeği ‘itiraf’ eden savunma bakanı Vecdi Gönül hakkında da dava açacaklar mı? Kimse bizi “ demokratik, laik hukuk devleti “ safsatısıyla aldatmaya kalkmasın... Çünkü biz demokrasinin, laikliğin ve hukukun ne olup, ne olmadığını gayet iyi biliyoruz.
Bir Fas atasözü: “ateş ençok dumanı sönerken çıkarır” der... Sömürü, yağma ve zulüm cephesinin sonu uzak değil... Bu vesileyle birşeyin daha bilinmesini istiyoruz: Temel Demirer ve erdemli yaşamayı herşeye yeğleme cesaretine ve basiretine sahip dostlarımız/ kardeşlerimiz yalnız değil. Eğer sizin işkenceciniz, savcınız, yargıcınız, mahkemeniz, hapisaneniz, katilleriniz, vicdanlarını üç kuruşa satmış kalamşörleriniz, anlı şanlı “hukuk” profesörleriniz, “akıl hocalarınız” varsa, bizim de vicdanımız, haysiyetimiz ve özgürlük bilincimiz var... Bizim tarafta kaybetmek diye birşey mümkün değil. Zira, özgürlük mücadelesi kaybetmenin mümkün olmadığı, her aşaması başlı başına bir kazanım olan erdemli bir mücadeledir. Adımını attın mı özgürleşmeye başlarsın ve bu sürüp gider...
Velhasıl her türlü gerici ideolojik manipülasyonu ve Avrupa Birliğinin ikiyüzlülüğünü teşhir etmeye devam edeceğiz...
Saygılarımızla...

Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi
(Not: Bu bildiri, Temel Demirer’in 14 Kasım 2008 de Ankara 2. Asliye Ceza’da duruşması öncesinde Adliye giriş kapısı önünde basına ve kamuoyuna duyurulmuştur...