Diyarbakır Barosu ile birlikte açıklama yapan aileler, çocukların serbest bırakılmasını talep etti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a yaptığı geziyi protesto gösterilerine katıldıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp tutuklanan çocukların serbest bırakılması istendi. Haklarında 23 yıl hapis istenen çocuklar için Diyarbakır Barosu, çocukların aileleri ile birlikte basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, çocukların tutuklanmasının “temel hukuk değerlerinin çiğnenmesi” şeklinde yorumlanarak, tutuklu çocukların bırakılması istendi.
Ortaçağ zihniyeti
Diyarbakır Barosu yeni hizmet binasında yapılan basın açıklamasında konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, çocuklar hakkında 23 yıl hapis istemini, toplumdaki sorunların baskıyla çözümsüzlüğe boğulması olarak yorumladı. Yargının bağımsız olması gerektiğini belirten Aktar, “Devleti koruma refleksi yerine, karar vermelerine bireyin hakları, adaleti gerçekleştirme düşüncesi ve temel hukuk ilkeleri egemen olmalıdır. Ancak son gelişmeler ve olaylar karşısında idare ve yargı mensuplarının tavrı ne yazık ki temel hukuk ilkelerini yok saymaktadır” dedi. Çocuklar hakkında verilen 23 yıl hapis kararının Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözüme kavuşturulmaması olduğunu vurgulayan Aktan, “Yakalanan, tutuklanan ve haklarında onlarca yıl hapis istemiyle dava açılan çocukların fail mi mağdur mu oldukları tartışmaları sürerken, sorunları çözme mevkiinde olanlar sorunun çözümünü çağımıza ait olmayan yöntemlerde aramaktadır” dedi.
Kürt sorunu çözülmeli
Başbakan’ın gösteri yapan vatandaşlara pompalı tüfekle saldıranları desteklemesini ve Adana valisinin yeşil kart tehditlerini eleştiren Aktan, “Ortaçağ karanlığına ait bir öneride bulunularak anne ve babaların hapse atılmasını önermektedir. Demokratik hukuk devleti olan hiçbir ülkede bu tür açıklama sunan bir valinin görevde kalması ve tutulması düşünülemez. Herkesi potansiyel suçlu gören bir potansiyele sahip Adana valisi, görevden alınmalıdır” dedi. Henüz okul çağındaki çocukların tutuklanmasının dahi üzerlerinde ağır bir travmaya neden olacağını belirten Aktan, Türkiye’nin de altında imzasının bulunduğu uluslararası hukuk metinlerinin ihlal edildiğini belirtti. Sorunun kaynağının Kürt sorunu olduğunu vurgulayan Aktar, ‘90’lı yıllarda bölgede yaşananlara dikkat çekti. Ceza ve baskı ile sorunun çözülmeyeceğini belirten Aktar, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini kaydetti.
