23 Kasım 2008 Pazar

BEN DEVLETİM ÖLDÜRÜRÜM

Ankara ve İzmir’de gerçekleşen iki farklı olayda polis ve zabıta, üniformalarından aldıkları güçle,"bw en devletim öldürürüm" diyerek iki kişiyi daha öldürdü
17 yaşındaki Soner Çankal’ın polis tarafından 19 Kasım Çarşamba günü Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Yenidoğan semtinde vurularak öldürülmesi olayının görgü tanıkları, Çankal’ın bacağından vurulduktan sonra yakalanarak polisler tarafından uzun süre dövüldüğünü, ardından Hakan adlı polis amirinin “Soner’se sık kafasına!” emri üzerine kafasına ateş edilerek öldürüldüğünü ifade ettiler.
Ankara’nın Altındağ ilçesinde oturan 17 yaşındaki Soner Çankal, 19 Kasım akşam 22.00 sularında evinin bulunduğu Mevlana Caddesi’nde arkadaşlarıyla amcasına ait otomobilde oturuyordu. Daha önceden “hurda çalmak” suçundan kesinleşmiş cezası bulunan Çankal, kendisini öldürmekle tehdit ettiği belirtilen Hakan adlı polisin amirlik yaptığı dört kişilik bir Yunus ekibinin arabayı aramak istemesi üzerine paniğe kapılarak kaçmaya başladı. Görgü tanıklarının anlattığına göre kovalama sırasında girdiği bir ara sokakta bacağından vurularak yakalandı. Yakalandığı yerde dört polis tarafından ölesiye dövüldüğü belirtilen Çankal’ın “Kurtarın beni” diye bağırdığı, bu sırada Hakan adlı polisin “Soner’se sok kafasına” demesi üzerine, Ahmet isimli polisin ateş etti. Polisin, Çankal’ın “tedavi gördüğü hastanede öldüğü” açıklamasına tepki gösteren görgü tanıkları, Çankal’ın olay yerinde öldüğünü düşünüyorlar.
Silah ve uyuşturucu bıraktılar
Olayın ardından mahallelinin olay yerine uzun bir süre yaklaştırılmadığı, ambulansın gelmediği, olayın üzerinden birkaç saat geçtikten sonra gelen ambulansın ise boş döndüğü de iddialar arasında. Yine birkaç el duyulan silah seslerinin ardından Hakan adlı polisin ufak bir silahı Çankal’ın eline tutuşturduğu, daha sonra gelen bir arabadan Çankal’ın cesedinin yanına içinde uyuşturucu madde olduğu tahmin edilen bir poşetin atıldığı da iddia edildi. Çankal’ı öldüren tetiği çeken Ahmet adlı polisin ise Çankal’ın cesedinin yanına bırakıldığı iddia edilen bir bıçakla elini yaraladığı da iddialar arasında. Ahmet adlı polisin yüzünü tırnakladığının da görülmesi, olaya çatışma süsü verilmek istendiği şüphesi yaratıyor. Polisin basına, “Çankal’ın ailesinin polislere saldırdığı”nı söylemesi ve “Olay yerinde bir tabanca, uyuşturucu madde ve bir bıçak ele geçirildi” şeklindeki açıklamaları da bu şüpheyi arttıracak nitelikte.
Çankal’ın vücudunda 2’si belinde, birer tane de kafa ve bacağında olmak üzere 4 tane kurşun izi olduğu belirtiliyor. Çankal ailesinin avukatı Özgür Yılmaz, delillerin iyi toplanmadığını ve tanıkların hâlâ dinlenmediğini söyledi. Polisin çok yakından ateş ettiğine dair ciddi iddiaların olduğunu belirten Yılmaz, otopside vücudunda cidid darp izi görüldüğünü aktardı. Olay yerinde kriminal incelemenin yapılmadığını kaydeden Yılmaz, mermi kovanlarının Çankal’ın ailesinde olduğunu bildirdi.
Daha önce tehdit edilmiş
Otopsi raporunda ateşli silahla öldürüldüğü tespit edilen Çankal’ın babası Muammer Çankal, Hakan adlı komiserin daha önce de evlerine gelerek Soner’i öldürmekle tehdit ettiğini ifade etti. Çankal’ın babaannesi Şerife Çankal da, tornunun uyuşturucu satıcısı olarak yansıtılmasına tepki göstererek, “Yiyecek ekmekleri yoktu” dedi.