26 Kasım 2008 Çarşamba

Kadınlar alanlara çıkarak şiddeti protesto etti

ünler öncesinden karşılanan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü, bugün de basın açıklamaları, basın toplantıları, yürüyüş, sergi, film gösterimi gibi çeşitli etkinliklerle kutlandı. Tüm eylem ve etkinliklerde, kadına yönelik her türlü şiddet görünür kılındı. Şiddete karşı bireysel bilinç ve toplumsal duyarlılığın yükseltilmesi gerektiğinin belirtildiği eylem ve etkinliklerde, hükümete şiddetin önlenmesi konusunda bir an önce yasal düzenlemeler yapması çağrısı yapıldı.

Batman

Batman Kent Kadın Mecilisi, Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nin (DÖKH) Batman'da 22 Kasım'da 'Em jin in, ne namûsa tu kesî ne, namûsa me azadiya me ye' sloganı ile başlattığı kampanya kapsamında Gülistan Caddesi'nde bir araya geldi. Burada açıklama yapan Selis Kadın Dayanışma Derneği Yöneticisi Gülistan Aket, 25 Kasım'ın kadına yönelik şiddetin sembolü olduğunu belirtti. Kadına yönelik her türlü şiddeti kınayan Aket, 'Biz kadın cinayetlerine, tecavüzlere, berdele, erken yaşta evlendirmeye ve kumaya karşıyız. Bu nedenle yürüyüş düzenleyeceğiz' dedi.

Aket'in konuşmasının 'Kadına yönelik şiddete hayır' yazılı beyaz tişörtler giyen kadınlar el ele tutuşarak Yılmaz Güney Sinema Salonu'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe, Eğitim Sen, Selis, Batman Belediyesi çalışanları ve Göç Der üyesi kadınlar da katıldı. Yürüyüş sırasında sık sık, 'Jin jiyan azadi', 'Kadına uzanan eller kırılsın' sloganlarını atan kadınlar, zılgıtlar çekti. Yürüyüşün ardından kadınlar, Yılmaz Güney Sineması'nda kadına yönelik şiddeti anlatan belgeseli izledi.

Diyarbakır

Amed Kent Kadın Meclisi Şemse Allak Kadın Parkı'nda basın açıklaması yaptı. 'Em jin in ne namusa tu kesîne, namusa me azadiya me ye' pankartının açıldığı açıklamada, 'Jin jîyan azadî', 'Namusa me azadiya me ye', 'Kadına yönelik şiddette son' dövizleri taşındı. 'Jin Jîyan Azadî', 'Namusa me azadiya me ye' sloganlarının atıldığı açıklamaya, DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler ve Amed Kent Kadın Meclisi üyeleri katıldı. Açıklamayı okuyan Kent Kadın Meclisi üyesi Semra Özbey, 25 Kasım'da bile kadınların şiddet gördüğünü söyleyerek, 'Yalnızca topraklar değil kadın bedenleri de işgal ediliyor' dedi. Kadınların en güvenli yer olarak bildiği evlerinde bile, en temel insani haklarını savunmaya başladıkları anda eşleri, babaları ve erkek kardeşleri tarafından şiddete ve işkenceye maruz kaldığına vurgu yapan Özbey, 'Bu işkence o denli yaygın ve meşru kılınmıştır ki erkek egemen sistemin başrol oyuncuları işkenceyi hayatın her alanında kadına reva görmüştür' diye konuştu. Kürt kadınları olarak, eşitlik, özgürlük ve adalet istemlerine karşılık egemen anlayışın sistematik işkencelerine iki kat daha fazla maruz kaldıklarını ifade eden Özbey, şunları kaydetti: ' DÖKH'ün 'Em jin in, ne namûsa tu kesî ne, namusa me azadiya me ye' sloganıyla başlattığı kampanyaya destek veriyoruz. Bu kampanya ile Ortadoğu'da kadını, erkeğin namusu olarak gören anlayışı deşifre etmek ve bunun üzerinden bütün alanlarımızda ortak mücadele etmeyi hedeflemekteyiz. Kadını namus gören yaklaşım ve uygulamaların suç sayılması, bu yönlü uygulamaların toplumsal suç kapsamına girmesi ve Türkiye'deki yasaların ve uygulamaların kadını namus gören cinsiyetçi yaklaşımından arındırılması için etkinlikler düzenleyeceğiz.'

Selis Ergani Temsilciliği, dernek binasında seminer düzenledi. Seminere Diyarbakır Barosu avukatlarından Femile Danış sunumda bulundu. Seminere çok sayıda kadın katıldı. Seminer öncesi konuşma yapan Selis Ergani Temsilcisi Berivan Kaya, kadının her alanda şiddet gördüğünü söyledi. Son yıllarda kadınların mücadelesi ile toplumsal alanda kadın lehine bir değişim yaşandığını ancak, köklü bir zihniyet değişiminin olmadığını söyledi. Avukat Femile Danış, kadın hakları konusunda bilgilendirme yaptı. Danış, kadının hayatın her hangi bir alanında kendisine yapılan şiddet karşısında polis ve jandarma karakollarından önce mutlaka savcılığa başvurması gerektiğine dikkat çekti. Karakollara yapılan başvurularda bulunan kadınlara polisin, 'Birşey olmaz karı- kocasınız böyle şöyle yaşanabilir' diyerek kadını evine gönderdiğine dikkat çeken Danış, bu nedenle sorunların giderek çoğaldığını söyledi.

Urfa

Urfa Kent Kadın Meclisi Karakoyun İş Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Serpil Geyik, kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, kültürel, hukuksal ve militarist güçlerin uyguladığı şiddete maruz kaldığını, namus adına hunharca katledildiğini söyledi. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıktıklarını ifade eden Geyik, devleti bu konuda gerekli duyarlılığı göstermesi ve gereken düzenlemeleri yapması için uyardı. Devletin görevinin sadece genelgeler çıkartmak olmadığını ifade eden Geyik, 'Devlet savaş değil barış politikasını esas almak, sadece namus değil töre cinayetini de kınamak, sadece sokakta, yani kamusal alandaki değil ev içinde yani özel alandaki şiddetle de mücadele etmek, kısacası görevi toplumun tüm yapısına sinmiş şiddeti tamamen ortadan kaldırmaktır' diye konuştu.

İzmir

DTP İzmir İl Kadın Meclisi, DTP İzmir İl binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, 'Em ne namusa kesi ne', 'Jin jiyan azadi', 'Jin şer naxazin aşiti duxazim' sloganları atıldı. Açıklamayı okuyan DTP İzmir İl Kadın Meclisi Sözcüsü Yıldız Akad, dünyada ve Türkiye'de çatışmaların en büyük bedelini kadınların ödediğini belirterek, son yıllarda kadına yönelik şiddetin git gide arttığına dikkat çekti. Devletin vatandaşı koruma görevi olmasına rağmen kadınların öldürüldüğü, şiddete uğradığı, tacize ve tecavüze maruz kaldığı davalarda yargının erkekten yana tavır aldığına vurgu yapan Akad, bu insanlık suçuna karşı önlem almayan, yetkililerin kadına yönelik şiddetin sorumlusu olduğunu söyledi. DÖKH tarafından başlatılan ''Em jın in, ne namusa tu kesi, namusa em azadiya me' kampanyasının İzmir'de startını verdiklerini dile getiren Akad, 'Kürt kadınları ortaçağ zihniyeti olan feodalizmin bağnazlığa ve devlet şiddetine rağmen bu gün dünya da tezlere konu olacak bir mücadeleyi sürdürmektedir. Kürt kadınları dünyadaki tüm ezilen şiddete, ölüme maruz kalan kadınlar adına savaşmaktadır. Buna bağlı olarak tüm saldırılara karşı kadınlarla omuz omuza gelerek 'Edi Bes'e demeye devam edecektir.'

Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi Genç Kadın Komitesi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yapan Ayzer Ekin, genç kadınlar olarak toplumun namus anlayışını reddettiklerini belirterek, 'Biz kadınlar kimsenin namusu değiliz. Namusumuz özgürlüğümüzdür. Kadınlar ancak bilinçlenerek ve örgütlenerek, toplum değiştirebilir' dedi. Ekin, tüm kadınları örgütlü mücadeleye çağırdı.

BDSP'den mücadele çağrısı

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) Konak Kemeraltı girişinde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, 'Kapitalizm kriz, açlık, savaş, tecavüz ve şiddet demektir' pankartı açılarak, 'Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz' sloganları atıldı. Açıklamayı okuyan Semra Akbalık, kadınların sokakta, evde, gözaltında yaşadıkları şiddettin, tacizin, tecavüzün, yoksulluğun yarattığı ekonomik şiddettin sorumlusunun kapitalist düzenin kendisi olduğunu söyledi. Akbalık, şunları kaydetti: 'Tüm topluma açlığı, yoksulluğu dayattığı gibi kadınlara da ezilmişliği, baskıyı, sömürüyü ve şiddetti reva görmektir. Öyleyse şiddette karşı mücadele, şiddettin kaynağı kapitalizme doğru yönelmek zorundadır. Kadınlar bu toplumda karşı karşıya kaldıkları şiddet karşısında ancak örgütlü bir güç olarak karşı durduklarında kurtulabilir, ancak bu şekilde özgürleşebilirler.'

Her 100 kadından 90'nın katili kocası

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (TMMOB İKK) Kadın Üyeleri Çalışma Grubu, Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TMMOB İKK Kadın Üyeler Çalışma Grubu Dönem Sözcüsü Selda Ünver, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin acil müdahale gerektirecek boyutlara ulaştığını belirterek, şunları kaydetti: 'Ülkemizde her gün bir kadın töre ve namus cinayetine kurban gidiyor ya da intihar etmek zorunda bırakılıyor. Öldürülen her 100 kadından 90'ının katili kocası. Ülkemizde her üç kadından biri şiddete maruz kalıyor. Öğrenim düzeyi düştükçe fiziksel şiddet gören kadınların sayısı artıyor. Her 10 kadından 9'u 'Haklı görülebilecek dayak yoktur' diyor. Kadınların yüzde 70 ile yüzde 85'i şiddetin aile içinde önlenemeyeceğini düşünüyor ve devleti göreve çağırıyor.' Kadına yönelik şiddete karşı bireysel bilincin ve toplumsal duyarlılığın yükseltilmesi gerektiğini ifade eden Ünver, hükümeti kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda bir an önce yasal düzenlemeler yapmaya çağırdı.

Adana

Eğitim Sen Adana Şubesi, Kadın Komisyonu şube binasında basın toplantısı düzenledi. Şube binasına 'Şiddet bir insan hakkı ihlalidir kadın yönelik şiddete son' pankartı asıldı. Komisyon adına toplantıda konuşan Sevinç Çalışkan Yürek, kadına yönelik şiddetin erkek egemen sistemden kaynaklandığını belirterek, kadın hareketinin yürüttüğü mücadelenin kısmen de olsa sonuç verdiğini söyledi. Yürek, şunları kaydetti: 'Medeni Kanun'un çıkartılması, Ceza Kanunu'na kadına yönelik şiddeti önleyici maddelerin eklenmesi ve anayasaya pozitif ayrımcılık ilkesinin konması gibi hukuksal düzeyde kimi olumlu düzenlemelerin yapılması umut vermişti. Ancak bu yıl cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddete ilişkin bir ilerlemeden söz etmenin imkanı yoktur. Aksine bu konuda gerileme yaşanmıştır.' Yürek, kadınların en yakınlarının şiddeti ile hayatlarını kaybetmeye ve sakat kalmaya devam ettiklerini söyleyerek, 'Bu olumsuz gidişat AKP Hükümeti'nin ideolojik olarak muhafazakar, ekonomik olarak neoliberal politikalarıyla doruk noktasına ulaşmıştır' dedi.

İstanbul

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Hayır Kadın Platformu Galatasaray Lisesi önünde sergi açtı. Sergiyi DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, DÖKH, EKD, ESP, SDP, Kadının İnsan Hakları ve Yeni Çözümler Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği, Amargi, Sosyalist Feministler'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kadın ziyaret etti. Namus cinayeti adına öldürülen kadınların isimlerinin yazıldığı pankart, kadın şiddetini içeren fotoğraflar ve kadına yönelik şiddette kullanılan araç gereçlerin sergilenmesiyle kadın şiddeti teşhir edildi. Çevredeki vatandaşın yoğun ilgi gösterdiği sergi, saat 17.00'ye kadar açık kalacak. Güvenlik güçlerinin sergiyi kaldırmaları yönünde kadınlara uyarıda bulunması ise kısa süreli gerginlik yaşanmasına neden oldu.

Mersin

Mersin Kadın Platformu, İHD Mersin Şubesi önünden Taşbina önüne kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe KESK MYK Üyesi Songül Morsümbül, DTP PM Üyesi Pero Dündar, DTP Mersin İl Başkanı Filiz Yılmaz, İHD Mersin Şube Başkanı Mirze Mehmet Söylemez, KESK'e bağlı sendikaların kadın üye ve yöneticileri, MKM-DER kadın yöneticilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kadın katıldı. Yürüyüşte, 'Şiddetinizle barışmayacağız' pankartı açılarak, 'Kimsenin namusu olmayacağız', 'Utanma haykır, tacize hayır', 'Devlet şiddetine hayır' dövizleri taşındı. Yürüyüşte sık sık, 'Kimsenin namusu olmayacağız', 'Jin jiyan azadi', 'Tecavüzü izleyen herkes suçludur' sloganları atıldı. DTP Mersin İl binası önünden geçen kadınlara çevreden alkışlarla destek verildi. Platform adına açıklamayı okuyan Gamze Özdemir Gürcan, kadına yönelik şiddetin son bulduğunun ilan edildiği 25 Kasım'ın üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala kadın üzerinde sistemli bir şekilde şiddetin uygulandığını söyledi. Gürcan, kadına yönelik taciz, tecavüz ve şiddet uygulayanların devlet tarafından korunduğuna vurgu yapıldı. Açıklamanın ardından polisler Gürcan'ın kimlik bilgilerini aldı. Bu duruma tepki gösteren kadınlar, 'Baskılar bizi yıldıramaz' sloganını attı. Açıklamanın ardından, şiddete maruz kalmış kadınların resimlerinin yer aldığı stand açıldı. MKM-DER'li kadınların çaldığı def ve arbane eşliğinde kadınlar halaylar çekerek 25 Kasım'ı kutladı.

Ankara

YKM önünde bir araya gelen Ankara Kadın Platformu, Yüksel Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşte, Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele ettikleri için tecavüz edildikten sonra öldürülen Mirabel kardeşlerin fotoğraflarının yer aldığı pankart ile 'Şiddete hayır diyoruz, dayanışma ile birleşiyoruz, sesimizi yükseltiyoruz' pankartlarını açtı. Polisler bir süre yürüyüşe için vermedi. Ancak kadınlar yürüyüşe devam etti. Yürüyüşte, sık sık, 'Kadınlara değil, çetelere barikat', 'Devlet elimi bedenimden çek', 'Erkek devlet şiddetine son', 'Jin jiyan azadî', 'Özgürlük sokakta örgütlü güçte', 'Yaşasın kadın dayanışması' sloganları atıldı. Platform adına 'Aile içi şiddet', 'Ekonomik şiddet', 'Cinsel Yönelim Ayrımcılık' ve 'Devlet şiddeti' başlıklı 4 metin okundu. Açıklamalarda, kadınların aile içinde, en yakınları tarafından şiddete, taciz ve tecavüze uğradıkları belirtilerek, 'Cinselliğimiz sömürülüyor.Aile içi tecavüz yeniden suç olmaktan çıkarılmak isteniyor. Yasalarda ismini bulmayan ensestle hayatımız karartılmaya çalışılıyor' dedi.

Açıklamalarda, ailenin namusunun kadınlarla özdeşleştirildiği ve kadınların namus adına öldürüldüğüne vurgu yapıldı. Yine kadınların karşı karşıya kaldığı ekonomik şiddete dikkat çekilen açıklamalarda, krizin en büyük faturasının da kadınlara çıkarıldığı belirtildi. Kadınlara yönelik cinsel şiddete dikkat çekerek, eşcinseller, transeksülere yönelik ayrımcılığın eleştirildiği açıklamalarda, özellikle Kürt kadınlarının devlet şiddetine maruz kaldığı, göç ettirildiği ifade edildi. Açıklamaya destek veren DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata da, toplumun yarısını kadınların oluşturduğunu ancak, kadınların eşit hak ve özgürlüklere sahip olmadığını söyledi. Kadınların hakları için sürekli mücadele ettiklerini dile getiren Ata, DÖKH'ün Batman'da düzenlediği mitingde 'Namusumuzun özgürlüğümüz olduğunu dile getirdik' dedi.

ANF / 25.11.08