BASINA VE KAMUOYUNA
Bizler Cesur Ambalaj A.Ş.'de çalışan ve atılan işçileriz. Bir seneyi aşkın bir zamandır çalıştığımız Cesur Çuval fabrikasında patronun kazanılmış sosyal haklarımıza yönelik saldırısına maruz kalıyoruz.
Bu süre zarfında üç ikramiyemiz gasp edildi, yakacak, erzak vb. haklarımıza el konuldu ve aynı zamanda ücretlerimiz kuşa çevrilerek ödendi. Bizler gece gündüz durmadan üç vardiya ve yoğun mesailerle çalıştığımız, günde tonlarca malı yurt içine ve yurt dışına gönderdiğimiz halde, gasp edilen bu haklarımızın verilmeyişini Cesur Çuval patronu Mehmet Cesur krizin etkileri olarak tanımlıyor. Krizi bahane göstererek elimizdeki son krırıntılara da göz dikenler trilyonluk bir iplik makinesini İran'da kurulu bulunan fabrika için satın alabiliyorlar.
Cesur Çuval, krizi işçilere saldırıya dönüştürmekte ve kazanılmış hakların tırpanlanmasına bir örnektir. Gerçekte üretim hacmi durmadan büyüyen hatta halen işçi alımına devam eden bu firmada on yıllık bir usta makineci ancak asgari ücretten on, yirmi lira fazlasına çalışmaktadır. Yaşanan bu saldırılar karşısında özellikle de ücretlerimizi zamanında alabilmek için ilk olarak 5 Ekim tarihinde bir gün iş durdurduk. Ağustos ayının maaşlarını ancak bu eylemle alabildik. Gerçekleştirdiğimiz bu eylemde patron bundan sonra maaşların düzenli ödeneceği sözü vermesine rağmen bu sözünü yine tutmadı.
Bu tablo üzerine 4857 sayılı iş kanununun 34. maddesinden doğan ve işçinin ücretini zamanında alamadığı taktirde üretimi durdurma hakkına dayanarak 26 Ekim pazartesi günü sabah 07:00 vardiyasının başlamasıyla beraber işi dururduk. İş durdurma eylemine bu sefer sadece üç bölüm katılınca patron saldırıya geçti ve vardiya bitişi öncü işçi arkadaşlarımızdan birini 25. maddeden tazminatsız işten attı. 15:00 vardiyası daha başlamadan bu vardiyadan da iki öncü işçi arkadaşımız aynı maddeden ve aynı gerekçeyle işten çıkartıldı. Ve gün içinde 23:00 vardiyasından bir arkadaşımız ve daha sonrada üç arkadaşımız daha işten çıkartılmış oldular.
Patronun bizleri işten atma gerekçesi işçileri kışkırtmak, yasadışı grev örgütlemek ve bildiri dağıtmaktır. Burada yasadışı bir uygulama yapılmıştır ama bunu yapan biz işçiler değil patronun, yani Mehmet Cesur'un ta kendisidir. Bizlerin haklarını ve ücretlerini çaldığı yetmemiş gibi bizleri gayri yasal bir biçimde işten çıkartarak haklarımızı savunmamızı engelleyebileceğini zannetmiştir. Bizler Cesur Çuval işçileri olarak 2004 yılının Ocak ayında çalışma koşullarımızı düzeltmek için örgütlendik ve DİSK Tekstil sendikasına üye olduk. Sendikalaşma sürecimizde atılan işçi arkadaşlarımızla beraber bizlerde üretimi durdurarak hep birlikte eyleme geçtik.
Üç gün süren direnişimizin ardından DİSK Tekstil sendikası başkanı ve Süleyman Çelebi Cesur Çuval patronu ile sözleşmeye oturdu. Ama bu sözleşme bir satışla sonuçlanarak 68 işçi arkadaşımızın işine son verilmesi ile sendika içeri girmiş oldu. O zamandan sonra bir toplu sözleşme yapıldı fakat bu sözleşmenin hükümleri fabrikada uygulanmadı. Sendika bu hükümleri uygulama adına bir gün olsun gayret göstermedi. Hatta o dönem sendikaya üye olan işçiler dışında bir işçiyi dahi sendikaya üye yapmadılar. Bu gün bin civarında çalışanı olan bu fabrikada sendikalı işçi sayısı yüz elliyi geçmez.
O zamandan bu zamana ücretlerimizdeki sendika kesintisinin dışında sendikanın ne adını nede kendini fabrikada görebildik. Bu son yaşanan süreçte de karşılaştığımız saldırılara ve hak gasplarına karşı gerçekleştirdiğimiz eylemlerde sendika ne bir kez olsun bizleri aramış ne de yanımıza gelmiştir. Tüm kamuoyu önünde bu yaşanan süreci anlatmak Cesur Çuval patronundan hesap sormak, görevini yapmayan sendika başkanlarından hesap sormak için 1 Kasım Pazar günü Kartal Meydanı'nda olacağız. Tüm ilerici, devrimci, sendikaları, kitle örgütlerini, direnişçi işçi kardeşlerimizi ve basın emekçilerini yanımızda görmek ve eylemimize destek olmaya çağırıyoruz.
Yer: Kartal Meydan / İstanbul
Saat: 13:00 Tarih: 01 Kasım 2009 Pazar
CESUR ÇUVAL İŞÇİLERİ