PKK’nın dağdan inmeye hiç niyetinin olmadığı ve 34 kişilik grubu da propaganda malzemesi olarak kullanmak amacıyla gönderdiği, bugüne kadar yaşanan gelişmelerle teyit edildi. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve diğer DTP yetkililerinin PKK’lı grubu Silopi’de ve adeta “tören”le karşılaması da olayın vahametini ortaya koymakta.
PKK’lı grubun Türkiye’ye geldiği gün, PKK/KCK Başkan Yardımcısı Cemil Bayık’ın örgüte ait Özgür Politika gazetesine yaptığı açıklama, “PKK’nın silah bırakacağı ve teslim olacağı” yönünde Türk medyasında çıkan haber ve yorumları tekzip eder nitelikteydi.
PKK’ya ait Fırat Haber Ajansı da Cemil Bayık’ın beyanlarını 20 Ekim 2009 günü kamuoyuna duyurdu. PKK’nın 2 numaralı adamı Cemil Bayık’ın açıklamalarından, PKK’nın dağda kalmaya devam edeceği bariz bir şekilde anlaşılıyor.
Cemil Bayık’ın ifadelerinden bir bölümünü aynen aktarıyorum: “Apo barış gruplarının gelmesini istedi. PKK da barış gruplarını göndererek sorumlu davranıyor. Bu grupların tutuklanmaması, saygıyla karşılanması, bunlara doğru yaklaşılması gerekir. Bu grupların Kürt halkının en doğal taleplerini dillendirmelerine müsaade edilmesi gerekir. Barış gruplarına olumlu yaklaşmak PKK'nin dağdan inmesine yol açmaz. Eğer PKK dağa çıktıysa bunun nedenleri var. Kimse keyfinden dağa çıkmadı. Herhalde gidip teslim olacak değiller.
Türkiye'de anayasa değişmedikçe, Kürt iradesi ve Kürt kimliği kabul edilmedikçe, Kürtlerin kendilerini kendi kimlikleriyle örgütleyip ifade etmesi hakkı garantiye alınıp tanınmadıkça, PKK nasıl dağdan inecek?
.
Açıkça, 'bütün adımlar PKK'nin tasfiyesine yöneliktir' deniliyor. PKK'nin tasfiyesiyle Kürt sorunu nasıl çözülür? PKK'nin tasfiyesi demek, Kürt iradesinin tasfiyesidir. Ortada bir muhatap bırakmamadır."
.
PKK’lı grubun geldiği gün, Cemil Bayık’ın “grubun tutuklanmamasını” istemesi ve bu isteğin aynen yerine getirilmesi ilginç gelmiyor mu?
PKK’lı grubun getirdiği mektubun; “Anayasada gerekli değişikliğin yapılması, Kürt kimliğinin tanınması, Kürtçe eğitim hakkının verilmesi, Kürtçe şahıs adlarına izin verilmesi, Kürtlerin kendi bölgelerinde özgürce yaşaması, özel harekat birliklerinin ve korucuların bölgeden çıkarılması” gibi talepleri içerdiğinin ileri sürülmesi ve bu taleplerin Cemil Bayık’ın açıklamasında da yer alması dikkat çekici değil mi?
.
Her şey apaçık ortada. PKK’lı grubun, PKK yönetiminin “barış” şartlarını Türk hükümetine getiren “elçi” olduğu anlaşılıyor. Demek ki, PKK’nın silah bırakması, dağdan inmesi ve Türk güvenlik güçlerine teslim olması diye somut bir gelişme yok ortada.
Mevcut durum, PKK’nın sözde “barış grubu”nu göndermekle hükümeti oyalamaya ve zaman kazanmaya çalıştığını gösteriyor. PKK’nın, AKP iktidarını oyuna getirdiğini düşünenler de var şüphesiz. Bakalım zaman ne gösterecek. Hep birlikte göreceğiz.
Sinan Sungur / Odatv.com