Adana’da da yine Cuma günleri gerçekleştirilen basın açıklaması ve oturma eylemi bu hafta da devam etti. Güler Zere’nin sağlık durumu hakkında bilgi verilen açıklamalarda, mücadele edilerek zalimlerin elinden hasta tutsakların alınabileceği söylendi.
Saat 19.30’da Taksim Tramvay Durağı’nda toplanmaya başlayan kitle en önde Güler Zere fotoğraflı, İngilizce ve Türkçe, "Kanser hastası Güler Zere'ye özgürlük! Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!" pankartları arkasında sloganlarla yürüyüşe geçti.
Yürüyüşte kefen giyen eylemciler üzerinde hasta tutsakların isimlerinin yazılı olduğu “Adli Tıp beni öldürmek istiyor” dövizlerini taşıdı.
İstiklal'den “Öldürtmeyeceğiz!” sloganları yükseldi
İstiklal Caddesi üzerindeki Mephisto Kitapevi önünde oturma eylemi gerçekleştirildi. Alkış ve ıslıklarla hasta tutuklu ve hükümlü tutsakların serbest bırakılmaması protesto edildi. Hasta tutsakların isimleri tek, tek okunarak hep bir ağızdan “Öldürtmeyeceğiz!” denildi. Söylenen Çav Bella marşının ardından yürüyüşe devam edildi.
“Güler Zere’ye özgürlük!”, "Güler Zere serbest bırakılsın!", "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!", “Adalet istiyoruz!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”,"Katil devlet hesap verecek!", "Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!", "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük!", "Yaşasın devrimci dayanışma!" sloganlarının atıldığı yürüyüşte, ek olarak “Yargı + Tecrit + Adli Tıp: Ölüm", “Tecrit öldürüyor!”, “Kanser hastası Güler Zere’ye özgürlük”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, “Güler Zere’ye özgürlük” dövizleri de taşındı.
Galatasaray Lisesi önüne gelindiğinde, basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasını Av. Hakan Karadağ gerçekleştirdi. Karadağ yaptığı açıklamada, devletin son 9 yıl içerisinde katlettikleri 309 insanın yanına yeni isimler eklemek için acele ettiğini belirterek, Güler Zere, Erol Zavar, Mehmet Yeşiltepe, Gülizar Akın ve daha onlarca tutsağın katledilmek istendiğini söyledi.
Karadağ, Güler Zere’nin üçüncü ameliyatını olduğunu belirterek, bu kadar kısa bir zaman dilimi içinde 3 ameliyat ve 1,5 aylık radyoterapi tedavisi gördüğünü söyledi. “Yani ne kanser ne de hayat Adli Tıp Kurumu kararını beklemiyor, beklemeyecek...” diyen Karadağ, siyasal iktidarın en temel hak olduğu söylenen, yaşam hakkını büyük bir pervasızlıkla yok ettiğinin, tarihi bir gerçek olduğu kadar, güncel bir gerçeklik de olduğunu vurguladı. Dün ateşle, bombayla yapılanın bugün tecritle, yalnızlaştırarak, hasta ederek, tedavi olanaklarını kaldırarak yapıldığını belirten Karadağ, dün “tutuklular isyan etti, mecbur kaldık” dediklerini, bugün ise “biz de çok üzülüyoruz, onlar bizim de evlatlarımız” diyerek yaptıklarını ifade etti.
Bilimin ve gerçeğin hızına yetişemeyen her şey çürür
“Bilin ki bilimin ve gerçeğin hızına yetişemeyen her şey çürür” diyen Karadağ, siyasi iktidara seslenerek şunları söyledi:
“Siz ölüm vaaddettikçe biz yaşamda direteceğiz. Tarihin sayfaları yazılırken siz vermeyen olsanız da biz her zaman ve ısrarla adalet isteyen olacağız. İşkence ve zulmün iktidarı olarak, Güler Zere’yi ve dört duvar arasına tutsak ettiğiniz onlarca hasta tutuklu ve hükümlüyü bir bir öldürenler olarak sahip olduğunuz tarihsel sorumluluktan asla kurtulamayacaksınız.”