30 Ekim 2009 Cuma

Öcalan: Barış ciddiyet ister

PKK önderi Abdullah Öcalan, “barış ciddiyet ister” dedi, Başbakan Erdoğan'ı ciddiyete davet etti. Öcalan, açılım sürecinin geldiği son noktanın yine “Alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete” olduğunu söyledi, Fransa'nın Korsika'ya tanıdığı hakların Kürtlere verilmesini istedi. Öcalan artık barış gruplarının gelmeyeceğini söyledi.

Kürt ulusal önderi Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla hükümete ve Başbakan Erdoğan'a seslendi, “Barış ciddiyet ister” dedi. Öcalan, “Bu oyun değildir, ciddi olunması gerekiyor. Saygı gösterilmesi gerekir. Barış işi ciddi bir iştir, saygı ister. Her şey anlaşılmıştır. Bu grupların gelişi ve buna karşı Kürt halkının onurlu sahiplenişi, duruşu, Hükümetin gerçek yüzünü, niyetini ortaya çıkarmıştır. Hükümetin planı suya düştü” diye konuştu.

Artık barış grubu gelmeyecek
Abdullah Öcalan, AKP'nin barış ve çözüm konusunda samimi olmadığını belirtti, artık barış gruplarının gelmeyeceğini söyledi. Öcalan, “Barış ciddi iştir, AKP samimi değil, bunların barış istedikleri yok. Bu açılım sürecinin geldiği son nokta yine 'alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete'dir. Yine herşeyin günahını Kürtlerin üzerine atmaya çalışıyorlar. Bunların yaklaşımı on beş yaşındaki kızı kandırmaya çalışmaktır. Burada bana bu muameleyi yapmaya çalışıyorlar. Ama sonuç alamazlar. Süreci yeniden değerlendireceğiz falan diyorlar, olmaz böyle. Erdoğan'ı ciddiyete davet ediyorum. Bundan sonra grup falan da gelmeyecek. Gelmelerine gerek kalmadı” ifadelerini kullandı.

Öcalan, Başbakan Erdoğan'ın 'sil baştan' çıkışını eleştirdi, “Sil baştan ne demek? Ne yapıyorlarsa yapsınlar. Zaten bunların barış gibi bir niyetleri yok. Bunlar barışta ciddi değil, samimi değil. Bunların tek amacı tasfiyedir. CHP ile MHP’yi de geçelim, bunlar zaten barış istemiyor. Biri ulusalcı faşist diğeri milliyetçi faşist. Bunlar zaten savaş istiyor” dedi.

Barış taraflar arasında olur
Barışın taraflar arasında olacağını beyan eden Öcalan, “İslam tarihini biliyorsunuz; Uhud savaşını, Bedir savaşını, Hendek savaşını bilirsiniz. Beş bin asker ve beş bin korucu öldü diyorlar, kırk bin de bizden öldü diyorlar, toplam elli bin. Elli bin kişi ölmüşse orada savaş vardır. Terör diyorlar terör de olsa yine ortada bir savaş vardır. Savaş varsa ortada iki taraf olur. Ve barış da taraflar arasında olur” diye konuştu.

Başbakan'ın duygusal davranmaya hakkı olmadığını söyleyen Öcalan, barış gruplarının gelmesinden sonra AKP'nin niyetinin ortaya çıktığını belirtti. Öcalan, “Başbakan'ın duygusal davranmaya hakkı yok. Ben on yıldır burada dünyanın en yalnız insanı durumunda tutuluyorum ama en zor anımda bile duygusal davranmıyorum. Barış süreci oy kaygısıyla yürütülemez. Bunlar hala koltuklarının derdindeler. AKP, samimi değil. Bu barış grubunun gelmesiyle AKP'nin ne yapmaya çalıştığı açıkça ortaya çıkmıştır” sözlerini kullandı.

Kürt halkı onurlu barış dışında bir şeyi kabul etmez
Öcalan, Kürt halkının onurlu barış dışında bir şeyi kabul etmeyeceğini beyan etti, “Ben ölsem de yaşasam da Kürt halkı onurlu bir barış dışında bir şeyi kabul etmez, etmemeliler, kendi iradelerini korurlar. Kürt halkı bu noktaya gelmiştir. Beni kullanarak benim üzerimden kesinlikle PKK’yi de tasfiye edemezler. 2004’te de Osmanları kullanarak beni ve PKK’yi tasfiye etmeye çalıştılar. AKP ve ABD'nin yaptığı Güney'deki küçük Kürt devletçiği çerçevesinde bu işi çözmekti. O yüzden bu Osman ve diğerlerini satın aldılar” dedi.

PKK lideri Öcalan, devletin Kürtlerin temel taleplerine, kültürlerine, dillerine hala tahammülsüz olduğunu ifade etti, “Diyarbakır’da çocuklara Kürtçe öğreten bir kız vardı, ismi Medya. Bu on yaşındaki kız kendi anadilinde eğitim veriyordu. Türkiye’nin savcısı buna bile tahammül edemedi. Kız hakkında soruşturma başlattı. Senin savcın Kürtlerin anadilini öğrenmesine bile tahammül edemiyor, bu mu açılım? Kürtlerin anadilini öğrenmesine bile tahammül edilmiyor. Dünyanın neresinde var bu? İsrail bile Filistin'e bunu yapmadı. Hitler bile böyle bir şey yapmadı” sözleriyle durumu ortaya koydu.

Kürtler bu golü yemez
Başbakan Erdoğan'ın politikalarını futbol diliyle eleştiren Öcalan, “Erdoğan'ın birkaç rolü birden oynamak istiyor. Erdoğan da geçmişte futbol oynamıştı, futbolu iyi bilir. Futbolda oyunun kuralları önceden bellidir, oyunun ortasında kurallar değiştirilmez, değiştirilirse kural ihlali olur. Kürtler oyunda kural ihlali yapmıyor ama Erdoğan oyunun ortasında kendisi üç kural ihlali yapıyor. Bir yandan savunmada oynayacağım diyor, kaleyi koruyorum diyor, işte bunu tek devlet, tek millet, tek bayrak deyip yapıyor, sözde kaleyi savunuyor. Bu birinci kural ihlali. Aynı anda oyun başlamışken bu sefer orta sahada oynayacağım diyor. İkinci kural ihlalini yapıyor. Yine aynı oyunda bu sefer ben ileride oynayacağım, gol atacağım diyor. Bu da üçüncü kural ihlalidir. Oyun böyle oynanmaz. İşte bu açılımla ileride oynayarak Kürtlere gol atmaya çalışıyor. Ama Kürtler bu gölü yemez. Diyarbakırlılar futbolla ilgililer, iyi anlarlar” ifadelerini kullandı.

Devlet KCK'yi kabul etmeli
Öcalan Kürtlerin örgütlemesinin KCK olduğunu ve devletin bunu kabul etmesi gerektiğini belirtti. Öcalan, “Kürtlerin örgütlemesi KCK’dir. Devletin bunu kabul etmesi gerekiyor. Ama işte bu nedenle bir kısım tutuklamalar oldu. Devlet, TÜSİAD’ı nasıl kabul ediyorsa KCK’yi de kabul etmelidir. KCK klasik anlamda bir sivil toplum örgütü değildir ama toplumun kendini demokratik örgütlemesidir” sözleriyle belirtti.

Abdullah Öcalan, Korsikalılara tanınan hakların Kürtlere tanınmasını istedi, “Bizim tek devlet, tek millet, tek bayrakla bir sorunumuz yok. Bizim devletin üniter yapısıyla da bir sorunumuz yok. İstedikleri kadar tek kalabilirler. Biz çok şey istemiyoruz. Bunlar kendilerine örnek aldıkları Fransa'nın Korsika'ya tanıdığı hakları tanısınlar yeter, başka bir şey istemiyoruz. Korsikalılara haklarını ve özgürlüklerini, bölgesel özerkliklerini verdiklerinde Fransa'nın üniterliği mi bozuldu?” diye sordu.