22 Ekim 2009 Perşembe

Sorguda ‘sayın’ ve ‘önderlik’ pazarlığı


Savcılar ve hâkim, 34 kişinin tutuklanmaması için her türlü hukuki yardımı yaptı. Gözaltı olmaması için Habur Sınır Kapısı’nda mahkeme kuruldu. Yargı, gelenlere “Sayın Öcalan” ve “önderlik” ifadelerini kullanmaları halinde çıkacak sıkıntıyı anlattı. Hâkim, “Sayın Öcalan” ifadesini de tutanağa geçirmedi

Yargı, terörist Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla, Mahmur Kampı’ndan gelen 26 ve Kandil’deki örgüt kamplarından gelen sekiz kişinin tutuklanmaması için seferber oldu. Grubun gözaltına alınmaması için Habur’da mahkeme kuruldu. Savcılar, sorguladıkları isimleri, “Sayın Öcalan” ve “önderlik” ifadelerini kullanmamaları konusunda ikna etmeye çalıştı.

Sorgularında bu ifadeleri özellikle kullanan beş kişi, “örgüt üyeliği” suçundan tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Savcılık, mahkemeye “talepte bulunmamalarına rağmen bu kişilerin etkin pişmanlıktan yararlanabileceklerini” anımsattı.

Hâkimin, avukatlara yönelik, “Suça konu kelimeler kullanılmasın. Üsluplara dikkat edilsin. Bu kritik süreçte, kimse zor durumda kalmasın” uyarısının ardından, beş kişi, hâkimlik ifadelerinde “önderlik” ifadesini kullanmadı. Beş kişiden bazıları, “Sayın Öcalan” ifadesini sorgusunda da kullanmakta ısrar etti. Ancak, hâkim bu ifadeleri tutanağa geçmedi.

Yüzlerce kişiyi çok daha hafif eylemlerden tutuklayan yargı beş kişiyi serbest bıraktı.

Sivil karşılama

Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giren 34 kişi, 1999’da Türkiye’ye gelen ve tuğgeneral komutanlığındaki askeri birlik tarafından karşılanan grubun aksine, Şırnak Vali Yardımcısı Abdullah Akdaş başkanlığındaki bir grup sivil yetkili tarafından karşılandı. Akdaş, “Hoşgeldiniz” dedi. Olağan şartlarda, örgütle bağlantılı olanların gözaltına alınarak Diyarbakır’a götürülmesi ve sorgulanması gerekiyordu.
Bu kez özel yetkili 4 savcı Diyarbakır’dan Habur’a geldi. Grup, sınır kapısının 200 metre ilerisindeki Tarım İl Müdürlüğü binasına götürüldü.

Ortak ifade

Önceden hazırlanan odalarda tutulan ve sağlık kontrolünden geçirilen grup, özel yetkili savcılarca akşam saat 21.00’den gece saat 02.00’ye kadar sorgulandı. Sorgu sürerken, polis bariyerleriyle çevrilen binanın önünde sürekli olarak bir ambulans bekletildi. Binanın, güvenlik şartları uygun olduğu için önceden hazırlandığı bildirildi.
Sorgulanan beşi Kandil, 24’ü Mahmur’dan gelen 29 kişi, “Örgüte ne zaman katıldın?”, “Nerelerde bulundun?”, “Neden geldin?” sorularına karşılık, ortak bir ifade kullandı ve “Tıkanan barış sürecini açmak için Öcalan’ın çağrısıyla Türkiye’ye geldik” dedi.

Türkçe bilmeyenlerin sorgusu sırasında tercüman yardımı alındığı bildirildi. Sorgulananlara, “Pişmanlıktan yararlanmak isteyip istemediği” sorulmadı. Üçü Kandil, ikisi Mahmur’dan gelen beş kişi ise, sorgularında bu 29 kişiden farklı olarak, “Kürt halkının önderi sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine, barışa katkı sağlamak üzere Türkiye’ye geldim” şeklinde ifade verdi.

Savcılar sıkıntıda

“Önderlik” ve “sayın” kavramlarının kullanıldığı bu ifade, savcıları sıkıntıya soktu. Sabaha karşı, “beş kişinin tutuklanması istemiyle hâkimliğe sevk edildiği” haberleri kamuoyuna yansıdı. Ancak, beş kişinin tutuklanmadan önce “ifadelerini değiştirmeleri” konusunda ikna edilmeye çalışıldığı, ikna edilemeyince hâkimliğe sevk edildikleri ileri sürüldü.

Savcılığın müzekkeresinde, beş kişinin verdiği ifadeler sıralanarak, TCK’nın “örgüt üyeliği” başlıklı 314. maddesi uyarınca tutuklanmaları talep edildi. Müzekkereye, beş kişinin herhangi bir talepte bulunmamasına rağmen, “TCK’nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilecekleri” notu düşüldü.
Savcılar, müzekkereyi Silopi’den gelen sulh ceza hâkimine sundu. Kandil’den gelen PKK’lı Hüseyin İpek, Vilayet Yakut ve Elif Uludağ ile Mahmur’dan gelen Musa Tomak ve Nurettin Turgut’un avukatları, tutuklama talebini değerlendirecek olan hâkim ve savcılarla görüştü. Hâkim ve savcılar kendi aralarında da görüştü.

Hâkimin ‘ifade’ telkini

Hâkimin, savcılarla yaptığı görüşmede, “Bu ifadeleri mahkeme huzurunda tekrarlarlarsa, tutuklamak zorunda kalırım. Hâkim huzurunda böyle söylememeleri gerekir” dediği belirtildi.

Hâkimin, avukatlarla yaptığı sohbette de “Suça konu kelimeler kullanılmasın. Üsluplara dikkat edilsin. Kimse zor durumda bırakılmasın. Biz de sürece katkı sağlamak istiyoruz” şeklinde konuştuğu ifade edildi.

Hâkimin örtülü uyarısı üzerine beş kişiyle görüşen avukatlar, “önderlik” ve “sayın” kelimelerinin kullanılması halinde tutuklanabileceklerini, diğer 29 kişi gibi ifade vermeleri halinde serbest kalacaklarını müvekkillerine söyledi. Ancak, İpek, bu kavramları kullandı.

‘Önderlik’ gitti

Hâkim önüne çıkan beş kişi, “önderlik” ifadesini kullanmadan, “Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine barışa katkı sağlamak üzere Türkiye’ye geldim” dedi. Hâkim, sadece “suçluyu övme” suçunu oluşturan “Sayın Öcalan” ifadesini tutanağa geçmeyeceğini belirtti. Tartışma sonunda, tutanağa “Sayın Öcalan” ifadesi yazılmadı. Tutanakta, beş kişinin, “Öcalan’ın çağrısı üzerine Türkiye’ye geldiklerini” söyledikleri açıkça belirtildi.

Aynı sözlerden tutuklandılar

BUGÜNE kadar, yüzlerce kişi, düzenlenen yasal basın açıklamalarına katıldığı gerekçesiyle tutuklandı. Buna, bu eylemlere katılım konusunda PKK’nın da çağrı yapması ve eylemde PKK sloganları atılması gerekçe gösterildi. Açıkça, “Öcalan’ın talimatıyla Türkiye’ye geldiğini” söyleyen ‘Barış Grubu’ üyesi PKK’lılar ise, demokratik açılım sürecinin etkisiyle serbest bırakıldı.

Milliyet / 21.10.09