23 Ekim 2009 Cuma

Kürtlere aba altından sopa!

(22.10.09) - Son günlerde "barış grupları"nın ülkeye gelişi düzen cephesi tarafından bilinçli bir tarzda öne çıkarılıyor. Bugüne kadar "terörist", "katil" vb. sıfatlarla anılan gerillaların gelişi ise "PKK'lı barış grubu" vb. tanımlamalarla anılıyor. ABD emperyalizminin "Kürt açılımı", tüm topluma empoze edilmeye çalışılınca birden argümanları da değişti!

Düne kadar Kürtler'in varlığını dahi inkar eden, Kürtlere yönelik linç girişimlerini alkışlayan, şovenizmi kışkırtan düzen cephesi şimdi aniden Kürt dostu, "barışsever", "demokrat" oldu. İnkar ve imhaya dayalı geçmişlerinin üzerine bir çırpıda sünger çektiler. Ne Uğur Kaymazlar, ne Ceylan Önkollar, ne yargısız infazlar, ne yakılan ve boşaltılan köyler, ne tecavüze uğrayan Kürt kadınları, ne de katliamlar... Sömürgeci Türk devleti, kan damlayan elini güya "barış için" uzatmış oldu. Başbakan'dan Cumhurbaşkanı'na, bakanlara, burjuva medyadan bürokratlara kadar herkeste bir memnuniyet havası...


Ama tüm bu iyimser havanın arkasında Kürt halkına karşı derin bir düşmanlık yatıyor. Tüm zorlamalarına rağmen derinlerdeki bu düşmanlığın izlerini silemiyorlar. Demokrat maskelerinin arkasından çirkin ve kanlı suratları sırıtıyor. Sahte ve ikiyüzlü tutumları devlet yetkililerinin açıklamalarına, tutumlarına yansıyor. Katliamcı devlet geleneği kendini hissettiriyor. Özlerine yani baskı ve zora, tehditlere ve ezmeye yönelik kimliklerine anında geri dönüyorlar.


MGK kararlarına yansıyan "Tezkere elimizde, operasyon yaparız ha!" tehditleri, "barış grubu"nu karşılayanlara yönelik inceleme sürecinin başlaması ve haklarında dava açılması gündemde.


İçişleri Bakanı Beşir Atalay da kendi cephesinden koroya katıldı. Sanki bir gerçekliği varmış gibi "bütün zorluklara rağmen oluşturulan kardeşlik atmosferini" sabote etmemeleri için DTP'yi uyardı.


DTP'nin rahatsız edici tavırlar içinde bulunduğunu söyleyen Atalay, Kürt hareketini tasfiye süreci anlamına gelen gelişmeleri "daha fazla özgürlüğün, daha fazla demokrasinin, daha fazla şeffaflığın" yaşandığı süreç olarak tanımladı.


Atalay, Kürt halkının kitlesel karşılama eylemleri yapmasından, gerillalarının alkışlarla karşılanmasından, DTP'nin bu süreci şova çevirdiğini ve Kürt halkından destek görmüş olmasından rahatsız olduğu için DTP'yi uyarma zorunluluğu hissetmektedir.


Sömürgeci Türk devleti, "Kürt açılımı" görüntüsü altında Kürt halkını inkara ve imhaya devam edeceğini, Kürt hareketinin tasfiyesi için çabaladığını bir kez daha kanıtlamıştır.