Ezilen cins kadının kurtuluş yolunun sosyalizmle açıldığı gerçeği emperyalizm ve gericilik tarafından reddedile dursun, dünya proletaryasına ışık olan şanlı 1917 Ekim devrimi pratiği, herkesin gözü önünde kadınların özgürlük yolunu açtığını gösterdi, göstermeye devam ediyor. Lenin ve Stalin'in başında bulunduğu Sosyalist Sovyetler Birliği' revizyonistlerin önderliğinde batı emperyalizmine teslim olarak dağıldı.
Eski Sovyetleri Birliğinin çatısı altında birleşmiş olan uluslar ayrı devletler olarak örgütlenerek her birinde kapitalist üretim ilişkileri egemen ve emekçi kadınlar yeniden kapitalizmin metası, çifte sömürü ve baskı altında bulunmaktadırlar. Ve onlar, 1917 Büyük Sosyalist Ekim Devriminin 92. yıldönümünde yeni Ekimlerle mutlaka yeniden özgürlüklerini yakalayacaklardır. Bilindiği üzere daha Ekim devriminin ilk günlerinden itibaren proletarya diktatörlüğü kadın ve annenin koşullarının düzeltilmesi için yoğun bir çaba içine girdi.
Kapitalizm koşullarında kadın,hamile kalma ihtimali olmasıyla bile işe alınmazken yada işten atılırken,sosyalizm koşullarında hamile kadının çalışma koşulları iyileştirildi ve kadınlar dünya ilk olarak her türlü baskı, sömürü ve ayrımcılıktan kurtuluş yollarını yakalamış oldu. Sosyalist Ekim devriminin 92. yıldönümünde kadına sunduklarını anlamak bakımından gelişmeleri irdelemek önem taşıyor. Sovyetler Birliğinin lideri ve örgütleyicisi Lenin yoldaş, kadınların yaşamı ve çalışması sorunlarına her zaman büyük özen gösterdi. Lenin yoldaş, Sosyalist Sovyetler Birliği'nde sosyalist ideallerin, insanın insan tarafından sömürüsünün tüm çeşitlerinin kaldırılmasını, sınıflara bölünmüş tüm toplumlarda ortaya çıkan kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik de dahil her türlü sosyal eşitsizliklerin kaldırılmasını istiyor ve toplumu bu doğrultuda mücadeleye seferber ediyordu.
Sovyet yöneticileri, yüzyıllardır aşağılanmasının değiştirilmesini ve kadın ve erkek arasında tam ve gerçek eşitliğin başarısını kendi amaçları olarak aldılar ve bunun gereklerini yerine getirmek için hummalı bir çalışma içine giriştiler. Bu kurallar, kadınların konumunu ve emekçi kadınların koşullarını etkileyen tüm Sovyet yasalarının temelini teşkil ediyordu. Ekim Devriminin Sovyet kadına ne getirdiğini anlamak için, devrim öncesinin Çarlık Rusya’sında kadınların durumuna kısa bir göz atmakta yarar var.
Çarlık Rusya’sında bir kadın, dönemi karakterize eden siyasal haklardan genelde yoksun olduğu gibi aynı zamanda en sıradan sivil hakları bile sahip değildi. Onun konumu, özellikle kocası ve ailesine ilişkin olarak utanılacak durumdaydı. Devrim öncesinde Çarlık Rusya’sında kadın, Çarçı yasa altında kelimenin tam anlamıyla kocasına bağımlı bir köleydi.
Evli bir kadının özgürce hareket etme hakkı yoktu; kocası her ev değiştirdiğinde karısı onu izlemek zorundaydı.Kadının malı,kocasının tam kontrolü altındaydı. İşe yalnızca kocası izin verirse gidebilirdi. Eğer evliliği kötü giderse,değiştirmek için hiçbir yasal araçları olmadığından kaderine katlanmak zorundaydı. Eğer kocasını terk ederse, kocası onu aramak için polisten yardım isteme hakkına sahipti. Boşanma yalnızca istisnai durumlarda kabul edilirdi ve son derece zorluklarla gerçekleştirilebilirdi ve ondan sonra kadın aşağılayıcı formalitelerin altına girer ve yargıç ve polis tarafından özel yaşamına zorla sokulan çirkinliklere katlanmak zorundaydı.Her şeyin ötesinde boşanma, zengin bir kadın için geçerliydi.
Kadının aşağılık konumunu, babanın çocuklar üzerinde ilk haklara sahip olduğu anlamına geliyordu. Kanunca kabul edilen birliğin tek biçimi yalnızca kilise evliliği idi. Evlilik dışı çocuk doğuran bir kadın ne babasına karşı bir eyleme geçebilir ve ne de onu arayabilirdi. Büyüten gayrı meşru çocuğun tüm yükü, kadının omzuna yükleniyordu.
Sovyet hükümeti, Ekim devrimiyle, kadının köleliğine dayanan aile ve tüm evlilik yasalarını kaldırdı ve evlilikte ve ailede kadınların tam eşitliği üzerine kurulan yeni bir yasal sistem yarattı.Sovyet yöneticileri, yalnızca karı-koca arasında karşılıklı saygı ve eşit haklar temelinde kurulabilecek olan aile ilişkilerinin sağlamlaştırılmasına ve kalıcı, yıkılmaz evlilik ilişkilerinin yaratılmasına özel önem veriyordu.
Bu ilkeler, Sovyetler Birliği'nde evlilik yaşamının tüm görünümlerinin temelinde yatar. Önceleri, ''ailenin reisi'' daima erkekti; fakat bu anlayış,bir kadının evlilikten sonra kocasının adını almaya mecbur olmadığı gerçeğinde örneklendiği gibi, Sovyet yaşamına çok yabancıdır artık. Her iki eşte bir meslek veya eğitim seçmede tamamen özgürdürler.
Mallar, evlilik süresince ortak mülkiyet olarak kabul edilir ve onların bölüşümü üzerine olan bir tartışma/kavga yasayla çözülür. Evlilik öncesi sahip olunan mallar, eşlerin kendiIerinin ayrı mülkü olarak kalır. Böylece Sovyetler Birliği'nde, evliliğin çıkara dayanan temelini tahrip ediliyordu.Çarlık Rusya’sında çok sık görülen ve hatta bugün bile ülkelerin ezici çoğunluğunda olan çeyiz için evlilikler, Sosyalist Sovyetler Birliğinde artık imkansızdır. Sovyet kanunları, evliliği medeni kayıtlarla resmileştirdi. Kilise evliliği yasaca yasaklanmadı ama dini tören olsun olmasın ''evlenecek tarafların özel işi'' olarak sayıldı.
Çarcı pratiğin tersine, SB'de evlilik ve boşanma, iki tarafın gönüllü eylemidir. Sovyet evlilik yasalarının ayırt edici bir özelliği, boşanma işinde karı-kocanın özel yaşamlarına zorla girilmemesidir. Evlilik yaşamının eşitlik ve serbest irade prensibine dayalı olmasına rağmen gene de Sovyetler hala evliliğe karşı uçarı davranışlara karşı kararlı mücadele veriyor. O, kısa süreli gizli ilişkileri evliliğin-sağlıklı bir aile yaratma-temel amacının tahrip edilmesi olarak kabul ediliyor.
Annelerin haklarını korumak için Sovyet yasaları özel öneme sahiptir. Kanun,çocukların yetiştirilmesi ve eğitimi konusunda hem kadına ve hem de erkeğe eşit haklar ve eşit sorumluluk verir. Eğer bir baba ailesini terk ederse devlet, çocukların belli bir yaşa gelene kadar yetiştirilmesine yardım etmeye babayı zorlar ve çocuklar ister kayıtlı evlilikle olsun isterse olmasın, aynı zorunluluk empoze edilir. Yargıç, babanın ücreti oranında ödeme miktarını belirler.
Şimdiki yasa altında, bir çocuğa nafaka ödemesi için erkeğin kazancının %50'si kesilebiliyor. Çocukların bakımını tümüyle annenin sırtına yükleyen veya onu yalnızca devlet yardımına bağlayan bir erkek, Sovyet Devletince kriminal suçlu sayılır ve acımasızca bu suçlarla savaşılır.
Çocukların nafakasının ödenmesi durumları şiddetle cezalandırılır. İhmalkar ailelerle ilgili tüm şikayetlerle derhal ilgilenir ve belirlenen yargılar hemen pratiğe geçirilir.
Çocuklarını veya hamile eşini terk eden erkeklerin kamuoyunda kınanması, anneyi korumaya
oldukça yardımcı olan bir yöntem olarak uygulanır.
Genel hoşnutsuzluk atmosferiyle kendilerini çevreleyerek kamu değerlerine karşı saldıranlara karşı kamuoyu, onun da ötesinde basın sistemli bir kampanya açar. Eski koca yada kadın evliliğin bozulmasından sonra çalışmak için uygun değilse, yasa zengin taraftan yoksul eşe yardım alma hakkı tanıyor ki bunun kadınlar için büyük bir pratik önemi var.
Kişisel medeni haklarda cinslerin tam eşitliği ile birlikte SB' de kadın ve erkekler için siyasal ilişkilerin tümünde tam eşitlik ortaya çıkıyor. Sovyet Anayasasına göre, Sovyetlere, yüksek idare organlarına seçme ve seçilme hakkı, 18 yaşın üstünde her iki cins için açıktır.
Fakat kadın ve erkeklerin siyasal ve sosyal haklarda eşitliği kendi başına yetersizdir. Kadınlara, haklarını tam kullanma fırsatı, günlük yaşamda pratik deneyim fırsatı, erkeklerle eşit temelde gerçek davranış fırsatı verilmelidir. Ancak böylelikle kadınlar uzun yılların kültürel ve sosyal aşağılanmadan ve kocalarına maddi bağımlılıktan kurtulabilecekler.
Kadın yığınları sanayiye,diğer yararlı kamu faaliyetlerine çekerek bu problemi asıl olarak SB'de çözüyor.
Sovyet kadınların endüstriye girişi, erkeklerle gerçek eşitliğini ve gerçek özgürlüğü garantiliyor. Bu durum,kalifiyeliklerinin sistemli geliştirilmesiyle, meslek okullarına kadın kitlelerin yoğun aktarılmasıyla ve erkeklerle eşit anlamda siyasal yaşamla ve çalışan kadının her günkü yaşam koşullarının temelinden yeniden örgütlenmesiyle el ele gitti. Kadınlar, üretici olmayan ev işlerinin -ki bunlar kamu hizmetleriyle yer değiştiriyordu- yükünden kurtuluyordu. Böylelikle kadın kitlelerinin endüstriye ve kamu yaşamına girişi olanaklı oldu ve kültürel gelişmelerinin gerekli koşulları ve ülkenin ekonomik yaşamındaki kesin konumları garantilendi.
SSCB'de kadın işçiler arasında anneliğin korunmasına olağanüstü dikkat gösterildi ki hem anne ve hem de çocuğunun sağlığını koruyacak olan çalışma koşullarının yaratılması demekti bu. Dişi organizmaya özellikle zararlı olabilecek olan elliden fazla çeşit iş,k adınlar için yasaklandı. Fakat sürekli bir yasak durumu yoktu. Sanayinin yeniden yapılanmasının genişlemesi sonucu olarak, emeğin makineleşmesinin arttırılma sının sağlığa zararsız sınaide yapılan engin iyileştirmenin ve kadınların sağlığına zarar vermeksizin çalışma olanağının sonucu olarak yeni iş çeşitleri sürekli olarak genişletildi. Buna ilaveten kadın işçilerin sağlığı için özel tehlikeler taşıyan iş çeşitleri sistematik bir şekilde uygun tedbirlerle tasfiye edildi.
Sosyalist iktidarın teşvikiyle en iyi bilim adamlarının başında olduğu önemli sayıda bilimsel örgüt,değişik ve çeşitli işlerde kadınların çalıştırılması problemi ve buna eşlik etmesi gereken şartlar üzerine çalıştılar. Bu araştırmanın bazı sonuçları 1931 ve çok sayıda kadın kitlesinin iş pazarına çıkmak zorunda kaldığı değişik faaliyetleri izleyen yıllarda kullanıldı. Sovyet yasası, büyük fiziksel çaba gerektiren işlerde kadınların çalıştırılmasını yasaklar. Bilimsel araştırma, sağlıklarına zarar vermeksizin yirmi kilodan daha fazla yük kaldıramayacağını gösteriyor ve 1931'de böyle yapmayı yasaklayan bir yasa çıkarıldı.
Çalışma koşullarının genel iyileştirmesi için etraflı bir tedbirler sistemi oluşturuldu ve özel müfettişler bu tedbirlerin gerçekleştirilmesini gözlemliyor. Yeni bir fabrikanın inşası için her plan kabul edilmeden önce sıhhi ve teknik koşullar bakımından yeterli olmalıydı.
Tüm bunlar,yeni fabrikalarda -ki özellikle bu koşullar kadınları etkiliyor- genel temizliği ve sağlık koşullarının iyileştirilmesini büyük ölçüde etkiliyor ve kadın emeğinin artan istihdamı böylece kolaylaşıyordu. Çalışma saatleri ve sosyal sigorta üzerine Sovyet iş kanunları,genelde işçilerin sağlığına ve özelde de kadın işçilerin sağlığına büyük bir önem verir. Sanayi kesiminin çoğunluğunda yedi saatlik çalışma günü kanuni olarak sabitleştirildi; diğer başka işlerde (ofis, mesleki iş, zor şartlardaki endüstriler) daha kısa çalışma günü -6 saat- kuralıdır.
Tüm çalışanlar,en az iki haftalık yıllık izin hakkına sahiptir ve işin doğasına göre izin süresinin uzatılma ve yardım alma hakkı olan pek çok işçi kategorisi de vardır. Çalışma saatlerini düzenleyen bu tedbirlerin işçilerin sağlığını korumada ve dinlenme için normal dönemler sağlamada büyük yararları vardır.
Kadınlara erkeklerle aynı oranda ''eşit işe eşit ödeme''nin yapılması gerçeği, hem pratikte ve hem de ilkede büyük bir öneme sahiptir.
Sosyal sigortanın Sovyet sistemi,kadın işçiler dahil,tüm işçilere,hasta yada kaza durumunda geçici yada yaşam boyu yardımı sağlar. Bu sigortanın ayırt edici özellikleri, kır veya şehirdeki tüm ücretli işçilere kadar genişletilmesi ve sigorta fonlarının iş yapanlar ve işçi çalıştıran enstitülerden temin edilmesidir (işçilerin kendileri sigorta ödemez) Sovyet kanununa göre,sigorta fonlarından geçici iş göremezlere (hastalık, kaza, karantina, ailenin hasta üyelerinin tedavisi, hamilelik, çocuk büyütme), kronik iş göremezlere ve yaşlılara ödeme yapılır.Evi geçindirenlerin ölümü,aile üyesinin cenaze töreni için,çocuğun beslenmesi için dayanışma ödemesi yapılır. Buna ilaveten sosyal sigorta örgütleri tüm sigortalı işçiler ve aileleri
için parasız tıbbi tedavi sağlar. Özel sanatoryum tedavisine ihtiyacı olan işçiler için geniş çaplı sanatoryumlar ve kaplıca hizmetleri ve anemi ve yorgunluktan ciddi düzeyde acı duyanları için dinlenme evleri ağı vardır.
Çeşitli kolları ve yaygın alanlarıyla sosyal sigorta sistemi, işçilerin yaşam standartlarında ve kültürel düzeylerinde önemli artışlara neden oldu. Bu, yarın için onlara güven veriyor,hatta görünmeyen talihsizlik olaylarında bile güven veriyor yaşam ve çalışma için sağlıklı koşullar yaratıyordu. Bu koşullar altında, ulusal faaliyetlerin her türüne katılan işçiler -bunların arasında kadın yığınları da var- kendi kariyerlerini de resmen yaratıyorlar.
Annelik ve çocukluğun korunması ve anneliğin sosyal sigortası için Sovyet kanunları hem teoride ve hem de pratikte olağanüstü öneme sahiptir. Devrim öncesi Rusya dahil, pek çok ülkenin deneyi, kadın işçilerin korunması, endüstride annelerin istihdam edilmesi -özellikle fabrikalarda-için yeterli kanunlar olmaksızın geniş çaplı hastalığa, zor ve anormal hamileliklere (yanlış hamileliklerin artışı, prematür doğumlar, doğumdan sonra hastalıklar) götürdüğünü gösteriyor. Sovyet yasası, kadınların annelik fonksiyonlarıyla uyumlu olarak sanayide çalışmasını sağlayarak yukarıda bahsedilen hastalıklardan çalışan kadını ve çocuğunu korumak için uğraşıyor.
Bu nedenden dolayı Sovyet kanunu, kadın işçinin hamilelik ve bebek bakımı için 6 haftalık mecburi izin alınmasını sağlıyor. Bu kanun, sanayide, tarımda, ulaştırmada, iş bürolarında, kooperatif örgütlerinde, yerel işlerde vb. çalışan tüm kadınlar için uygulanıyor.
Şimdi, mühendis, teknisyen veya ziraat uzmanı olarak çalışan kadınlar, öğretmenlere, sanatçılara, satış elemanlarına, daktiloculara,stenograflara vb. ne göre daha fazla izin alabiliyorlar. 1935'te hamilelik ve bebek bakımı için zorunlu ayrılık, kolektif çiftliklerde çalışan tüm kadınlara kadar genişletildi. Kolektif çiftlikler için model düzenlemelere bu çiftliklerde doğumdan önce ve sonra bir ay izin vererek hamile kadınlar ve emziren anneler için yardım tedbiri de eklendi. Bu iki ay süresince anneler, ortalama kazançlarının yarısını alıyorlar.
Sovyet Hükümeti, annelik ve çocukluğun korunması için bir dizi başka önemli tedbiri tanıttı.
Anneliği koruma için kanun, hamile kadının daha az yorulacağı bir işe transfer olmasını sağlıyor; hamile kadının işine son verilmesini yasaklıyor. Bazı durumlarda işçi müfettişlerinin izniyle hamile kadının çalışmasına son verilebiliyordu. Bu durumlar istisna olduğu gibi, çalışıldığı durumda anne ve bebeğe zarar olacağı gerçeğine dayanıyordu. Hamile kadını kendi izni olmadan göreve göndermek yasaktır; hamile kadınlar ve emzikli anneler için gece çalışması yasaktır kanuna göre. Tüm bu kanunlar, iş müfettişleri, endüstriyel işletmelerin kendilerinde emeğin korunması için komitelerce ve legal kontrol sistemince yerine getiriliyordu.
Hamilelik ve çocuk büyütme-besleme döneminde ücret ödenmesi zorunluluğu,anneliğin korunmasında en önemli faktörlerden birisidir. Ücretsiz yada az bir ücretle bırakmak,çalışan anneye hiç bir şekilde yardım etmez. Hamilelik ve doğumdan sonra, işçi diğer zamanlardan daha çok rahatlığa ihtiyacı vardır. Onu ücretsiz bırakmak, gerekli ihtiyaçları için sık sık kaldıracağından daha ağır geçici işler aramaya zorlanarak durumunu çok daha fazla ağırlaştırır.
Sovyetler Birliği'nde sosyal sigorta, hamilelik ve emzirme döneminde, bu kadın işçilere tam ödeme yapmayı garantiliyor. Buna ilaveten tüm sigortalı kişiler ve eşleri- çocuğun doğumunda ve doğumdan dokuz ay için ödenen emzirme izni için ek yardım hakları vardır. Anne ve çocuğa tıbbi yardım ve konsültasyon kliniklerinde tavsiyeler, hastaneler ve çocuk kliniklerinde kalma ücretsizdir. Eğer hastane de hasta bir çocuk için boş bir oda yoksa, anneye doktorun direktifiyle işten izin verilir ve çocuğun hastalığı süresince hasta kalanların ücretini alırlar.
Sovyet Devleti anne ve çocuk bakımı ile ilgili bahsettiğimiz kanunları ile sınırlı değildi. Devlet aynı zamanda küçük çocuklar ve genç çocukların sosyal eğitimi, kreşler, anaokulları, oyun bahçeleri -ki çocuğun okul yaşına gelene kadar yaşamı öğrenmesini sağlar- neden oluşan tüm bir enstitüler sistemi de yarattı.
Bunların ötesinde Haziran 1936'da Hükümet anneliğin korunması için yeni bir yasa yürürlüğe koydu ki, Sovyet yasasının temel ilkeleri kadınlar ve ailenin haklarını ve evlilik sorunlarını daha fazla geliştirmeyi içeriyor. Bu yasa, anneler için devlet yardımında gözle görülür bir artış için koşul oluşturuyor. Fiziksel güç gerektiren işlerle uğraşan kadınlar gibi ofis ve entelektüel işlerle uğraşan tüm kadınlarda hamilelik ve bebek bakımı için aynı izni alır ki bu dört aylık bir süredir. Çocukların büyütülmesi ve emzirilmesi için yardımlar arttırılıyor. Büyük aileler için geniş devlet yardımı olacak. Hastahaneler, kreşler ve ana okullar ağı hem kırda ve hem de kentte dikkate değer bir şekilde genişletilecek, ailelerini terk eden babalar, çocuklarına nafaka ödemezse iki yıla varan hapis cezası alabilecekti.
Tüm bu tedbirler, anneler ve çocukların güvenliğine ve kürtajın resmi yasaklanmasıyla yakından bağlı olarak sağlıklı güçlü bir aile yaratmaya yöneltildi. 1920'nin kanunu kürtaja izin verdi,fakat bu tedbir istisnai şartlardan dolayı ortaya çıktı ve geçici karakterdeydi. Ülke yıllarca savaşın şiddetinden acı çekti. Ekonomik zorluklar anneliği olanaksız kılan sağlık koşullarını hazırladı ve kadınları, tehlikeli ve zararlı sonuçlarına aldırmaksızın kürtaja başvurmaya zorladı. Şimdi ki zamanda Sovyetler Birliği'ndeki maddi refahın düzeyi, yükseldi; devlet ve tüm kamu enstitülerince annelere özel dikkat gösterildi ve yeni yasalarca daha fazla iyileştiren uygun koşullar onlar için yaratıldı. Bu yüzden Sovyet kadını, geleceğe dair hiçbir korkusu olmaksızın ''anne ve bir vatandaş olarak yükümlülüklerini'' yerine getirebilir ve yeni yasa kadınların sağlığı ve sağlıklı aile ve eşlerin karşılıklı ilişkilerin daha fazla sağlamlaştırılması çıkarına kürtajı yasaklar.
Yeni kanunun yayınlanmasında Sovyet Hükümeti, çalışan kadınlardan nüfusun geniş yığınları için projenin aşırı önemi ve özelliği açısından sayısız talepleri kabullendi ve yasama organından çıkarılmadan önce geniş çaplı ulusal tartışma yaptırdı. Tartışma Mayıs ve Haziran boyunca gazetelerde, mitinglerde vb. tüm ülke boyunca tartışıldı ve bu kampanya,kadın işçilerin asıl gövdesi ne projenin uygun olduğunu gösterdi. Gene de tartışmalar, kanunun daha da zenginleştirilmesini sağladı. Böylece Sovyet yasalarında kadın hakları ve işçi ve anne kadınların korunması ilkeleri belirlendi ki, bunlar, kadınlar için tam siyasal ve sosyal eşitliğin sağlanmasıdır.
Görüleceği gibi Ekim Sosyalist devrimi kadınların kurtuluş yolunu açtığı gibi aynı zamanda onları her alanda sosyal-politik ve devlet yönetmede yaşama daha fazla katılmaya itti. Çarlık döneminde kölenin de kölesi olan emekçi kadınlar Sovyet sosyalist Cumhuriyetler Birliğini koşullarında insan olduklarını görüp bilince çıkardıkları gibi erkek sınıf kardeşleriyle her alanda eşit hakka sahip olduklarını da pratikte görüp bilince çıkardılar. Devrim öncesi okuma yazma bilmeyen ve sosyal yaşama ve politik aktivitelere neredeyse katılmayan ve hiç bir hakka sahip olmayan kadınlar, Ekim devrimi sayesinde büyük değişime uğradılar ve bu süreç kadınların her alanda başlarını yukarıya kaldırmalarını ve toplumsal gelişimin dinamikleri olmalarını ve özgürlüğe el uzatmalarının yolunu açtığı.
Elbette, Sosyalist Sovyetler Birliği döneminde de kadın sorununda zaman zaman yanlışlara düşüldü ve kuşkusuz ki bunlardan en önemliler kadın örgütlenmesinin dağıtılmasıydı. Hangi gerekçeyle olursa olsun kadın örgütlenmesinin dağıtılması önemli bir olumsuzluktu. Bu durum kadınlara ilişkin özel çalışma yapma ve parti içinde ve devlet organlarında fiili kadın erkek eşitliğini sağlamada olumsuz bir etki yaptı. Yine geçici dönemsel taktiksel uygulamaların stratejik uygulamalara dönüştürülmesi gibi -kurtajın yasaklanması, analık görevinin dokunulmaz ve ayrıcalıklı bir kutsallık mertebesine çıkarılarak teşvik edilmesi vb- yanlışlarda yapıldı. Ama tüm bunlar Ekim sosyalist devriminin emekçi kadınların özgürlüğe el uzatmaları için örnek almaları gereken tek yol olduğunu asla gölgelemez.
Mevcut yeni dünya düzeninin kadınları nasıl modern köleler durumuna getirerek onları her bakımdan ucuz işgücü olarak çalıştırıp sömürerek baskı altında tutup ikinci hatta üçüncü sınıf insan haline getirdiği gerçeğini dikkate aldığımız da, 92. yıldönümünü kutladığımız Ekim sosyalist devrimi biz kadınlar için özgürlüğe yürümenin ve kölelik zincirlerin kırmanın timsali olacaktır.