22 Şubat 2010 Pazartesi

'Açılım'ın dili yok

kurtce kurdum-anadil2

Türkiye'de 28 dil konuşuluyor ancak sadece bir tanesi eğitim dili. O da Türkçe. Kürt, Çerkes, Laz, Süryani ve Roman sivil toplum örgütleri, asimilasyon politikalarına dikkat çekerek, anadillerinde eğitim istediler

BİREYSEL HAKLAR YETMEZ

Sami Tan (Kürt Enstitüsü): İnsanlar hala bu ülkede Kürtçe konuştuğu için öldürülüyor, yargılanıyor, tutuklanıyor. Hükümetin 'bireysel haklar' temelinde yaptığı düzenlemeler dil sorununu çözmez.

ANADİL BİRLİĞİ GÜÇLENDİRİR

Selçuk Karadeniz (Romankara Derneği): Böyle devam ederse asimilasyon tamamlanmış olacak. Roman dili yok olacak. Roman Dili Enstitüsü kurulmalı. Anadilde eğitim bu ülkenin birliğini güçlendirir.

KURSLAR YOK ETMENİN ARACI

Fahri Huvaj (Kafkas Dernekleri): Fransızların gösterdiği ilgiyi Türkiye göstermedi. Kurslar, dilleri ve kültürleri yok etmenin başka bir uzantısıdır. Türkiye gittikçe diller ve kültürler mezarlığı haline dönüşüyor.

DİLİMİZ ÖLÜM DÖŞEĞİNDE

Zeki Aydın (Süryani): Süryanice ölüm döşeğinde. Bir ağacı 40 yıl susuz bırakıyorsunuz ve kuruyor; sonra yeniden yeşertemezsiniz. Onu canlandırmak için yeniden bir şeyler yapılması gerekiyor.

LAZCA'YI KONUŞANLAR AZALIYOR

İsmail Avcı (Laz yazar): Gün geçtikçe Lazca konuşanların sayısı azalıyor. Lazca'nın orta vadede yok olmamasına dönük çabalamalıyız. Lazca'nın yaşaması için anadil eğitimi gereklidir.

Türkiye diller mezarlığına dönüştü

2000 yılında dünyadaki dillerin yok olmasının önüne geçmek amacıyla UNESCO tarafından ilan edilen 21 Şubat Dünya Anadili Günü bu yıl 10. kez kutlanıyor. Gün nedeniyle her yıl dünyadaki dillere ilişkin raporlar yayınlayan UNESCO'nun verilerine göre 6 bin 700 dilin yarısı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre, dünyada sadece 300 milyon insan kendi yerel dilini kullanırken, diğerleri ülkelerini işgal egen halkların dilleriyle iletişim kuruyor. Türkiye'de de uygulanan politikalar nedeniyle çok sayıda dil ya yok oldu ya da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Türkiye'nin birçok bölgesine dağılmış olan etnik gruplar, verdikleri kurslar ve farklı aktivitelerle dillerine sahip çıkmaya çalışıyor. Ancak dilleri yasaklanmış, değişik baskılara uğramış hemen hemen bütün gruplar, 'Anadilde eğitim olmadan yaşayamaz' konusunda birleşiyor.

İstanbul Kürt Enstitüsü Başkanı Sami Tan: 'Dünya Anadil Günü'nde Kürt dili üzerindeki baskılar devam ediyor. Kürtçe önündeki engeller, yasal ve fiili engellemeler olmak üzere iki şekilde ortaya çıkıyor. Kürt siyasetçiler de anadil nedeniyle sorunlar yaşıyor. Yapılan düzenlemeler daha çok bireysel haklar temelinde. Dil çalışması birkaç enstitü ve dernek çalışması işi değildir. Bu konuda bütün sivil toplum örgütleri, Kürt örgütleri duyarlı olmak zorunda. Kürtçe'nin yaşamsal alanda az kullanılması kaygı vericidir. Türkiye'de tahminlere göre 15-20 milyon Kürt bulunuyor. Bu insanlar bir şekliyle Kürtçe konuşuyor. Ancak günden güne dilden uzaklaşma yaşanıyor. Artık bir dil akademisi kurulmalıdır. Bir dilin yaşayabilmesi için günümüz dünya koşullarında mutlaka eğitim dili olması gerekiyor. Yoksa söz konusu dil yok olur. Anadilde eğitim bu yüzden bu kadar diri ve canlı bir taleptir biz Kürtler için.'

Romankara Gençlik Derneği Başkanı Selçuk Karadeniz: 'Türkiye'de 3-3.5 milyon Roman yaşıyor. Roman dili başta metropoller olmak üzere birçok yerde unutulmaya başlandı. Roman diline ilişkin herhangi bir çalışma yürütülmüyor, ancak bu dilin unutulmaması için mutlaka bir üniversitede okutulması gerekiyor. Romanlar, uğradıkları ayrımcılık nedeniyle dillerini temel talep yapmak yerine, daha çok konut ve barınma hakkı istiyor. Bu şekilde devam ederse, asimilasyon tamamlanmış olacak. Bu dil yok olacak. Bu dilin yaşamasında en büyük pay Romanların dışlanmasında yatıyor. Romanlar kabul edilmedikleri için kendi içlerine kapanmışlar ve bu dil biraz bu sayede yaşama şansı bulmuş. Ama artık bu bile dilin yaşaması için yeterli olmuyor. Anadilin insanlara verilmesi ülkeyi bölmez, aksine birlik ve beraberliği güçlendirir.'

Romankara Gençlik Derneği Başkan Yardımcısı Yücel Turan: 'Biz kendi dilimizi özgürce kullanamadık. Kullandığımız zaman insanlar 'bunlar nece kunuşuyor' diyerek bize öcü gibi bakmaya başladı. Anne babalarımız Türkçe konuşun diye baskı yaptılar. Romanlar açısından bu topraklarda asimilasyon büyük ölçüde tamamlanmış durumda. Kendi çapımızda çalışmalar yapıyoruz ama bunlar yetersiz. Anadilde çalışmalar için bir Roman Dili Enstitüsü'nün kurulmasını istiyoruz.'

Kafkas Dernekleri Federasyonu eski Başkanı Fahri Huvaj: 'Çerkeslerin sayıları tahminen en az 3.5 en fazla 7 milyon civarında. Çerkeslerin Ubıhça dili Teyfik Esenç'in ölümüyle yok oldu. Ubıhça, dünyanın en zengin sesli diliydi. 83 sesli harfi vardı ve bu dili konuşan insan ne yazık ki kalmadı. Türkiye bunun kıymetini bilemedi. Dünyanın en zengin diline sahip olmak onu ülkenizde barındırıyor olma büyük bir kazanımdı. Ubıhça, Esenç'le birlikte bu topraklara gömüldü. Adigece, Abhazca gibi Çerkes dilleri de can çekişiyor. Türkiye, diller konusunda bir zenginlik sahibi olması gerekirken bir diller ve kültürler bahçesi olması gerekirken maalesef gittikçe diller ve kültürler mezarlığı haline dönüşüyor. Derneklerimizde verilen küçük mütevazı kurslar zehaviri kurtarmaktan öte ciddi bir anlam taşımıyor. Devlet bunların öğretilmesi için adım atmazsa, okullarda seçmeli olarak bu diller okutulmazsa, bütün yereller diller Ubıhça'nın akıbetine uğramaya ve yok olmaya mahkumdur. 'Efendim birine verirsek diğeri ister' deniliyor. Hepsi istesin efendim. Bu ülkede okuyan insanlar burada çalışıyorlar burada okuyor ve vergi veriyorlar. Bunların anadillerini istemeleri kadar doğal bir şey olamaz. Anadil eğitimi bölünmeyi değil aksine birlik ve bütünlüğü sağlamlaştırır.'

Antropolog Abdurrahim Özmen: 'Süryaniler dil çalışmalarını genellikle dini içerikli olarak manastırlarda sürdürdüler. Fakat yasal değil. Hatta 12 Eylül'den sonra sanırım Deyrul Zaferan Manastırı hakkında yasadışı dil eğitimi yaptığı gerekçesiyle bazı davalar da açıldı. Süryanice'nin kaybolmakta olan ya da ölmekte olan bir dil olduğunu söylemek biraz zor. Süryaniler dil ve din konusunda çok katı ve Muhafazakar insanlar. Dolayısıyla bu dilin ölmesi biraz zor. Ölmekte olan bir dil değil ama tehlikede olan bir dil konumundadır. Eğitimi olmayan her dil tehlikededir. Dilin taşıyıcıları eğer kendi dillerini geliştiremiyorlarsa bu dil tehlike altındadır. Bu dilin yaşatılması isteniyorsa eğitiminin verilmesi çok zor değil.'

Süryani Zeki Aydın: 'Süryanice en fazla Türkiye'de kullanılıyordu. Bu dilin merkezi Türkiye idi. Bu insanlar göçertildi. Şimdi bu dil en az Türkiye'de kullanılıyor. Bu dilde ölmeden önce birilerinin el atması gerekiyor. Anadilimizde öğretim istiyoruz.'

üyük Lazca Sözlüğü'nün yazarlarından İsmail Avcı:'Laz dilini en az 500 bin kişi belli düzeylerde konuşuyor. Ancak gün geçtikçe Lazca konuşanların sayısı azalıyor. Lazca bugüne kadar sözlü gelenekle aktarıldı ve yaygın olarak yazılı şekli kullanılamadı. Bugün Lazca, Anadolu'da yaşayan, ancak yok olma tehlikesi altında olan bir dil durumundadır. Bu durumda Lazca'nın orta vadede yok olmaması için çabalamak gerekiyor. Her şeyden önce anadili Lazca olanların bu konuda bir şey yapması gerekiyor. En kolayı evde çocuklarla konuşmak. Modern/interaktif araçları da kullanmak lazım; radyo, TV, müzik gibi. Lazca'nın yaşaması için anadil eğitimi gereklidir.'

Türkiye'de diller tehlikede

Bazı kaynaklara göre Türkiye'de konuşulan 30'dan fazla dilin çoğu ciddi tehlike altında bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre; Gagavuzca, Türkiyeli Yahudilerin konuştuğu Ladino ve Süryanice ciddi tehlike altında bulunuyor; Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Çingene dilleri Süryanice'ye benzeyen Suret ve Ermenice 'kesinlikle tehlike altında bulunan diller' kategorisinde sayılıyor. Abhazca, Kabar-Çerkes dilleri ise 'güven vermeyen diller grubu'nda bulunuyor. Türkiye'de, son birkaç yılda, Kapadokya Yunancası, Diyarbakır Lice'deki Kamışlı köyünde konuşulan Mlahso, Ubıhça ise öldü. Kürt dilbilimci Amed Tigris'in yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de Abazaca, Abhazca, Adigece, Arapça, Arnavutça, Azerice, Boşnakça, Bulgarca, Domari, Ermenice, Gagavuzca, Gürcüce, Kabartayca, Kazakça, Kırgızca, Kırım Türkçesi, Kumukça, Kürtçe, Ladino, Lazca, Osetçe, Özbekçe, Romani, Rumca, Suryanice, Tatarca, Türkçe ve Türkmence olmak üzere toplam 28 dil konuşuluyor. Ancak bu dillerin hiçbiri eğitim dili olarak kabul görmezken, Türkiye'de tek egemen dil Türkçe olarak varlık gösteriyor.

BDP: Asimilasyon sürüyor

BDP Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş, 21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaparak, anadil gününü kutladı. Türkiye'de dil konusunda özgürlüklerin olmadığı ifade edilen açıklamada, Kürt dili ve diğer diller üzerindeki baskılara dikkat çekildi. Tek dilli bir toplum yaratmak adına dillere zarar verildiği belirtilen açıklamada, bu dillere yönelik yasaklayıcı yönelimlerin devam ettiği belirtildi. Anadil önündeki engellerin kaldırılması istenen açıklamada, şu taleplere yer verildi: 'Anayasa'nın 42. maddesi değiştirilmeli, yeni demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır. Anadilde eğitim talepleri 'bölünme' ve 'azınlık' sorunu olarak nitelendirilmeden kültürel ve siyasal çoğulculuğun gerekleri olarak algılanıp insan hakları ve demokrasi kapsamında yaklaşılmalı ve ilköğretimden üniversiteye anadilde eğitim olanakları geliştirilmelidir. Milli Eğitim Temel Kanunu, Yüksek Öğretim Kanunu ile Radyo ve Televizyon Kanunu, Türkiye'nin çok dilli ve çok kültürlü toplum gerçeği dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Tek etnik ulus, tek dil ve kültür yaklaşımı terk edilmelidir. Bu noktada, farklı Anadolu dillerinde kültür-sanat etkinliklerinin hazırlanması ve sunumu, idari ve mali olarak desteklenmelidir. Mahalli İdareler Yasası gözden geçirilmeli, yerel hizmetlerden halkın daha fazla istifade edebilmesi için 'Çok Dilli Yerel Yönetimcilik' önündeki engeller kaldırılmalıdır. Anadiller üzerindeki yasakçı uygulamaların son bulacağına olan inancımızla, bütün dünya halklarının Dünya Anadil Günü'nü kutluyoruz.'

ANKARA
Günlük gazetesinden alınmıştır