22 Şubat 2010 Pazartesi

Aydınlar kendilerini ihbar etti



Foto: Aydınlar kendilerini ihbar etti10 aydır tutuklu bulunan gazeteci Mehmet Yeşiltepe'nin yargılandığı davanın iddianamesinde yazıları suç delili olarak gösterilen yazarlar, Beşiktaş Adliyesi'ne gelerek kendilerini ihbar etti.

Bostancı'da Orhan Yılmazkaya'nın yaşamını yitirdiği çatışmanın ardından başlatılan "Devrimci Karargah" operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Devrimci Hareket Dergisi çalışanı Mehmet Yeşiltepe'nin yarın görülecek duruşması öncesinde aydın ve sanatçılar Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde bir araya geldi.

Davanın iddianamesinde delil olarak gösterilen yazıların sahipleri Temel Demirer ile Mustafa Yalçıner, "Delil olarak dosyaya giren yazılar bize aittir. Bu yazıları bulundurmak suç ise bu yazıları yazan biziz, kendimizi ihbar ediyoruz" şeklindeki dilekçelerini İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesine verdiler.

Suç duyurusu dilekçesinin verilmesinin ardından, İlkay Akkaya, Cezmi Ersöz, Ragıp Zarakolu, Sait Çetinoğlu, Gül Göker, Suat Batu, Serhat Raşa, İnci Hekimoğlu, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Sözcüsü Necati Abay, Türkiye Yazarlar Sendikası ve İHD temsilcilerinin de katılımıyla adliye önünde basın açıklaması yapıldı.

Mehmet Yeşiltepe'nin Avukatı Erman Öztürk, dosyaya konulan delilleri eleştirdi. Öztürk, "Yeşiltepe'nin Yalçın Küçük ile fotoğrafı olduğu öne sürüldü ve bu suç olarak gösterildi. Ancak fotoğraftaki kişinin Yeşiltepe olmadığı ortaya çıktı. Yeşiltepe'nin Orhan Yılmazkaya ile telefon görüşmeleri yaptığı öne sürüldü ancak bu da ortaya çıkmadı" dedi. Öztürk, müvekkilinin Yılmazkaya'yı sadece üniversite yıllarından tanıdığını, gazeteci olarak bildiğini ve Kadıköy'de karşılaşıp çay içtiklerini belirtti.

Yeşiltepe'nin evinden çıkan, kitapçılarda satılan kitaplar, gazetelerde yayımlanan tanınmış yazarların yazılarının suç unsuru olarak sunulduğunu dile getiren Öztürk, suç delili olarak gösterilen yazıların yazarlarının bugün adliyeye gelerek kendilerini ihbar ettiklerini belirtti.

Türkiye'nin hukuk sistemi ortaoyunu

Yazar Temel Demirer, Yeşiltepe'nin iddianamesinde kendisinin, örgütün teorisyeni olarak gösterilmesini ve yazılarının da örgütün teorileri olarak gösterilmesini reddederek eleştirdi. Türkiye'nin hukuk sisteminin bir orta oyununa dönüştüğünü ifade eden Demirer, "Artık lütfedip yüzünüzü Ergenekon'dan buralara dönün" dedi. Demirer, "Madem ki ben örgütün teorisyeniyim, Mehmet Yeşiltepe tutuklu kalmaya devam edecekse beni de tutuklayın" diye konuştu.

Yazar Mustafa Yalçıner ise Yeşiltepe'nin dosyasında suç delili olarak gösterilen yazının, 40 yıl önceki Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu ile ilgili tanıklığını aktırdığı yazı olduğunu belirtti. Yalçıner, yazı kendisine ait olduğu için kendisinin muhatap alınması gerektiğini ifade etti.

Sanatçı İlkay Akkaya, Mehmet Yeşiltepe ile bir konser sonrası tanıştıkların ifade etti, "İddianamede benim de Mehmet ile çay içerken çekilmiş bir fotoğrafım var. Sanırım ben de suçluyum. Beni de almalarını rica ediyorum" dedi.

Şeyh Bedrettin ile birlikte nası örgüt kurduk

Yeşiltepe'nin dosyasında suç delili olarak gösterilen yazılardan bir diğeri Sibel Özbudun'a ait. Özbudun, "Şeyh Bedrettin ile birlikte nasıl örgüt kurduk?" başlıklı yazısı ile "Kafka'ya rahmet okutturacak" olarak nitelendirdiği iddiaları şöyle eleştirmişti: "Ve tutuklamalar başladı… Bir eski fakülte arkadaşı ile yeğeni… Fakülte arkadaşının eski kocası… Eski kocanın sözlüsü… Sözlünün bir başka arkadaşı… Gazeteci bir eski arkadaş… Orhan Yılmazkaya ile birlikte teknik takip altında olan iki kişi… ve onlarla teması olan muhtelif kişiler… Bir internet kafe çalışanı… bir gümrük muhafaza memuru… bir avukat… Ve Mehmet Yeşiltepe. Mühendis… Devrimci Hareket dergisi çalışanı, hidrosefali hastası…

Devrimci Hareket dergisinin çalışanı Mehmet Yeşiltepe'nin "suç"u, üniversiteden tanıdığı Orhan Yılmazkaya ile iki kez çay içmiş olmak… O kadar!

Şeyh Bedreddin, Korkut Boratav, Bülent Forta, Mustafa Yalçıner, Temel Demirer ile burada devreye giriyoruz!

Mehmet Yeşiltepe’ye değin iddianamede gösterilen "suç delilleri" arasında her birimize ait yazılar da yer alıyor. 1978 tarihli bir broşür, 1998 tarihli bir kitap, 8 Mart mitingi resimleri, konser CD'leri ve Şeyh Bedreddin’in hayatına değin bir yazının yanında…"