21 Şubat 2010 Pazar

Dayanışma gününün sabahından

21 Şubat sabahına onbinlerce emekçi, aydın ve öğrenci Sakarya Caddesi’nde uyandı. Sabah ilk iş olarak Çankaya Belediyesi işçileri ile birlikte “mıntıka temizliği” yapan direniş destekçileri 12:00’de yapılacak basın açıklamasına hazırlanıyorlar. Gece boyunca Sakarya Caddesi’nde onbinlerce insan, zaman zaman battaniyelere sarılarak, zaman zaman halaylara katılarak, türküler söyleyerek, sloganlar atarak ısındılar. TEKEL direniş çadırları da 20 Şubat gecesini ayakta geçirdi. Özellikle karşılıklı yerleşmiş Diyarbakır ve Trabzon çadırları gece boyunca söyledikleri türküler, çaldıkları sazlarla destekçilerin ilgi odağı oldu.

Türkel: “Harikaydı”
Sabahın erken saatlerinde Türk-İş Binası önünde görüştüğümüz Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, gece boyunca süren dayanışa eyleminin “harika geçtiğini” söyleyerek şöyle konuştu: “Ülkenin dört bir yanından insanların bütünleşmek için buraya gelmesi çok güzel. Ülkemizin tarihinde önemli bir yeri olacak. Bence böyle bir eylem mitingden daha anlamlıydı. Kitleler birbirleriyle kucaklaşmış oldu. Bundan sonraki mücadeleler de böyle olmalı. Herkesin eline sağlık, öğrencilerin, aydınların, yazarların, destek veren herkesin eline sağlık. Herkese teşekkür ediyorum.” Gece boyunca alanda bekleyen emekçiler ve gençler günün ilk saatlerinde önce geceden kalan kirlilikleri toplarken alanda bekleyişlerini sürdürüyorlar. Türkiye’nin dört bir yanından gelen emekçiler, gençler saat 12:00’de yapılacak kitlesel basın açıklamasının ardından kentlerine uğurlanacak.

TEKEL işçileriyle sabahladılar
Dün TEKEL işçileriyle bir araya gelen onbinlerce emekçi ve genç Sakarya Caddesi’ndeki bekleyişlerini sürdürürken eyleme katılanlarla direnişi ve 20 Şubat’ı konuştuk:

"Artık halk koyun olmadığını gösteriyor"
TEKEL direnişi hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Eda Uçarlı: İşçiler dünyada çok büyük kitle oluşturuyor ve dünyanın bütün gidişatını değiştirebilecek gücü elinde tutuyor. İşçilerin böyle bir ayaklanmayı başlatması demek Türkiye’nin ve dünyanın değişmeye başlaması demek. Artık halk koyun olmadığını gösteriyor. Biz de onların yanındayız çünkü aynı şeyi istiyoruz.

AKP’nin pervasız politikalarına da bir yanıt oldu bu eylem…
E.U.: AKP oy toplamak için her şeyi yaptı. İnsanları yanına çekmek için kendine ait belli bir stratejisi vardı, bu da herkesin zayıf yanına oynamaktı. Aç olana yemek vermek, ısınamayana kömür vermek gibi… Bunun yanı sıra dini de kullandı. Bugün fark ediliyor ki insanlar artık boğaz tokluğuna çalışmayı kabul etmiyorlar.

Burada birebir gördüğünüz işçiler ve destekçilerinin yarattığı atmosferi nasıl buldunuz?
E.U.: Ben daha işçilerle tanışmadım ama oraya gitmek için sabırsızlanıyorum. Ben açıkçası bu kadar omuz omuza bir mücadele beklemiyordum. Elbette kalabalık olacaktı ama böyle heyecanlı bir kitleyle karşılaşmayı beklemiyordum.

TEKEL işçilerinin direnişi hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
İlke (Öğrenci): Bu işçiler zaten korlanmış bir ateşti ve şimdi bir alev topuna dönüştü. Böylesi direnişler unutulmuştu, bu anlamda bir alevi canlandırdılar. Benim için bu alevin canlanması özellikle önemli ve onları desteklemek için buraya geldim.

"Emekçinin arkasında olmakla gurur duyuyorum"
Buket (Çalışan): Ben hep 70’lerin çocuğu olmak istemiştim, o dönemleri görmek, yaşamak istemiştim. Burada ben o dönemlerin ateşini görüyorum. O yüzden çok onurlu ve önemli bir mücadele. Emeğin, emekçinin arkasında olmakla gurur duyuyorum.

Buradaki atmosferi nasıl buldunuz?
İlke: Çok etkilendim, özellikle çadırda kalan işçilerin mücadelesi ve yüzlerinden eksik olmayan o gülümsemeleri etkileyici. Dinleyince kulağa kolay geliyor belki ama onlar karla, yağmurla mücadele ettiler. Hiç pes etmediler. Haklarını alıncaya kadar da burada kalacaklarına inanıyorum.

Buket: Bu miting çok etkileyiciydi çünkü Türkiye uzun süredir milli maçların dışında bu kadar bir araya gelmemişti. (Kaynak: soL)