5 Ekim 2009 Pazartesi

İMF İLE İLİŞKİLERDE DÜNDEN BUGÜNE DEĞİŞEN BİŞEY YOKTUR


IMF Guvernörler Toplantısı yarın ikinci kez İstanbul'da başlayacak. İlk toplantı, 1955'te 6-7 Eylül linç olaylarının gölgesinde gerçekleşti. Türkiye IMF'ye üye olalı 8 yıl olmuştu. Şimdi Türkiye IMF ilişkilerinin yarım asırlık bir mazi var.

Brezilya borç veriyor, Türkiye faiz ödüyor

1955 IMF Guvernörler Toplantısı, yeni açılan Hilton Otel'de yapılırken hemen birkaç yüz metre ötede Özel Harp Dairesi'nin “muhteşem” provokasyonu cereyan ediyordu. IMF toplantısı, 6-7 Eylül linç ve yağma olaylarının gölgesinde kaldı.

Sonra IMF Türkiye ilişkilerine hep borçlar eşlik etti. 19 stand-by anlaşması imzalandı. İlk stand-by anlaşması 1961 tarihliydi. 2000 yılında IMF ile stand-by anlaşması yapan 26 ülkeden 24'ü yollarını ayırdı. Sonradan eklenen 6 ülke ile sadece Türkiye ve Peru kaldı. Brezilya ve Arjantin'in borçlarını ödemesinden sonra Türkiye, IMF'ye en borçlu ülke oldu. Oysa dünyanın en fakir ülkesi Brezilya, ilişkileri kestikten sonra IMF'ye borç vermeye başladı.

IMF'nin 31 Ocak 2007 tarihli verilerine göre, IMF'nin 73 ülkeden 19,9 milyar alacağının 10,2 milyar doları Türkiye'nin. Bir başka ifadeyle, IMF'nin her 100 dolarlık alacağının 51 doları Türkiye'nin borcu. Türkiye'nin 2009 yılı itibariyle IMF'ye borcu 7 milyar 885 milyon dolar. Fona borç, geçen yıl sonunda 8 milyar 524 milyon dolar düzeyindeydi.

Türkiye, 2001 yılından bu yana IMF'den toplam 46 milyar 745 milyon dolar kaynak kullandı. En fazla kaynak kullanımı 11,2 milyar dolarla 2001 ve 13,5 milyar dolarla 2002 yıllarında gerçekleşti. 2001 ve 2002 yılları, esnaf ayaklanmalarına tanıklık eden mali kriz yılları.

IMF on yıllardır zenginleri zengin ediyor

Merkezi Amerika'da bulunan IMF'nin Guvernörler Heyeti'nde en fazla oy hakkına sahip ülke, en fazla sermayesiyle ABD. Tablo, IMF'nin neoliberal küreselleşme politikalarının sonuçlarından birisidir. ABD'nin en zengin yüzde 1'inin toplam zenginlik içindeki payını gösteriyor.

1944 yılında ABD'nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods'da kurulduğu, 1947'de fiilen çalışmaya başladığı tarihlerden beri Uluslararası Para Fonu başta ABD olmak üzere dünyanın zenginlerini daha zengin, dünyanın fakirlerini daha fakir kılmak için çalışıyor.

Zira ABD, Avrupa devletlerinin aksine 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı'nda ekonomik ve askeri güç olarak çıktı, altın stoklarını arttırdı, ekonomik yardım yapacak tek ülke durumuna geldi. Amerikan emperyalizmi, yıkılan Avrupa ekonomilerine doğrudan yardım yapmak yerine mali kuruluşlar yoluyla yardım yapmayı kararlaştırdı.

Bretton Woods Antlaşması'nda; birisi, Milletlerarası Para Fonu, diğeri, Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) yahut kısaca Dünya Bankası isimleriyle iki ekonomik kuruluşun kurulması kararlaştırıldı. IMF, geçici ödeme güçlüklerinde kredi verdi; Dünya Bankası ise nispeten daha uzun vadeli yatırım kredileri verdi, ekonomileri bağımlılaştırdı.

Para Fonu'nda parayı veren düdüğü çalıyor

185 üyeli Fonun en yetkili organı, yarın ve öbür gün İstanbul'da toplanacak Guvernörler Kurulu'dur.

Guvernörler Kurulu'nda her üye, ülkenin sabit bir oy sayısı yanında, fona iştirak hissesiyle orantılı bir oy sayısına da sahiptir. En fazla oy hakkına sahip ülke, en fazla sermayesiyle ABD'dir. Yıllık Toplantılar, iki yılda bir Washington'da ve her üç yılda bir ise başka bir üye ülkede yapılır.

Toplantılar ABD dışında; Londra (1947), Paris (1950), Mexico City (1952), İstanbul (1955), Yeni Delhi (1958), Viyana (1961), Tokyo (1964), Rio De Jeneiro (1967), Kopenhag (1970), Nairobi (1973), Manila (1976), Belgrad (1979), Toronto (1982), Seul (1985), Berlin (1988), Bangkok (1991), Madrid (1994) , Hong Kong (1997) Prag (2000), Dubai (2003), Singapur'da (2006) yapıldı.