14 Şubat 2010 Pazar

Diktatör konuştu: ‘İşçilerin çadırlarını yıkacağız!’

TEKEL işçilerinin eylemi 61. gününü doldurdu. Yaşanan pek çok sıcak gelişmeye rağmen hükümet ve işçi kanadında biz uzlaşma sağlanamadı. Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir programda gazetecilerin TEKEL işçilerinin eylemiyle ilgili sorusunu "Süre sonunda TEKEL işçilerin çadırlarını yıkacağız" diyerek cevapladı.

"4/C TÜRKİYE'DEKİ SENDİKALARIN BİZE ÖNERİSİDİR''
Recep Tayyip Erdoğan, dış temaslarda bulunacağı Katar'a hareketinde önce gazetecilerin TEKEL işçileri ile ilgili sorunlarını yanıtladı. Erdoğan, TEKEL işçilerine çağrıda bulunarak, ''Biz hiçbir zaman sizlere zulmetmedik, zulmetmeyiz. Gidin 4/C'ye müracaatlarınızı süratle yapın, oyuna gelmeyin'' dedi. Erdoğan, bir gazetecinin ''TEKEL işçileri eylemlerine devam ediyor. Sendikalar da bu konuda karar aldı. Ayrıca TEKEL'in 57 işletmesinden 53'ü kapanıyor. Bu kapanan işletmelerin arazilerinin çok ucuza kapatılmak istendiği yönünde iddialar var. Dün de bu arazileri belediyelere devredebileceğinizi söylediniz. Bu konudaki durum nedir?'' sorusu üzerine, TEKEL konusunda çok sayıda spekülasyon yapıldığını dile getirdi.

''AKP iktidarı bu milletin kendine ait olan ne menkulünü, ne gayrimenkulünü kimseye peşkeş çekmemiştir. Çekmez, çekilmesine de müsaade etmez'' diyen Erdoğan, piyasada bu konuda çok sayıda iş takipçisi olduğunu ifade ederek, ''Piyasada olduğu gibi medyada da insanlar var. Bunu da açıkça söyleyeyim. Medyada bunun takibini yapanlar, önce kendi patronuna baksınlar ondan sonra da bu süreci izlesinler'' dedi.

Erdoğan, özelleştirilen bazı kurumların arazileriyle ilgili olarak belediyelere bazı devir teslim işlemlerinin yapıldığını, bazı vakıf üniversitelerine de yasanın verdiği yetkiler kullanılarak arazi teslimi yapıldığını kaydetti. Bu tür uygulamalara bundan sonrada devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, ''Bunlar bize yasadan gelen yetkiler. Yasaya aykırı herhangi bir şey burada söz konusu değil. Peşkeş çekmek, vesaire bunlar iktidarımızın uygulamaları içinde yoktur'' diye konuştu.

TEKEL İŞÇİLERİNE ÇAĞRI
Erdoğan, TEKEL işçileri konusunun çok abartıldığını, Ankara'da eylemde olan işçilerin sanki TEKEL işçilerinin hepsiymiş gibi davranıldığını söyledi.

Özelleştirme kapsamında TEKEL işletmelerinin çoğunun zaten özelleştirildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Son olay, 8 bin 247 sayısıyla belirlenmiş olan bir durumdur. Bunlar özelleştirme kapsamında değil, kapatılan tütün yaprak işleme depolarıyla alakalıdır. Buralarda üretim yok. Bunlar artık sadece depo. Şu anda devlet TEKEL tütün depolarını kapatıyor. Bunun karşılığında da işçilere ihbar ve kıdem tazminatlarını veriyor. Peki biz ne yaptık? Sendikaların bizden talebi vardı. Biz de 'bu vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım, bu talep doğrultusunda bunları 4/C kapsamına alalım' dedik. 4/C'de ne var? 4/C kapsamında asgari ücret, 10 aylık çalışma var. Kıdem tazminatı yoktu, iş sonu tazminatını koyduk. Son olarak çalışma süresini 11 aya, ayda bir günlük izni ikiye çıkardık. Emekli olabilsinler diye iş sonu tazminatını koyduk. Ayrıca bu kişiler memur sendikalarına da üye olabiliyorlar. Bütün bunlara rağmen hedef saptırmak suretiyle ortaya başka şeyler çıkarmak istiyorlar. 'Biz aynı şekilde, aynı maaşla kamu kurumlarında işe devam etmek istiyoruz. Kıdem ihbar tazminatı istemiyoruz' diyorlar. Özelleştirme benim iktidarım döneminde başlamış bir süreç değildir. Biz önümüzde özelleştirme programlarını bulduk. Ölmüş olan bu programları harekete geçirerek özelleştirmelerin büyük kesimini bitirdik. Şu anda TEKEL ile ilgili 8 bin 247 kişi kaldı. Belki bunun içinde sadece bir grup Ankara'daki gösterilere katılmıştır. Büyük kısmı yapılanları tasvip etmiyor.''

Erdoğan, 1 Şubattan itibaren bu işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı olarak 350 milyon lirasının yatırıldığını belirterek, şöyle devam etti: ''Şubat ayı sonuna kadar 4/C'ye müracaatını yaptınız, yaptınız, yapmadığınız taktirde 4/C'de sizler için kapı kapanıyor. Çünkü bu bir iş akdi fesih olayıdır. Zaten fesh edilmiştir. Size 4/C imkanından istifade etmeniz için bir fırsat çıkardık. Dün itibariyle 900'ü aşkın TEKEL işçisi müracaat etmiştir ve kamu kurum ve kurumlarına yerleştirilmiş durumdadır. 8 bin kişi kıdem ve ihbar tazminatını almıştır. Dolayısıyla ortada 200 kişi kalmış. Bu süreç zaten bitmiştir. Sendikalar kendi aralarında iki sendika hariç toplanıp kararlar almış. Mahkemeye müracaat edeceklerini söylemişler. 4/C 2004'te başlayan bir süreç. 2004'ten bugüne kadar adama sormazlar mı 'aklınız neredeydi' diye... Bu işi isteyen sizdiniz. '4/C'yi biz icat etmedik. 4/C, Türkiye'deki sendikaların bize önerisidir. Sendikaların bize önerisiyle uygulamaya koyduğumuz bir sistemdir. Ayıp olmuyor mu? Bunlar akşam yatıp sabah haklı kalkıyorlar. Böyle şey olmaz. Biz devlet yönetiyoruz. Bu kasaba devleti değil. Yüzyıllara sahip geçmişi olan bir devlet, burada bir karar alındığında buna herkes uyar. Ben TEKEL işçisi kardeşlerime hitap ediyorum; biz hiçbir zaman sizlere zulmetmedik, zulmetmeyiz. Gidin 4/C'ye müracaatlarınızı süratle yapın, oyuna gelmeyin. 4/C'den doğmuş imkanları da değerlendirin.''

Erdoğan, kendisini ziyaret eden kadın TEKEL işçilerinin de emeklilikleri için kısa bir süre kaldığını öğrendiğini, onlara da bu imkanlardan yararlanmaları gerektiğini söylediğini sözlerine ekledi.

ÇADIRLAR YIKILACAK
TEKEL işçilerine ay sonuna kadar süre verildiğini hatırlatan Erdoğan, eyleme devam edildiği takdirde çadırların yıkılacağını söyledi. Erdoğan, kendilerinin bir adım daha atmış olduklarını, uygulamada 4/C'ye müracaat edenlerin sayısının bugün itibariyle 900'ü aştığını vurgulayarak, ''Ay sonuna kadar bu işin mühleti var. Ay sonuna kadar müracaatını yapanlar yapıyor, ay sonuna kadar müracaat etmeyenler ne yazık ki üzülürüm, onlar da işsiz kalmış olacaklar. Veya gidip başka yerden kendilerine iş bulacaklar'' şeklinde konuştu.

'GERÇEKÇİ OLMAMIZ LAZIM'
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Burada bizim biraz gerçekçi olmamız lazım. Vaka neyse, bunun tespitini iş hukukuna göre yapmamız lazım. Burada yapılan bu. Kaldı ki, burası üreten, çalışan bir yer değil. Şimdi ayda 40 trilyon bunlara ödeme yapıyorsunuz. Kimin hakkını kime veriyorsunuz? Ve biz bunun önüne geçebilmek için yine bir 4/C uygulaması getiriyoruz. Niye? Diyoruz ki hiç olmazsa bunlar dışarda kalmasın.Biz öyle bir adım attık ki, geçici işçi statüsüyle 10 ay, 6 ay mevsimlik işçiler çalışıyordu. 230 bin işçiyi geçici işçi statüsünden kadrolu işçi statüsüne geçirdik. Bunu da yapan bu iktidar. Bakın ben her zaman söylüyorum. 13,5 katrilyon zorunlu tasarrufu bu iktidar ödedi. Bunu memura, işçiye ödedik. 3 katrilyon KEY ile ilgili parayı memura, işçiye biz ödedik. Bu denli memurun, işçinin menfaatlerini koruyan bir hükümet olarak bunları yaptık. Burada biz şimdi niye kalkıp onlara zulmedecek bir adımın içerisinde olalım. Gerçekçi olalım.''

Bu olayın aslında bir kırılma noktası olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Burada belli bir sendika her ay 600-650 milyarlık bir geliri kaybediyor. Tabii bu gizleniyor, söylenmiyor ayrı mesele... İşin aslı bu. Yılda bu yaklaşık 7-7.5 trilyon yapıyor. Böyle bir kaynak gidiyor'' dedi.

'HAK NEYSE KAVGASI YAPILIR'
En sonunda bu işçilerin aynı statüyle değişik kamu kurumlarına gönderilmesinin istendiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Orada da tabii farklı bir şey, 'biz istediğimizi istediğimiz gibi yaptırırız'. Nedir o? 4/C. 'Ben tanımıyorum 4/C'. Bunu söylemeye, dillendirmeye başladılar. Şimdi bir ülkede idareyle böyle adeta çelik çomak oynanırcasına oynanmaz. Burada bir hukuk devletiysek, hukuk devletinin içerisinde hak neyse bunun alınmasının kavgası yapılır. Eğer burada hakikaten bir hak söz konusuysa bunu vermekten biz hiçbir zaman imtina etmeyiz, veririz bunu. Burada bizim en ufak bir çekincemiz yok. Ama biz bir emanetçiyiz.Ülkemizde attığımız her adımda dikkatli, adil olmaya mecburuz. Burada da biz yaprak tütün işleme atölyelerinde çalışan arkadaşlarımıza ihbar ve kıdem tazminatlarını vermek suretiyle, ondan sonraki süreçte de iş sonu tazminatları dahil olmak üzere ödemek suretiyle, belli ücretlerini alacaklar. Onlara belli bir iş imkanı da doğuruyoruz. Diyoruz ki; 'Hiç gecikmeden süratle müracaatınızı yapın ve önümüzdeki ay itibarıyla de yeni yerlerinizde işe başlayın.''

Erdoğan, kendisine ifşa etmek istemediği bir teklifin de yapıldığını belirterek, ''Eğer İzmir'de çalışıyorsa, gönderin Muş'a, gönderin Hakkari'ye'. Bana bunu diyen sendikacı 'Zaten oraya gitmez' diyor. Müracaatını yapmayacak, işsiz kalacak. Ben de diyorum ki adalet anlayışımda bu yok. Ben İzmir'de çalışan birini İzmir'deki kamu kuruluşlarında istihdam etmeye çalışırım. Oralarda yer bulamazsam, oraya en yakın il neresiyse orada istihdam etme gayreti içinde olurum'' şeklinde konuştu. Erdoğan, Türk-İş yetkilileriyle 4 kez görüştüğünü, arkadaşlarının da görüşmeler yaptığını belirterek, bu noktaya onlarla beraber gelindiğini kaydetti.

'BAZI ŞEYLER SAPTIRILIYOR'
Kendisinin de eski bir sendikacı olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Belediye-İş'te... Belediye başkanı olduğumda ciddi manada yine orada nasıl zam yaptığımı Sayın Kumlu çok iyi bilir. Nasıl onlara açığı kapayalım noktasında yüksek bir zam verdiğimi gayet iyi biliyor. Zaten kendisi teyit ediyor'' dedi. Bazı şeylerin iyice saptırıldığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Örneğin çıkıyor diyorlar ki, Kocaeli Belediyesi uygulama yaptı, aynı uygulamayı şimdi de yapsınlar. Kocaeli Belediyesi AK Partili bir belediye. Bu süre içerisinde SEKA'nın olduğu alanın tümünü bizden istedi. İsterken, aynı zamanda 'SEKA'daki bütün işçileri alırım' dedi.Kocaeli Belediyesi SEKA'nın çalışanlarını belediyeye aldı. SEKA'nın olduğu bütün alanı da biz Kocaeli Belediyesine devrettik. Orada SEKA Parkını yaptı. Bizim bütün derdimiz Kocaeli halkının gezineceği, eğlenebileceği bir alana çoluğuyla, çocuğuyla sahip olması. Çünkü merkezde böyle bir yer yoktu. Bunu sağladık, karşılıklı başardık. Aynı şekilde İzmir'de Büyükşehir Belediyesinin, Karşıyaka Belediyesinin mensupları arasında ise -Cumhuriyet Halk Partili belediye, açıkça söylüyorum- orada işten çıkarıldılar. İşten çıkarılan bu işçiler taşeron olur, o olur bu olur vs. Bunlarla ilgili mesela herhangi bir hamle yapmadığı gibi, Sayın Baykal buraya geldi gitti, adamları geldi gitti, ama burada böyle bir duyarlılığını görmedik. Aynı şekilde Diyarbakır. Diyarbakır Belediyesi yapsın böyle bir uygulamayı. Dışarda olanları alsınlar. Bizimle olan bir alakası yok. Belediye kendisi böyle bir tasarrufta bulunabilir. Diyarbakır'da bulunabilir, diğer illerde bulunabilir. Mersin'de bulunabilir. Buyursunlar, alsınlar.''

'ORAYA GİTMEM HİÇ DOĞRU OLMAZ'
Erdoğan, ''İşçi kardeşlerime ne anlatılıyor bilmiyorum' dediniz. Siz kendiniz TEKEL İşçilerine bizzat gidip anlatmayı düşündünüz mü?'' sorusuna karşılık da ''Oraya gitmem hiç doğru olmaz. Ben ne Sayın Baykal'ın durumuna düşmek isterdim, ne diğerlerinin durumuna düşmek isterdim'' dedi. Eylemler konusunda endişesi olmadığını söyleyen Erdoğan, "Burada dikkat ederseniz Türk-İş'in kendisi bile burada bu işe yürekten sahip çıkamıyor. Diğer yanına gelen sendikalar belli. Gelen sendika DİSK, gelen sendika memur sendikalarının içerisinde Kamu-Sen, KESK... Bunların durumu, konumu da belli. Ve 'eylem' dediler.''

Erdoğan, ''Bu iş maaşta mı düğümleniyor? Ortalama bin 800 çıplak maaş alırken, bunun ortalama 800'e inmesi gibi bir durum mu var?'' sorusuna karşılık da ''Çıplak maaşları bin 400. Onların isteği 4/C statüsünde değil, 4/B statüsünde olmak'' dedi.