
TEKEL işçileri kar, yağmur çamur ve faşist baskı saldırı ve tehditlere aldırış etmeden günlerdir, Ankara'nın ortasında direnişini sürdürüyor. Ankara da günlerdir binlerce TEKEL işçisi soğuk duvarlarında işçilerin sloganları yankılanıyor. Yalnız devlet ve AKP hükümeti değil aynı zamanda altında TEKEL direnişini satmaya hazırlanan Türk-İş sendika ağaları da tekel işçilerinin direnişinden korkup, paniğe kapılıyorlar. TEKEL işçileri, hakları ve gelecekleri için Ankara yolunda kararlılıkla ilerledikçe başbakan Erdoğan ve şürekası üst perdeden sesleniyor, direnişlerini karalıyor, hakaret ediyor ve eyleme müdahale etme tehdidini savuruyor..Direniş uzadıkça sermaye ve AKP hükümeti daha çok korkuyor. Çünkü AKP hükümetinin halk düşmanı yüzü daha net açığa çıkıyor. TEKEL işçileri önce bu yalan ve hakaret engelini aştılar; hakları ve gelecekleriyle oynayanların kapısına dayandılar.
Direnişin açığa çıkardığı bir diğer gerçeklik ise, Türk-İş sendika bürokrasisi ile direnişçi işçiler arasındaki keskin çıkar farklılığıdır. Bu farklılık, sendikanın görkemli binası ile hemen önünde direnişçi işçilerin kurduğu çadırdan barakalar kadar yalındır. İşçilere ve barakalarına tepeden, kibirle bakan o bina, şimdi barakaların ve o barakalara hayat veren binlerce tekel işçisinin ve sınıf dostunun basıncı altındadır.
Bu öyle bir basınçtır ki, işçileri satmada uzmanlaşmış Türk-İş bürokrasisi çaresizdir. İşçilerin doğal refleksleriyle sendikal bürokrasinin hamlelerini boşa çıkarmalarındaki ustalıklarına bir bakın! Türk-İş yönetimi, biriken öfkeyi kontrol altında tutmak, üzerindeki basıncı azaltmak için hava alma çizgisi izliyor.
TEKEL işçileri yalnız kendileri adına direnmiyor. Direniş tekel işçilerini bir sınıf haline getiriyor; bilincini, eylemini ve kararlılığını örgütlüyor. TEKEL işçileri, bilincinde olsunlar ya da olmasınlar daha başından itibaren bütün işçi sınıfı ve emekçiler adına direniyorlar. Haftalara yayılan ve önüne çıkan engelleri aşarak ilerleyen direnişin gücü, bu gerçekliği belirgin hale getirdi.
Direnişin somut hedefi, emperyalizmin işbirlikçisi ve sermayenin eri enin AKP hükümetinin TEKEL işçilerine yönelik 4-C saldırısını boşa çıkarmaktır. Fakat AKP hükümeti ve sermayenin işçi sınıfı ve emekçilere yönelik saldırıları 4-C yasası ile sınırlı değildir.
Sağlık emekçilerine esnek çalışmayı dayatan Tam Gün Yasası Tasarısı, işçi ve emekçi piyasasını kölelik pazarına dönüştürecek olan Özel İstihdam Büroları, sendikal örgütlülüğü dağıtmayı hedefleyen Sendikalar Yasası, emekçi memurların toplu sözleşme hakkını görmezden gelen, özlük haklarını tırpanlayan saldırılar, TEKEL direnişiyle dönemsel olarak kesişiyor. Yeni yılla birlikte dizginlerinden boşalan zam saldırısı, işçi sınıfı ve ezilenlerin yaşamını cehenneme çeviriyor. Dahası, “ümüğümüzü sıktırmayacağız” diye efelenen işbirlikçi hükümet, pratikte IMF politikalarını uygulaması bir yana, IMF'yle yeni bir anlaşmaya hazırlanıyor.
TEKEL işçileri yalnız kendi adlarına direnmediği gibi, TEKEL direnişi de sadece TEKEL işçilerinin direnişi değildir. Bu direniş, bütün işçi sınıfının ve emekçilerin direnişidir. TEKEL direnişi, AKP hükümeti ve sermayenin saldırıları karşısında, bir koçbaşıdır. Bu direniş, bütün sınıf ve emekçiler adına kazanılmak zorundadır.
Onun kazanmaktan başka yol yok. TEKEL direnişi, yaşanan irili ufaklı bir dizi işçi direnişiyle de birleşerek, yeni bir sınıf hareketini örerek ilerliyor. İtfaiye işçileriyle boğaz köprüsünün birlikte kesilmesi, direnişin ortaklaşması bunun anlamlı bir adımıdır. TEKEL direnişi birleştirmeyi sürdürecek, etrafındaki dayanışmayı genişleterek ilerleyecektir. Bu aynı zamanda, bütün sömürülen ve ezilen toplumsal kesimleri birleştirebilme ve önderlik edebilme yeteneğine sahip yegane sınıfın, işçi sınıfı olduğu gerçeğinin de yalın bir anlatımıdır.
Onun içindir ki TEKEL işçilerinin direnişinin başarıya taşınması gerekiyor. Bunun yolu da her alanda tekel direnişiyle dayanışmayı yükseltmekten ve güçleri harekete geçirmekten geçiyor. TEKEL işçilerinin direnişi, hem işçi ve emekçi sınıf hareketi üzerindeki ölü toprağı atmak ve hem devrimci hareketteki durağanlığı ve kitlelere güvensizlik olgusunu kırıp ileriye fırlamak, silkinip güçlerini tazeleyip sürece müdahale etmek ve hem de Kürt hareketiyle sınıf hareketinin aynı kulvarda buluşmasını sağlamak bakımından önemli bir çıkıştır. Devrimci,demokrat, Kürt yurtseveri ve ilerici güçlerin eylem ve güç birliği içinde hareket ederek, sermaye ve onun saldırgan halk düşmanı AKP hükümetinin dayattığı kölelik zincirlerini kırmak, iş, ekmek ve özgürlük mücadelesini ileriye taşımak için TEKEL direnişiyle dayanışma ve kavgayı harlama zamanıdır.
3 Şubat 2010
Devrimci Halkın Birliği