20 Haziran 2009 Cumartesi

Böylesi bir güvenlikten 'çok gizli belge' nasıl dışarı çıkar?

Radikal sordu: 'İrtica ile Mücadele Planı gerçekse kaynağı ne kadar sürede belirlenir?' Askeri bilgi işlem uzmanları: Yarım saat. Bütün bilgisayarlar ağa bağlı. İşlemleri kimin, ne zaman yaptığı kodlanır. Yazıcılar bile şifrelidir. Gizli belge gizli odalarda yazılır

Ergenekon davasının tutuklu sanığı avukat Serdar Öztürk’ün iş yerinde bulunan ‘İrticayla Mücadele Belgesi’nin Genelkurmay’ın bilgisayar ağında hazırlanmış olması halinde bu bilginin 30 dakikada ortaya çıkarılabileceği öğrenildi. Genelkurmay’ın bu tür belgeleri ‘çok gizli’ sınıfına soktuğuna, dolayısıyla da bu tür belgelerin kripto odalarında kriptolu yazıldığına dikkat çeken askeri bilgi işlem uzmanları, “Belge ya dışarıda yazıldı ya da Genelkurmay Başkanı gerçeği sakladı” görüşünü dile getirdiler. Çünkü Genelkurmay bünyesinde tek bir kişisel bilgisayar bulunmuyor ve bilgi işlem dairesi, ağdaki bilgisayarlarda gizli belgeler hazırlanırken yapılan her işlemi yedekliyor, her işlemde dosyalara gizli işaretler koyuyor. Özden Örnek günlüklerinin ortaya çıkmasının ardından, Genelkurmay’da gizli bir belgeyi yazdıracak personel, yazıcıya dahi şifre girmek zorunda kalıyor. Genelkurmay’da gizli belgelerin yazdırıldığı bir yazıcıdan çıkmış bir belgenin hangi yazıcıdan alındığı, kimin yazdırdığı, özel kodlardan anlaşılabiliyor.

Radikal, Türkiye’nin bir haftadır konuştuğu belgenin Genelkurmay içinde nasıl yazılabileceğine, nasıl dışarı çıkarılabileceğine dair soruları askeri bilgi işlem uzmanlarına sordu. İşte, kamuoyunun yanıtını beklediği bazı sorular ve uzmanların verdiği yanıtlar:

Soru: Genelkurmay dijital ağında bir belge üretilirse, kim tarafından üretildiği, kimlere transfer edildiği, kimler tarafından açıldığı, değişiklik yapıldığı, yazdırıldığı gibi ayrıntılar takip edilebiliyor mu?

Cevap: Evet. Özellikle de gizlilik içeren bir belge rastgele yazılmaz. Genelkurmay’da yerel olarak çalışacak (ağ dışında kalan) bir bilgisayar yok. Hepsi kendi içinde ağa bağlı. Dolayısıyla herkes ağda kendi bölümüne girer ve her bilgiyi sistem otomatik olarak yedek alır. Bilgi kaybı söz konusu olamaz.

Gizli ve şifreli odalar

Soru: Çok gizli evraklar da mı ağ üstündeki bu bilgisayarlarda yazılır?

Cevap: Çok gizli bilgiler ağda yazılmaz. Gizli ve şifreli odalarda yazılır. Genelkurmay’da ağ yapılanması kişisel bilgisayarlara (PC) kadar fiber optik bağlantılar kullanılıyor. Bu tür karargahlarda artık er, erbaş çalıştırılmıyor. Her şey subay ve astsubaylar tarafından yapılıyor.

Soru: Belge gerçek olsaydı, yani Genelkurmay’da hazırlanmış olsaydı kimin hazırladığı bulunabilir miydi?

Cevap: Eğer belge gerçek olsaydı, bulmak bilgi işlemcilerin yarım saatini alırdı. Sistem kayıt tutuyor. Kim ne zaman girdi? Ne yazdı? Nereden çıktı aldı? Kaç sayfa aldı? Bunların hep logları tutuluyor.

Soru: Genelkurmay kendisinden çıkmadığını açıkladı. O halde neden belgenin gerçek çıkabileceği yönünde açık kapı bıraktı?

Cevap: Askeri savcılık araştırmış, bir ize rastlamamış. Ancak belge dışarıda hazırlanmış olabilir. Albay komuta kademesinin bilgisi dışında, Genelkurmay dışında bir bilgisayarda böyle bir belge hazırlamış olabilir. Ortada (Genelkurmay’a ait) gerçek bir belge olmasa da bir personel işgüzarlık yapmış olabilir.

Mutlaka ekip işidir

Yani ‘personelin biri sınırlarını aşmış da olabilir’ diyorlar. Savcılık bu nedenle Ergenekon savcılığından belge istemiş. Bu araştırmadan sonra kim hazırlamış, niyet nedir, amaç nedir ortaya çıkacaktır. Bu belge gerçek belge olsaydı, askeri savcılar anında albayı tutuklardı. Kriminal inceleme istemleri ondan. Ayrıca, böyle bir oluşum varsa bu tek kişi ile olmaz mutlaka ekip işidir. Askeri savcılar bu gibi konularda kararlı olmazlarsa askeri disiplin tamamıyla bozulur.

Soru: “Böyle bir belge Genelkurmay ağı içinde şifreli hazırlanmak zorunda. Eğer Genelkurmay ağı içinde böyle bir belge hazırlanmış olsaydı, yarım saatte bulunabilirdi” diyebilir miyiz?

Cevap: Elbette

Soru: Albayın şifresi kırılarak böyle bir şey yapılabilir miydi?

Cevap: Öyle olsaydı da iş ortaya çıkardı. Sistemde yedekler sürekli çalışır. Loglar tutulur. Genelkurmay sistemi anlık yedekleme yapar. Dolayısıyla bilgi kaybı olmaz. Sistem başka yerde. Yedek başka yerde çalışır. Bu nedenle de yedeklenmiş bilgiye her isteyen ulaşıp müdahale edemez.

Soru: Belgenin orijinali bulunamazsa ne olur

Cevap: Evrakın aslının bulunması lazım. Bulunamazsa, her şey düşünülebilinir. Ancak sistemde hazırlanmış (gerçek) bir evrak olsaydı, Ergenekon savcıları albayı direkt tutuklarlardı. Adam evinde yazmış olabilir. Neden belgenin bulunduğu gün (Ergenekon savcılarının isteği ile) evi aranmadı? Daha önce birçok muvazzaf subayın evi arandı.

Soru: Genelkurmay’da sızmalara karşı ne tür önlemler alınıyor?

Cevap: Özden Örnek günlüklerinden sonra Genelkurmay ağı daha sıkı tedbirlerle korunuyor. Artık kişisel yazıcılar yok, sistemdeki ‘kullanıcı’ hakları çok fazla kısıtlandı.

Yazıcılar bile şifreli

Yazıcılar şifreli kullanılmaya başlandı. Gizli bir evrak ağdaki yazıcıya gönderilse bile gönderen personel yazıcının başında şifre girmek zorunda kalıyor. Yani, canı isteyen Genelkurmay bilgisayarlarında gizli evrak yazamayacağı gibi, yazılanların çıktısını da alamıyor. Sistem’deki yazıcılar, yazdırılan bir belgeye hangi yazıcıdan çıktığını gösterir kodlar basıyor. Zaten çok gizli evraklar kriptolu odalarda yazdırılıyor. O odalara da sadece subay ve astsubaylar girebiliyor. Çalışma sırasında bu odaların kapısı kilitlenir. Bir subaya verilen gizli bir evrakın fotokopisi dışarıda bulunduğunda bile o evrakın kimden çıktığı kolaylıkla bulunabilir.

Elektromanyetik önlem

Soru: Genelkurmay sisteminden casuslukla alınmış olabilir mi?

Cevap: Genelkurmay’da bilgi işlem odaları ‘Tempest’ (Elektromanyetik dinleme) kurallarına göre dizayn edilir. Ekranların ve kabloların yaydığı elektromanyetik dalgaların bile dışarı çıkması engellenir. (Kalorifer borusuna yakın bir ekrandaki görüntü, elektromanyetik dalgaları dönüştüren teknolojinin yardımıyla üç-dört kat alttaki odadan alınabiliyor). Bu nedenle bilgi işlem odalarının duvarlarında dalga kesici metal ağlar kullanılıyor. İletişimde de sadece fiber optik kablolar kullanılıyor.

Soru: Bu kadar önlem varken belgenin Genelkurmay’dan çıkmadığı kesin gibi?

Cevap: İki ihtimal var. Ya belge dışarıda bir yerde yazıldı, Serdar Öztürk’ün bürosuna ulaştı ya da Genelkurmay’da emir komuta zinciri içinde hazırlandı ve herkes yalan söylüyor. İkinci ihtimalin olması iki nedenle zor. Birincisi: Başbuğ Paşa kendisini bu kadar bağlamaz. İkincisi: ‘emir komuta zinciri içinde’ hazırlanmış bir plan, uygulama için ilgili daire başkanının emri ile gerekli birimlere dağıtılır. Bu belgenin Harekât Başkanlığı’nda hazırlandığı varsayılırsa, Harekât Başkanı’nın bilgisi dışında kışlalardaki ilgili birimlere ulaştırılamaz. Komuta kademesinin bilgisi dışında ulaştırılırsa, sadece hükümete değil, Genelkurmay hiyerarşisine karşı da suç işlenmiş olur. Askeri savcılar Çiçek’i tutuklamadığına göre, sistem içinde belgenin izine rastlanamadı.

Deniz Zeyrek – Radikal / 20.06.09