27 Haziran 2009 Cumartesi

Ücretlere tarihi darbe, sendikalar nerede? -

Açıklanan her veri, krizin gerçek yükünün çalışan sınıfın sırtına acımasızca vurulduğunu bir kez daha doğruluyor. Hatta, TÜlK'in hafta başında yayımladığı, "Kısa Dönemde İş İstatistikleri Sanayide İşgücü Girdi Göstergeleri" istatistiği, 1950'lerden bu yana olmayan bir şeyi gösterdi; Ücretler enflasyondan arındırılmış olarak, yani reel olarak düşmenin ötesinde, "görünen", nominal haliyle de gerilemişti. Bu, tarihi bir olgudur! İlk defa yaşanmaktadır!..

Verilerin böyle çıkması beklenmiyor değildi. Birçok işyerinde - en yakın örneği Erdemir- ücretliler, "ya tensikat, ya tenzilat"a zorlandılar. Ve bırakın ücrete sembolik de olsa zam yapmayı, ücretleri cebri ya da ikna ederek geriye çektirdiler. Bunun sonucudur ki, sanayinin genelinde Ekim 2008'den Mart 2009'a görünen ücretler yüzde 8,5 azaltılmış durumda. Bu tenzilat, sektörden sektöre değişiyor. Örneğin tekstil ve TV üretimi sektörlerinde yüzde 14'ü, otomotivde, metal sektöründe yüzde 13'ü bulmuş.

Bu zoraki indirime bir de enflasyonun aşındırdığını eklemek gerekir. Ekim 2008-Mart 2009 döneminde tüketici fiyatları yüzde 1,5 dolayında arttı. Dolayısıyla görünen ücretler, indirilmiş olmanın yanı sıra yüzde 1,5 da enflasyondan darbe yediler. Sonuçta, 6 ayda sanayi ücretlisinin alım gücünde yüzde 10 gerileme yaşandı. Bu gerileme maden işçilerinde yüzde 14'e yaklaşıyor. Gerileme, tekstil ve elektronik işçilerinde yüzde 16'ya, otomotiv, metal işçilerinde yüzde 15'e yaklaşmış bulunuyor.

Ücretlerdeki bu tarihi gerilemenin yanı sıra Ekim 2008'den Mart 2009'a 710 bin kayıtlı -sigortalı işçinin de işini kaybettiğini bu köşede birkaç kez yazıp durdum. Yani işini koruyabilen "ya tensikat-ya tenzilat" ya da "40 katır -40 satır"dan, ücretlerin indirilmesine rıza göstermiş, ama 710 bin kişi de kapının önüne konmuş. Eski kriz dönemlerinde bu kadar hezimet hatırlamıyorum. Hiç olmasa, krizle birlikte yaşanan enflasyonun etkisiyle göstermece bir zam yapılır ama bu zam enflasyonu karşılayamaz, ancak re-el ücret gerilemesinden söz ederdik. Şimdiki bu da değil. Bırakın enflasyonun götürdüklerini görünen de aşağı itilmiş bulunuyor.

***

Evet, bu ücret budaması ve işçi kıyımı, işçi sınıfının ve varsa sendikalarının hezimetidir!.. .Belli ki en azından sanayide işverenler emek üstünden bütün tasarruflarını yerine getirmişler, istedikleri gibi tensikat da yapmışlar istedikleri gibi tenzilata da zorlamış ve başarmışlar... Bu hezimet, bir sınıf mücadelesinin sonucudur ve çalışan sınıf, varsa sendikaları, bu yaklaşan fırtınaya karşı önlem almamış, kurbanlık koyunlar gibi kafalarını uzatmışlardır.

Ama verilen kurban, ödenen fatura bu kadarla kalacak sanıyorlarsa, aldanıyorlar, işverenler, bu kadar zayıf, güçsüz, örgütsüz yakaladıkları sınıfı, daha da çok yoksullaştırarak suyun üstünde kalmayı hep deneyecekler. Ne yazık ki böyle...

1 Mayıs'tan 1 Mayıs'a Taksim'de militancılık oynamak, sonra da, koca bir sene onun rantıyla geçinmek. .. Konu mankeni olarak sendikacılık yapmak, TV ekranlarında sınıf adına klişe cümlelerle zaman doldurmak... Gerçekte ise hesap ortada.

Bu hesaptan kimse kaçamaz... Bu hezimetin hesabını birileri çıkıp vermeli, bu tarihi hezimetin hesabı mutlaka sorulmalı...
Mustafa Sönmez
Cumhuriyet / 27.06.09