“DERSİM” bir süredir yeniden gündemde. Önce adı değiştirilen bir il olarak, sonra Onur Öymen’in Türkiye Büyük Millet Meclisi Kürsüsünde dile getirdiği “Dersim isyanı bastırılırken analar ağlamadı mı, kimse analar ağlamasın demedi” gerçeğiyle. Yetmiş bir yıl önce Dersim yani bugünkü Tunceli’de neler olmuştu? Peki gerçekte Osmanlı döneminde bu bölge için devletin ve komşu ülkelerin bakış açısı neydi? Dersim adı neden uzun süre yasaklı bir sözcük durumunu korudu?
Kısa süre önce temelde bir psikolojik bunalım romanı olan Yüzünde Bir Yer, yazarınca “bir Dersim göçü” travması romanı olarak sunulunca neden olağan üstü ilgi çekti?
Bu sorunun ya da birbirine bağlı bu soruların yanıtını tam olarak verebilmek için uzun bir araştırma gerekiyor. Böyle bir araştırma için de el altında yansız belgeler bulunmalı. Bence bütün bu soruların yanıtı tek bir kitapta Faik Bulut’un Dersim Raporları adlı çalışmasında da bulunabilir. İlk baskısı 1991’de yapılan ve yeniden gözden geçirmeler ve genişletmelerle dördüncü baskıya ulaşan bu çalışma Dersim’in çeşitli dönemlerini Osmanlı ve Rus belgelerine, Meclis zabıtlarına, Genelkurmay ve bölgedeki devlet görevlilerinin raporlarına göre inceliyor. Eserin yöntemi az belge, çok yorum değil, tersine çok belge az yorum. Ayrıca daha önceki yorumlarındaki kimi yanılgıları düzeltmekten de çekinmiyor. Ayrıca Dersim Raporları, sık sık gündeme gelen: Mezhepler sorunu, Ahmet Yesevi’nin mezhebi, Kürtlerin Anadolu’ya bir başka coğrafyadan gelip gelmedikleri, kökenleri, dilleri, söylenceleri, edebiyatları, Kürtler-Zazalar ilişkisi vb. konularıyla ilgili 100 sayfalık bir giriş de içeriyor.
Dersim Raporları’nın ilk bölümü Kürtlerin, Tarihi bakış açısından irdelenmesi; aşiretlerin durumları, gelenekleri, Meşrutiyetten önce, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında devletle ilişkileri konusunu içeriyor.
İkinci bölüm, Dersim’le ilgili raporlar, üçüncü bölüm Dersim ile ilgili iddianame ve İngiliz görüşleriyle ilgili . Dördüncü bölümse isyanı aşiret gözüyle irdeliyor. Necip Fazıl’ın ve isyanı bastırmaya gidenlerin tanıklıkları bu bölümün en ilginç bölümlerinden: “Her evi ayrı ayrı tutuşturulduktan sonra dört bir tarafı ayrıca çalı çırpı içine alınıp alev alev yakılan bir köyden , deli gibi bir adam çıkıp çalı yığınları gerisinde manzarayı seyredenlere doğru ilerliyor ve haykırıyor: ‘Durun ben köy ahalisinden değilim!Öğretmenim, müsaade edin, kendimi size ispat edeyim!’
Fakat sözünün karşılığı bir kalasla itilerek alevler içine atılması oluyor.”
Bu tanıklıklardan bazıları, Dersim’de bulunmanın öldürülmek için yeterli olduğunu kanıtlıyor.
Kitabın “Ekler”indeyse “Tunceli Vilayeti’nin İdaresi Hakkında Kanun”, “İkinci Tunceli Harekatı Sırasında 4’üncü Genel Müfettişlikçe Yayınlanan Bildirgeler, 1937 Yılında Yapılan Tunceli Cezalandırma Harekatına dair Bakanlar Kurulu Kararı ve fotoğraflar yer alıyor. Kitabın “kaynakça”sı ise araştırma yapacaklar için çok önemli.