İstanbul Başsavcılığı ve Yargıtay’ın telefonlarının dinlendiğinin ortaya çıkmasıyla yaşanan son gelişmelere ilişkin bir açıklama yapan EMEP Genel Merkezi, “Birbirlerini tasfiye ile uğraşan güçlerin kavgasında, basın, düşünce ve ifade, iletişim gibi özgürlüklerin sınırları genişlemiyor” dedi.
Türkiye’de yıllardır izinli izinsiz telefonların dinlendiği, insanların fişlendiği, özel hayatların şantaj konusu edildiği yok sayılarak güç ve destek arandığını vurgulayan EMEP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Sorun işçiler, emekçiler, aydınlar, ilericiler olunca, yargıyı diledikleri gibi işletip kararlar çıkaranlar, bugün yargının taraflı ya da tarafsızlığı üzerine mangalda kül bırakmıyorlar” denildi.
Dün halka, işçi ve emekçilere, ilerici ve demokratik güçlere kan kusturan, her türlü demokratik gelişme ve girişimi takip altına alanların, irtica ve laiklik üzerinden güçlerini tahkim etmenin peşinde olanların yerini, şimdi AKP ve şürekâsının aldığı söylenen açıklamada “Onların dün yaptığını, bugün bunlar yapıyor. Dün, mağduru oynayanların yerini, dünün muktedirleri almış bulunuyor. İşçi, emekçi ve aydınlara yönelik uygulamalar ise devam ediyor” ifadelerine yer verildi.
Gelişmelerin ortaya çıkardığı çarpıcı gerçeğin nasıl bir ülkede yaşadığımız olduğuna işaret eden EMEP Genel Merkezi’nden yapılan açıklama şöyle devam etti: “Ortalığa saçılan pislikler, TSK’da olup bitenler, bürokraside, hükümette ve muhalefette ne tür dolapların döndüğü açıkça görülmüş oluyor. İki gerici kliğin çatışması, devletin nasıl yönetildiğini, sistemin ne denli kirli ve çirkef bir çark olduğunu gösteriyor.
“Düzen partilerinin, burjuva politikacıların ve bürokratların birbirleri için kazdığı kuyuları, hazırladıkları şantaj dosyalarını, herkesin herkesi dinlettiğini, kimsenin kimseye güvenmediğini, birbirlerini takip ettirdiklerini görüyor ve sistemin kokuşmuşluğu burnumuzun direğini kırıyor!
.
“Yapılan sahte anketler, TSK’nın ve bazı kurumların ‘güvenilir’ listesinin başına yerleştirildiği, bazı davalar için özel hakim ve savcıların seçildiği, hakim ve savcıların egemen güçlerin istekleri ya da çıkarları doğrultusunda iş takibi yaptıkları, mahkeme kararları verdikleri, yargının her dönem aynı çıkarlara uygun işletildiği bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
“Olup bitenler, vatan, millet edebiyatı yapanların aslında ekonomik ve siyasi çıkarları için her şeyi, uygun fiyat bulduğunda, ortamını yarattığında, içeride, dışarıda, herkese satabileceklerini açığa çıkarıyor. Milliyetçilik yarışında hız alamayanların gizli servetlere ve gizli kasalara sahip oldukları, her türlü değeri paraya tahvil ettikleri görülüyor.”
Halka karşı tek ses, tek yumruklar“Ancak tümünün de halka güvenmediği, söz konusu olan, halk, hak ve özgürlükler olunca, tek ses, tek koro, tek yumruk oldukları da görülüyor. Çatışmanın ve kıran kırana süren iktidar kavgasının, sıra halka yönelik, işçi ve emekçilere yönelik saldırılara gelince, kavganın nasıl durulduğunu da görmüş oluyoruz. Özelleştirmeler, artan zamlar, sağlık ve eğitimin paralı hale getirilmesi, işsizlik, açlık, sefalet ve artan baskılar onların arasındaki farkı silip atıyor.
“İşçi ve emekçiler AKP ve Ergenekonculara mahkûm değil. Demokratik bir ülke ancak bu iki gerici mihraka karşı verilecek mücadeleyle kazanılacaktır.”