14 Eylül 2009 Pazartesi
Asker gibi konuştu
Kamuoyunun Kürt sorununun çözümü için 'operasyonların durdurulması' ve 'çatışmalı ortamın sonlandırılması' talebine Erdoğan, Genelkurmay yetkilileri gibi 'Operasyonlar sürecek' yanıtı verdi
Kürt sorununu 'terör sorunu' olarak değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan, 'Terörle mücadele taviz verilmeden devam edilecektir. Bazıları çıkıyor diyor ki, 'Operasyonlar dursun'. Terör sorununa karşı şüphesiz ki, güvenlik güçlerinin asli görevi operasyonel olmalarıdır. Askerimizin de görevi budur, polisimizin de görevi budur' dedi.
Erdoğan'dan 'Operasyon' savunması
Kürt sorununda çözüm tartışmalarını olumsuz etkileyen ve 'Demokratik açılım' sürecini tehlikeye atan operasyonlara Başbakan Tayyip Erdoğan'dan onay geldi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın, DTP'nin, çözüm isteyen pek çok siyasetçi, sivil toplum örgütü temsilcisi ve aydınların çözüm için 'Operasyonları durdurun' çağrısına yanıt veren Erdoğan, 'Operasyon asayişin berkemal olduğu yerde yapılmaz ki. Operasyon, eğer huzur tehdit altındaysa huzuru tehdit edenlere karşı yapılır ve güvenlik güçlerinin görevi de budur. Bunu yanlış tanımlamaya, yanlış anlatmaya da kimsenin hakkı yoktur' dedi.
'Operasyon asli görev
Ankara Polatlı'da katıldığı bir toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, 'Demokratik açılım'ın' PKK'yi tasfiye odaklı olduğu yorumlarını güçlendiren açıklamalarda bulundu. PKK ile mücadelede taviz vermediklerini söyleyen Erdoğan, 'Birliğimize, bütünlüğümüze, huzurumuza, kardeşliğimize kast edenlere karşı devlet olarak asli fonksiyonumuzu hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz. Bazıları çıkıyor diyor ki 'Operasyonlar dursun'. Sevgili kardeşlerim, operasyon terörün olmadığı yerde zaten yapılmaz ki. Operasyon asayişin berkemal olduğu yerde yapılmaz ki. Operasyon, eğer huzur tehdit altındaysa huzuru tehdit edenlere karşı yapılır ve güvenlik güçlerinin görevi de budur. Bunu yanlış tanımlamaya, yanlış anlatmaya da kimsenin hakkı yoktur. Huzur, sükunet, suhulet var da operasyon mu yapılıyor? Hayır.'
PKK'in sürdürdüğü çatışmasızlık sürecini görmezden gelen Erdoğan, güvenlik güçlerinin asli görevinin operasyonel olmaları olduğunu kaydederek şunları kaydetti: ' Oluyorsa zaten suç işlemiş olurlar. Ama huzurumuz yerinde, asayiş berkemal, o zaman niçin kalksın da güvenlik güçlerimiz operasyon yapsın?.. Herkes şunu çok iyi bilmeli, devletin görevi gerek kendisine karşı başkaldıran, insanına silah çeken, illegal, altını çiziyorum, örgütlere yani yasa dışı örgütlere karşı gereken mücadeleyi vermektir. Ülkesini, milletini ve hukuk sistemini korumaktır.''
'Amaç yalnızlaştırmak'
Konuşmasında muhalefeti de eleştiren Erdoğan 'Demokratik açılım' projesinin PKK'yi yalnızlaştırmak için olduğunu da şu sözlerle ifade etti: 'Eğer aramızda bir barışın, birliğin, kardeşler arasındaki dayanışmanın olmasını istiyorsak bu illegal örgütleri yalnız başına bırakmamız lazım. Milletimizi onlardan koparmamız lazım. Bunu başarmamız lazım. Onun için biz kardeşlik, milli birlik dediğimiz zaman, 'Demokratik Açılım' dediğimiz zaman rahatsız oluyorlar. Dikkat edin, burası çok önemli çünkü ayaklarının altından istismar zeminlerinin kayıp gittiğini görüyorlar. Oradan nemalanıyorlar, menfaatleri orada yatıyor. Kanlı terör piyasasında rantları azalacağı için feryat ediyorlar, sıkıntıları burada.' Tahrik etmek isteyenlere rağmen süreci sonuna kadar götüreceklerini savunana Erdoğan muhalefete dönük eleştirilerini de şöyle sürdürdü: 'Biz o statükocu yaklaşımlardan başka bir şey ortaya koymadığınızı görüyoruz. Sadece 'hayır' diyorsunuz, sadece 'olmaz' diyorsunuz, sadece yokuş gösteriyorsunuz... Bakanımı görevlendiriyorum, randevu istiyor, randevu vermiyorsunuz. Bu işi oturarak mı konuşacağız? Görüşerek, anlaşarak bir neticeye varacağız. Siz bunları engellerseniz nasıl çözeceğiz? Var mı çözümün bunu söyle? Efendim 'Biz dağa çıkacağız.' Buyur çık dağa. Dağa çıkmanı kimse engellemiyor. Buyur çık. Böyle bir çözüm var mı ya? Ne terör örgütü ne de onun uzantıları, şunu açık söylüyorum, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hiçbir zaman temsilcisi olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır, ben buna inanıyorum.'