Yeni eğitim-öğretim yılı bugün bir dizi sorunlarla başladı. Devlet okulları yine üvey evlat, özel okullar ise devlet teşvikli. MEB verilerine göre, 7 yılda yaklaşık bin 500 devlet okulu kapatıldı, 2 bin yeni özel okul açıldı. AKP Hükümeti için devlet okulları sadece rant kapısı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın “sınıflar en fazla 36 kişiden oluşacak” diye yayınladığı genelgeyi yine kendi istatistikleri yalanlıyor. Bakanlığın verilerine göre; İstanbul’da ilköğretimde ortalama sınıf mevcudu 49, Diyarbakır'da 48, Urfa'da ise 57. Bu da öğrencileri müşteri gören AKP'nin iki yüzlülüğünü gözler önüne seriyor. Ama AKP Hükümeti'nin iki yüzlülüğü bununla sınırlı değil. Yine kendi verilerine göre son yedi yılda, 35 bin 133 olan devlet okulunun 1364'ü kapatıldı. Devlet tarafından teşvik edilen özel okulların sayısı ikiye katlandı, 2122'den 4031'e yükseldi.
İlköğretimin zorunlu ve parasız olması, Anayasa'nın 42. Maddesiyle 'güvence altına' alınmasına rağmen, eğitimin yükü velilerin sırtına yükleniyor. AKP hükümeti, eğitime yeterli bütçe ayırmadığı için okullara ödenek verilmiyor, okul yönetimleri de öğrenci velilerini soyuyor. Emekçiler, çocuklarını okula gönderebilmek için böbreğini satışa çıkartıyor. Eğitimi ticarileştiren AKP, okulları “ticarethane”, öğrencileri “müşteri” olarak görüyor.
Dini imanı para olan AKP, devlet okullarını kapatmakla yetinmiyor, aynı zamanda satıyor. İstanbul'un göbeğindeki 43 okul satışa çıkarılmış, AKP'nin Valisi Muammer Güler 22 okulun satışını onaylamıştı.