20 Eylül 2009 Pazar

ASKERLER MAHKEMEYE GÖTÜRÜRKEN BİZE İDAM EDİLECEĞİMİZİ SÖYLEDİ


Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı olarak aranan 17 yaşındaki C.G.'nin önceki gün polise teslim olmasıyla hızlanan soruşturma süreci anında medyaya yansıdı. Ancak Türkiye'deki her çocuk C.G. kadar medyada boy gösterip yaşadıklarını anlatamıyor.
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Avukat Keziban Yılmaz, Çocuklar İçin Adalet Girişimi Diyarbakır Sekretaryası'ndan Avukat Zeynep Kılıç ve Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Avukat Müzeyyen Boylu, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ndeki Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru çocuklara yapılan ziyaretlerin sonuçlarını bir raporla açıkladı.
Çok sayıda demokratik kitle örgütünün, çocukları hapishane koşullarında ziyaret etmesi sonucu elde edilen bilgilerin derlenmesinden oluşan raporda, “Cezaevi personelinin çocuklara karşı tutumlarında herhangi bir iyileşme olmamıştır. Hiçbir kurum çocukların barındıkları yer, sağlık, eğitim, beslenme ve psikolojik durumlarıyla ilgili sorunların çözümüne yönelik somut bir adım atmamıştır” denildi.

‘ÇOCUKLAR YARGIYA GÜVENMİYOR’
Hapishane idaresinin söz konusu çocuklarla, adli tutuklu çocuklar arasında ayrımcılık yaptığının belirtildiği raporda, şunlar kaydedildi:
“İdare, tutuklu bulunan çocuklara, ders kitaplarının kendilerini ulaştırılmasına izin vermemektedir. Çocukların kaldığı koğuş ders çalışmak için uygun değildir. Kendilerini ziyarete gelen ailelerine cezaevi personeli tarafından yapılan kötü muamele çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakmaktadır. Çok uzun süreden beri cezaevinde tutuklu bulunan ve bugüne kadar tahliye olmayan çocukların geleceğe dair umutları yavaş yavaş kaybolmaktadır. Çocukların yargı makamının ve adalet sisteminin taraflı davrandığı ve kendilerinin Kürt olmaları sebebiyle cezalandırıldıkları şeklinde bir düşünceye sevk ettiği gözlemlenmektedir.”

‘3-4 KİŞİ BİRLİKTE DUŞ ALIYOR’
Raporda, çocukların her öğünde kendilerine yarım somun ekmek verildiği, uzun bir süredir makarna yemek durumunda bırakıldıkları, yemeklerin içinden çivi, topluiğne, ip, böcek gibi nesnelerin çıktığını ve tam doyamadıklarını söyledikleri belirtildi.
Çocukların sıcak suyun günde 10 dakika aktığını, 3-4 kişinin aynı anda duş almak zorunda kaldığını söylediklerinin ifade edildiği raporda, çocukların kıyafetlerini kendilerinin yıkadığı, koğuşlarda hamamböcekleri ve farelerin olduğu, hijyenik bir ortamda bulunmadıklarını ifade ettikleri kaydedildi.
Raporda, “Çocuklara yapılan muamele, tutuldukları koşullar ele alındığında yapılan uygulamanın Türkiye’nin kendi iç mevzuatları ile düzenlediği hükümlere, BM Çocuk Hakları Sözleşmesine ve birçok uluslararası belgelere açıkça aykırılık teşkil etmektedir” denildi.

***
Ailem hapishaneye kitaplarımı getirdi ama 2,5 aydır idare bana kitaplarımı vermedi
RAPORDA, S.K, Ş.A, A.G, S.T, M.Ç, İ.D, K.A, A.E, S.Ö, S.Ş, M.T, Ş.A, F.G, Ö.A, M.U, R.K, adlı çocukların beyanlarından bazıları şöyle yer aldı:
» Geçen duruşma beni mahkemeye götüren, bir sağımda biri solumda duran iki asker bana gülerek alaylı bir şekilde "İdam edileceksin" dedi. Ben de onlara "çok komiksiniz" diye karşılık verince bana ters ters baktılar.
» Doktorun yanına ameliyat sevkimi için gittim. Doktorun yanındaki personel ayağa kalktı yanıma gelerek sol tarafıma çok hızlı bir şekilde vurarak, "Aslan gibisin, sana hiçbir şey olmaz, polislere taş atarken çok iyiydiniz, cezaevine geliyorsunuz paslanmış gibi revire çıkıyorsunuz" dedi.
» Revire çıktığımız zaman üzerimize bir kağıt yapıştırılıp "Terörist" yazılıyor. Biz ise "Siyasi suçlu" yazılmasını istiyoruz.
» Mahkemeye çıkarken bizi, cezaevinden adliyeye kadar kelepçeyle götürdüler. Orada 14 kişi olmamıza rağmen sadece benim ve diğer üç arkadaşımın eli kelepçeliydi. Bunun nedenini sorduğumuzda, "Siz konuşmayın, biz istediğimizde kelepçeleriz istediğimizde çıkarırız" dediler.
» Mahkemeye çıkarıldığımız ilk duruşma 22.00'ye kadar sürmesine rağmen bize yiyecek hiçbir şey vermediler. İkinci çıkarılmamızda öğlen arası küçük bir kutu sarelle ve yarım küçük somun ekmek verdiler.
» Ben gözaltına alındığımda 7. sınıfa gidiyordum. Okulun açılacağı gün duruşmam var. Serbest bırakırlarsam okuluma devam edeceğim. Ancak 'serbest bırakmazlar' diye burada Açık Öğretim için başvuruda bulundum. 3 defa cezaevinde vesikalık fotoğraf çektim. Başvurularıma cevap verilmedi bana. Ailem yaklaşık 2-3 ay önce çalışmam için ders kitaplarımı getirip cezaevi idaresine teslim etmiş olmasına rağmen kitaplarım hala bana verilmedi.
» Kurslara gidemiyoruz, sebebini sorduğumuzda "Siz adli suçlu değilsiniz, o yüzden size izin vermiyoruz" dediler.
» Hastane sevkine çıkarken ring aracında bayıldım. Personel ve astsubaya "Nefes darlığım var, ben bu odada dayanamam" dedim. Personel "Cezaevine gittiğinde Adalet Bakanlığı’na bir dilekçe yaz sana özel olarak üstü açık ring göndersinler" diyerek dalga geçti.
» Milletvekilleri ziyarete geldi, sorunlarımızı anlattık daha sonra bize bir buzdolabı aldılar.