27 Eylül 2009 Pazar

BAKAN’IN KİTAPLARI AYRIMCILIK YAPIYOR


Ayrımcılığa karşı olduklarını söyleyen Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’yu, Bakanlığın ders kitapları yalanlıyor: Cinsiyet ayrımcılığı yine hâd safhada

KİTAPLAR BAKAN’LA ÇELİŞİYOR

Bakan Nimet Çubukçu, yeni eğitim yılı başında yaptığı konuşmada, ayrımcılığın her türlüsüne karşı çıkmıştı. Çubukçu’nun, “Ayrımcılığa maruz kalmadığım için bakan oldum. Ama benim gibi olmayan sayısız kız var" itirafına da yer verdiği konuşmasını dinleyen minikler, şimdi MEB’in ders kitaplarında cinsiyetlerine göre kendilerine biçilen ‘rolleri’ öğrenmek zorunda.

ERKEK AKTİF, KADIN PASİF
Bakanlığın ders kitaplarındaki cinsiyet ayrımcılığı Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube’nin yaptığı araştırmalarla su yüzüne çıktı. Kitaplarda erkeklere aktif, kadınlara pasif görevler veriliyor. Kadınlara uygun görülen rol evin ve çocukların asli sorumluğunu almak.
GİZEM TILIÇ ANKARA

Daha önce Tarih Vakfı’nın yaptığı araştırmalarla ‘yanlı eğitim’ kaynakları olması tartışmasıyla gündeme gelen Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ders kitaplarındaki ‘çarpıklıklar’, bu kez Eğitim Sen’in yaptığı araştırmalarla su yüzüne çıktı.
Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Tuğrul Culfa yaptıkları araştırma ders kitaplarında toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler olduğunu belirtti. Ders kitaplarında erkeklere aktif, kadınlara ise pasif görevlerin verildiğini ifade eden Culfa, “Kadınlara uygun görülen rol evin ve çocukların asli sorumluğunu almak. Erkeklere ise kamusal alanda daha aktif rol ve görevler verilme yaklaşımı devam ediyor. Ayrıca anne baba figürlerinde genellikle çocukla duygusal yakınlık anne ve çocuk arasında kurulmakta, saygı duyulan kişi konumunda da genelde baba imgesine yer verilmektedir” dedi.
YÖNETİMDE KADINA YER YOK
Ders kitaplarındaki resim ve metinlerde aile yapısının ataerkil olarak betimlendiğine dikkat çeken Culfa, oyunlarda erkek çocuklara sporla bağlantılandırılmış etkinliklerde yer verilirken, kız çocuklarının bebekle ve ev içi alanlarda resmedildiğine işaret etti. Bilimsel etkinliklerle uğraşanların çoğunlukla erkek çocuklar ve yetişkin erkekler olduğunu da söyleyen Culfa, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesleki roller açısından da toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler pekiştiriliyor. Kadınların çoğunlukla anne ve eş olarak gösterildiği ya da öğretmenlik, hemşirelik gibi geleneksel olarak ‘kadınlara uygun’ olarak tanımlanan mesleki roller içine sıkıştırıldıkları görülmektedir. Ayrıca hemen hemen incelenen tüm kitaplarda yönetsel görevlerde (okul müdürü, market müdürü, şirket müdürü...) hep erkekler yer alıyor, kadınlar onların emri altında daha düşük statülü işlerde çalışanlar olarak gösteriliyor.”
KİTAPLARDAN ÖRNEKLER
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’ndan onay alan ve okullarda öğrencilere sunulan ders kitaplarından bazı başlıklara dikkat çeken Culfa, Milli Eğitim Bakanlığı yayını olan İlköğretim Hayat Bilgisi 2, 3 ve Türkçe 2, 3, 4, 5 ders kitaplarından alınan örneklerden bazılarını şöyle açıkladı:
»İlköğretim 2 Türkçe Ders Kitabı, sayfa 18-21 :‘Ağabeyim ve Ben’ başlıklı metinde kadın, evde çocuklarla ilgili sorunlarda çocuklar arasında ayrım yapan, küçük çocuğun her zaman lehinde, büyüğün karşısında bir konumda bulunmuyor. Çocuklarına karşı adil bir tutum sergileyemeyen bir kişi.
»İlköğretim 3 Türkçe Ders Kitabı, sayfa 99-102: ‘Apartmanda Yaşıyoruz’ metninde, kadınlar sorun yaratan, sorunları konuşarak çözemeyen, kavgacı, aciz güçsüz varlıklar olarak gösteriliyor. Sorunları yalnızca erkeklerin uygun şekilde çözebilen varlıklar olduğu vurgulanıyor.
»İlköğretim 4 Türkçe Ders Kitabı, sayfa 78-80: ‘Tiyatro’ metninde, geleneksel işbölümü örtülü şekilde verilmekte.
»İlköğretim 5 Türkçe Ders Kitabı, sayfa 64-68: ‘Mucit Çocuk’ metninin ana karakteri bir erkek çocuk ve yetişkin biliminsanı rolündeki kişi de bir erkek.
»İlköğretim 2 Hayat Bilgisi Ders Kitabı, sayfa 120: ‘Yeterli Param Olursa’ adlı metinde baba paranın denetimine sahip, harcamalarda tasarruf yapılmasını isteyen kişi konumunda.
»İlköğretim 3 Hayat Bilgisi Ders Kitabı, sayfa 15: ‘Okula hazırım’ metninde kadın geleneksel rolünü üstlenmekte, ev işlerinden ve çocuk bakımında birincil derecede sorumlu gösteriliyor.

Başbakan’ın talebiyle MEB’in kitapları pişti oldu
5 Nisan 2008’de Trabzon’da 19 Mayıs Spor Salonu’nda düzenlenen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Trabzon Gençlik Kolları 2. Olağan Kongresi’nde konuşan Başbakan Erdoğan tüm ailelerden 3 çocuk istemişti.
“Yine söylüyorum, en az 3 çocuk. Bu benim bir başbakan olarak talebim.” Erdoğan “Bazıları da rahatsız oluyor. ‘Başbakan üç çocuk dedi’. Evet dedim. Yine diyorum. Niye? Türkiye’nin gücünü, Türk milletinin devamını isteyen, buna karşı çıkamaz diyorum. Bunu söylüyorum. En az üç diyorum. Bu benim bir başbakan olarak talebim.” diyen Erdoğan’a, kadın hakları savunucuları ve demokratik kitle örgütleri “3 çocuk doğuran bir kadın nasıl çalışır. Nasıl kendi ayakları üzerinde durabilir. Erdoğan kadınları eve hapsederek kafasındaki ‘aile’yi yaratmak istiyor” diyerek karşı çıkarken, birçok ekonomistte 3 çocuğun mevcut şartlarda bakım ve ihtiyaçlarının nasıl sağlanacağını sormuştu.

Ders kitaplarının içeriği Eğitim Bakanı’yla çelişti
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 2009-2010 Eğitim Öğretim Döneminin başlaması dolayısıyla İstanbul İsmail Tarman İlköğretim Okulu’nda yaptığı konuşmada “Bu topraklarda farklı yaşam biçimleri ve farklı inançlar, hoşgörü sayesinde bir arada yaşayabilmişlerdir. Toplumlar ne zaman hoşgörülerini yitirmişse, binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan kanlı savaşlar yaşanmıştır” diyerek, ayrımcılığın her türlüsüne karşı durulması gerektiğini vurgulamıştı.
Bakan Çubukçu’nun ‘Ayrımcılıkla mücadele’ konusunda verdiği ilk dersi minikler merakla dinlemişti. Bakanı Çubukçu’nun, “Ayrımcılığa maruz kalmadığım için bakan oldum. Ama benim gibi olmayan sayısız kız var” itirafına da yer verdiği konuşmasını dinleyen minikler, şimdi MEB’in ders kitaplarında cinsiyetlerine göre kendilerine biçilen ‘rolleri’ öğrenmek zorundalar.