Her bayramı olduğu gibi bu bayramı da emekçiler, faşist baskı, işsizlik yoksulluk ve sefalet koşullarında karşıladı. Bir bayrama daha savaşın, açlığın, kapitalist felaketlerin gölgesi altında giriyoruz. Halklarımız doğal felaket adı altında kapitalizmin felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor. Haliyle bir yandan açlık, yoksulluk, işsizlik öte yandan faşist baskı ve zulüm halklarımızın bayram coşkusunu hüzne , burukluğa ve acıya dönüştürüyor.
Halklarımızın özgürlük ve barış özleminin yaygınlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Fakat faşist MGK diktatörlüğü ve AKP hükümeti, burjuva düzen partileri elbirliği içinde faşist baskı ,yasaklar ve savaş da ısrar ederek ocaklara ateş düşürmeye devam ediyor.
Faşist diktatörlük ile emekçi halklarımız iki farklı bayramı yaşıyor. Bayramın birleştiriciliğinin üzerine faşist baskı, açlığın, yoksulluğun ve krizin gölgesi düşüyor. Kriz vuruyor, mutfaklarda yangın büyüyor. Burjuva egemenler ve devleti yönetenler ise, lüks ve şatafat içerisinde yaşıyor, hamasi nutuklar atıyorlar, yalanla emekçi yığınları aldatmaya çalışıyorlar..
Bayramlar halklarımızın tarihinden, geleneklerinden, kültürlerinden süzülüp gelmektedir. Bayram barıştır, paylaşımdır, dayanışmadır, mutluluktur, coşkudur. Ne ki bugün bütün bunların hiç biriside Türkiye de yoktur. Bayramlara faşist prangalar vurulmuş.
Devrimci Halkın Birliği dergisi, şeker bayramının barışın, kardeşliğin ve paylaşımın büyütülmesine, umudun ve mutluluğun artmasına, mücadelenin ileriye taşınmasına ve ö
20.EKİM.2009
DEVRİMCİ HALKIN BİRLİĞİ