19 Eylül 2009 Cumartesi

Eğitim Sen anadili tüzüğüne yeniden ekleyecek

Eğitim Sen, daha önce tüzüğünde bulunan ancak, açılan kapatma davası nedeniyle çıkardığı ‘anadilde eğitim haktır’ ifadesini tüzüğüne yeniden yerleştirecek.

Tüzüğünde ‘Anadilde eğitim haktır’ ifadesine yer verdiği için 2004 yılında hakkında açılan kapatma davası nedeniyle bu maddeyi tüzüğünden çıkaran Eğitim Sen, tüzüğünde bazı konularda değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında yaptığı Genel Kurul’da aldığı karar doğrultusunda, tüzüğünde bazı maddelerde tadilat yapma kararı alan Eğitim Sen, çalışmalarını tamamlama aşamasına getirdi.

Tüzük çalışmasında anadilde eğitim maddesinin yeniden tüzüğe yerleştirilmesinin yanında; örgütlenme modeli, seçim sistemi ve kurumsal işleyiş gibi konular da yeniden düzenleniyor. Çalışmanın en önemli ayağını oluşturan anadil konusunda tüzüğe ‘herkesin kendi anadilinde eğitim yapması ilkesini savunur’ şeklinde bir ibarenin eklenmesi düşünülüyor.

‘DAHA FAZLA DEMOKRASİ’

Sendikal işleyiş ile ilgili yapılacak değişikliklerde ise daha çok demokrasi anlayışı esas alınacak. Özellikle karar alma süreçlerinde kadınların daha fazla temsil edilmesinin önü açılacak. Bu anlamda kadın kotasının yüzde 40 yapılması düşünülüyor. Öte yandan, doğrudan seçim sistemi, nispi seçim sistemi, işyeri meclisleri, Türkiye meclisi, bölge meclisleri gibi benzer örgütlenme modelleri üzerinde de çalışmalar devam ediyor. Eğitim Sen bu çalışmalarla, var olan sendikal işleyişi, sendikalardaki bürokratik işleyişi biraz daha aşan, karar alma süreçlerini tabana yayan, herkesi bu işin içine katan yeni bir örgütsel formatı oluşturmayı amaçlıyor.

Değişiklikler için hazırlanan taslak program, önce sendika şubelerinde üyelerin tartışmasına açılacak. Yapılacak tartışmaların ardından gelen yeni önerilerle birlikte tüzüğe son hali verilecek ve üç dört ay içerisinde tüzük kurultayı gerçekleştirilecek.

Konuyla ilgili görüştüğümüz Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, ‘Demokratik açılım’ sürecinde Eğitim Sen’in haklılığının bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, anadilde eğitim hakkıyla ilgili düşüncelerinin Türkiye koşullarında ne kadar gerçekçi olduğuna işaret etti.

‘AÇILIMLA İLGİLİ KUŞKULARIMIZ VAR’

Türkiye’nin bugün içerisinde bulunduğu konjonktürel durumun ve Kürt sorununun tartışılmaya başlamasının önemine işaret eden Bozgeyik, son bir ayda yürütülen tartışmalarda hükümetin hem anadili konusunda, hem de Kürt açılımı konusunda cebinden ne çıkaracağı ile ilgili kuşkularının olduğunu söyledi. Hem hükümetin hem de muhalefetin Kürt açılımı konusunda en stratejik noktasının anadilde eğitim olduğuna işaret eden Bozgeyik, “Hem AKP açısından hem de muhalifler açısından tek millet, tek bayrak, tek dil kavramı üzerinde halen bir statüko devam ediyor. O nedenle bunun önümüzdeki dönem aşılması gerekiyor” dedi.

‘YOL HARİTASI OLACAK’

Ortak bir mutabakatla tüzüklerinde değişikliğe gideceklerini belirten Bozgeyik, anadilde eğitim konusuyla ilgili yapacakları çalışmanın hem Türkiye kamuoyu, hem de hükümet açısından bir yol haritası niteliğinde olduğunu ifade etti. Anadilde eğitim konusunda bazı tartışmaların yapıldığına ancak bu konuda bir netleşmenin olmadığına işaret eden Bozgeyik, bu konuda bir netleşmenin sağlanması açısından da Eğitim Sen’in yapacağı çalışmanın yol haritası olacağını kaydetti. Fransa, İspanya ve Bulgaristan gibi ülkelerdeki modelleri incelediklerini belirten Bozgeyik, şunları söyledi:

“Örneğin, Bulgaristan’daki azınlıkların Türklerin, oradaki anadilleri ile ilgili eğitim yapma süreçlerini incelediğimizde Türkiye’ye de benzer bir model ortaya çıkıyor. Oralarda da resmi dil Fransızca’dır veya Bulgarca’dır. Ancak farklı dilde olan kesimlerin de kendi anadillerinde eğitim yapmaları ile ilgili bir çok yasal düzenleme yapılmıştır. Bu açıdan da Türkiye’de kısa zamanda anayasanın demokratikleştirilmesi, sivil bir anayasanın da hazırlanması tartışılıyor. O nedenle anayasada bu eğitimin güvence altına alınması gerekiyor.”

‘BÖLMEZ, BÜTÜNLEŞTİRİR’

‘Herkesin kendi anadilinde eğitim yapması’ ilkesinin uluslar arası sözleşmelerde, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde, AB İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve Kopenhag Kriterleri’nde yer aldığına işaret eden Bozgeyik, Türkiye’nin bu konuyla ilgili bazı maddelere çekince koyduğunu da belirtti. Bozgeyik, ancak Anayasa’nın 90. maddesinin bu konuda bağlayıcılığı olduğunun da altını çizdi. Bu nedenle Anayasa’da bu konuyla ilgili değişikliğin bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden Bozgeyik, “Tüm dünyada da görülmüştür ki diller ülkeyi bölmez, bütünleştirir. Anadilde eğitimi, halkları daha fazla yan yana getiren, birleştiren bir öğe olarak görüyoruz” dedi.

‘İNSANİ BİR TALEP’

Anadilde eğitim konusuyla ilgili tekrar baskı görmeleri halinde haklılıklarını savunacaklarını ve direneceklerini belirten Bozgeyik, bu konuda benzer bir dava açıldığında sonuna kadar bu düşüncelerinin arkasında olacaklarını kaydetti. ”Umarız hükümet de bir an önce Kürt açılımıyla ilgili anadilde eğitimle ilgili yol haritasını bir an önce açıklar” diyerek sözlerine devam eden Bozgeyik, anadilde eğitimin sadece Kürtlerin talebi olmadığına da dikkat çekti. Bozgeyik, “Türkiye’de yaşayan Ermenilerin, Arapların, Çerkezlerin ve Lazların da istedikleri takdirde kendi anadillerinde eğitim yapmaları önünde engelin kalmamasını savunuyoruz. Sonuçta bu bir insani talep” dedi.

Eğitim Sen içinde bu konuyla ilgili yaşanan çeşitli tartışmalara da değinen Bozgeyik, içinde bu konunun da bulunduğu anketlerinde, konuyla ilgili eğilimin bu hakkın kullanılması yönünde çıktığını söyledi. Türkiye’de gelinen noktada geriye gidişin olacağını düşünmediklerini belirten Bozgeyik, “Herkes elini taşın altına koyduğunda Türkiye açısından bu sorunun kısa sürede çözüleceğine inanıyoruz. Bu konuda herkesi katkı sunmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

HUKUKSAL SÜREÇ DEVAM EDİYOR

Daha önce tüzüğünde ‘anadilde eğitim haktır’ ifadesine yer verdiği için Eğitim Sen hakkında Genelkurmay Başkanlığı’nın istemiyle Ankara Valiliği tarafından kapatma davası açılması için başvuruda bulunulmuştu. Kapatma davasının sürdüğü dönemde Eğitim Sen üyeleri ve kamuoyu kapatma davasına direniş göstermiş ancak, sendika hakkındaki kapatma kararından geri adım atılmamıştı. Bunun üzerine sendika bu maddeyi tüzüğünden çıkarmak zorunda kalmıştı. Eğitim Sen bu maddeyi tüzüğünden çıkararak, kapatılmaktan kurtulurken, bu konudaki haklılığını dile getirmeye devam etti ve konuyu AİHM’e taşıdı. Sendikanın kapatma davasına karşı açtığı dava halen AİHM’de görüşülmeyi bekliyor.