5 Eylül 2009 Cumartesi

Endüstriyel futbol ve Livorno-Adanademirspor

Endüstriyel futbolun, özellikle 1980’lerde Avrupa’da ve 1985’lerden sonra da Türkiye’de geliştiği söylenebilir. Futbol, ilk ortaya çıktığı dönemden bir süre sonra kapitalist sistemin ihtiyaçlarına ve pazar ilişkilerine hep uygun hale gelerek ilerlemiştir.
Endüstriyel futbol ve taraftarlık, iki farklı temel üzerinden yürür ve birbirinden hiç bağımsız yürümeyen bir ikilidir. Bugün görülen endüstriyel futbolun gündelik yaşamda bulduğu vücut, pahalı kombineler, sponsorluklar, reklam, fahiş fiyattaki yıldız oyuncuların oluşturduğu transfer piyasası vs.den oluşan ve iştah kabartan bir yatırım alanıdır. Denebilir ki, futbolun bütün bir işleyişine ve ilişkilerine hakim olan kapitalist anlayış, neredeyse futbolun bütün masumiyetini yok etmiştir. Ne renklerin sevgisi ne de oynayan oyuncuların takım sevgisi, bunların hepsi rafa kalkmış durumdadır.
Elbette buna inananlar da var.
Zenginliklerini daha artırmak isteyenler için bu sektör, kapitalizmin yeni alanlarından birini oluşturur ve pazarı da hemen yanı başında hazırdır. Çünkü “ölümüne”, her şeyini verecek kadar fanatik bir kesimden, yalnızca severek seyredenine kadar geniş bir kitle devasa bir pazar oluşturmuştur ve artık futbol bir spor aktivitesi ve temaşalık bir etkinlik olmanın çok ötesine geçmiştir.
Akla durgunluk veren paralar karşılığında yapılan transferler, bunu şişiren koca bir medyanın TV yayın gelirleri iştah kabartan hale gelmişti ve bundan vazgeçmek mümkün değildir.
Endüstriyel futbol, kapitalizmin önemli bir sektörü halindedir artık. Futbola hakim olan bütün bu kapitalist ilişkilerden ya da etkisinden hiç de bağımsız olmayan taraftar grupları ve dernekleri (bazıları hariç) yapılanırlar. Daha belirgin olanı ise, bu ekonomik sektör kendi imalatını ve ticari metasını satma konusunda da hemen ustalaştı.
Livorno liman işçilerini temsil eden, sol argümanlar kullanan İtalya’nın işçi kentinde olan bu takımla, kuruluşunda demiryolu işçilerini temsil eden Adanademirspor ile futbol maçı oynadı. Endüstriyel futbol karşıtı mesajlar vermesi, futbol üzerinden yeniden üretilen şovenizme ve ırkçılığa karşı tutum alması ve futbolun olması gereken değerlerini hatırlatması açısından önemli bir buluşma.
Ölümüne kavgaların yaşandığı, sahada gladyatörler gibi kol bacak kırmaların yaşandığı, ülkeler ve hatta aynı ülkede farklı şehirler/bölgeler arasında düşmanlığın, şovenizmin ve fanatizmin futboluna inat, başka bir futbol, enternasyonal değerler ve gerçek bir dostluk adına buluşan bu iki takımın maçında, işçi sınıfı kendi seyir ve futbol sevgisini yaşadı. Ortak istekler ve duygular bir ağızdan yükseldi. Sporun, sevginin ve dayanışmanın, 5 Ocak stadında vücut bulmasını seyrettik.
AHMET YAŞAROĞLU - ozgurmedya.org yazarı