7 Eylül 2009 Pazartesi

YOKSUL ÇOCUK, KÖTÜ OKULA MAHKûM

Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, okullarda değişik isimler altında toplanan paralarla eğitimin yükünün velilerin omzuna yüklendiğini belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin okulların açıldığı dönemlerde ‘Zorunlu bağış uygulaması yok, bu tür durumlarda şikayet edin’ gibi ifadeler kullanmaları velilerle dalga geçiyor” dedi.
Velilerin katkılarıyla ihtiyaçları karşılanan okullarda, velilerin sosyo-ekonomik gücüne göre ayrıcalıklı okullar ve sınıflar ortaya çıktığını vurgulayan Kılıç, “Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de etkiliyor. Anayasa’da temel bir hak olarak tanımlanan eğitim hakkına ulaşım açısından bölgelere ve sınıfsal konumlara göre eşitsizlik ortaya çıkarıyor. Benzer bir durum cinsiyet eşitsizliği açısından da değerlendirilebilir. Çünkü eğitimin maliyeti velilerin omzuna yüklendikçe, kız çocuklarının eğitime erişim şansı azalmakta ve bu da eğitimdeki cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor” diye konuştu.

YOKSUL ÖĞRENCİNİN EĞİTİM KADERİ
Okul kayıtlarının internet üzerinden yapılmasına olanak sağlayan e-kayıt sisteminin bir çok noktadan bakıldığında olumlu olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Kılıç, uygulama konusunda yeterli alt yapı ve hazırlık çalışmaları yapılmadığı takdirde mağduriyet yaratabileceğini de belirtti. E-kayıt sisteminde velilerin ikametine en yakın yerin esas alındığını ve eğitimin kalitesinin okulun bulunduğu semtin sosyo-ekonomik düzeyine göre değiştiğini hatırlatan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aynı kent içinde farklı semtlerde bulunan okulların farklı donanımlara sahip olması gibi olgular göz önüne alındığında, yoksul semtlerdeki öğrencilerin donanımsız okullara mahkum edilmesi gibi bir olumsuzluğa da yol açabilir. Ayrıca okullarımızın yaklaşık yüzde 55’inde hala ikili eğitim verildiği göz önüne alındığında, okul çıkışında çocuğunu yanına alan çalışan ebeveynlerin işyeri ikametinin kayıtta geçerli sayılmaması da yaygın bir sorun olarak yaşanıyor”

ZORUNLU DİN DERSLERİNDE DEVLET ISRARI
Eğitimde özelleştirme çalışmalarının okul öncesinden yükseköğretime bütün kurumları kuşatmış durumda olduğunu öne süren Kılıç, yoksul aile çocukları için eğitim hakkından bahsetmenin mümkün olmadığını da belirterek, şunları kaydetti:
“Müfredattan ders kitaplarının içeriğine kadar bilim dışı ayrımcı öğeler ağırlığını koruyor, dinsel motifler eğitim sürecinin her aşamasına sinmiş durumda, bütün hukuksal kazanımlara rağmen zorunlu din derslerindeki ısrar sürüyor. Yeterli okul ve derslik yok, okullar öğretmensiz, öğretmenler yıllardır atamaları yapılmadığı için işsiz, güvencesiz çalıştırma yaygınlaştırılıyor.”
“Toplu sözleşme ve TİS hakkı gasp ediliyor” diyen Kılıç, eğitimin alt yapısına dair sorunların çözülmediğini kaydederek, şu değerlendirmelerde de bulundu:“Bu mesele piyasanın insafına terk edilmiştir. Bir de mevsimlik tarım işçisi çocuklar ile taş attıkları gerekçesiyle özgürlüklerinden mahrum edilen çocuklar var. Bence her ikisi de eğitimin bir an önce çözülmesi gereken ve çözülebilecek durumdaki en öncelikli sorunları olarak değerlendirilebilir. Mevsimlik tarım işçisi çocukların çoğu, okullar açıldığında tarlada olmayı sürdürecekler. Her yıl yaşanan bu dramı ortadan kaldırmak için gerekli düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Özgürlüğünden yoksun bırakılan çocuklar için ise söylenecek tek söz derhal serbest bırakılmaları.”

En düşük okul alışverişi asgari ücrete yakın
Türk Eğitim-Sen, 2009-2010 eğitim öğretim yılının başlamasına az bir süre kala, okul masraflarının veliye maliyetini araştırdı. Araştırmaya göre ilköğretime gidecek bir öğrencinin okul masrafının en düşük 474, en yüksek bin 784 TL, genel lise öğrencisi içinse en düşük 631.88 TL, en yüksek 2 bin 178.36 TL.
Sendika Genel Başkanı İsmail Koncuk, araştırma hakkında bilgi vermek üzere Kızılay’daki YKM binasının okul giyimi katında basın açıklaması yaptı. Her yıl öğrencilerin okula başlama masraflarını hesapladıklarını hatırlatan Koncuk, araştırmayı, ülkeyi yönetenlerin vatandaşların çektiği ekonomik sıkıntıları görmesi için yaptıklarını söyledi. Elektriğe yüzde 21 zam yapıldığını, asgari ücretin 527 TL olduğunu belirten Koncuk, araştırma için ana sınıfında 40, ilköğretimde 36, genel lisede 37, meslek lisesinde de 32 olmak üzere toplam 145 kalem harcama tespit ettiklerini söyleyerek şu bilgileri verdi:
"Ana sınıfına gidecek bir öğrenci için en düşük 394.11 TL harcama yapılması gerekiyor.
İlköğretime giden bir öğrenci için en düşük 474.71 TL, en yüksek bin 784.08 TL; genel liseye giden bir öğrenci için en düşük 631.88 TL, en yüksek 2 bin 178.36 TL, meslek lisesine giden bir öğrenci için en düşük 604.81 TL, en yüksek 2 bin 122.96 TL harcama yapılması gerekiyor.’’

Velilerden türlü türlü
para koparma çeşitleri
Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı ise, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması ve yeterli ödenek göndermesi gerektiğini ifade ederek, “Okullarda 40 değişik isim altında para toplanıyor’’ dedi.
Konuyla ilgili araştırma yaptıklarını söyleyen Avcı, “Kayıt parası ile başlayan ödemelerin yıl içerisinde tepegözden, fotokopiye, elektrik, içme suyu ve telefon faturasından kapı, musluk tamirine kadar öğrencilerden tahsil edildiğini görüyoruz. Alınan bu paraların önemli bir bölümünün zorunlu bağış şeklinde nitelendirildiğine tanık oluyoruz. Veliyi okuldan soğutan para toplama ayıbına artık son verilmelidir” diye konuştu.
Velilerden kayıt sırasında 100 TL ile 2 bin TL arasında zorunlu bağış istendiğini belirten Avcı, farklı isimler altında toplanan zorunlu bağış paralarından bazılarını ise şöyle sıraladı: “İsteğe bağlı zorunlu bağış, eğitime katkı payı aidatı, vakıf parası, okul aile birliği aidatı, hafta sonu yetiştirme kurs parası, Kızılay ve hayır kurumlarına yardım parası, diploma parası, dergi parası, yardımcı kitap parası, spor kolu parası, tiyatro ve temsil parası, sınıf köşelerini düzenleme parası, sınav parası, teşekkür-takdir belge parası, pul parası, paso parası.”