19 Aralık 2008 Cuma

19 ARALIK FAŞİZMDİR UNUTULMAYACAKTIR

Eğer biri, Türkiye'nin demokratikleştiğini, Türkiye'de hukukun olduğunu iddia ederse, bunun doğruluğunu yanlışlığını test etmek için, sadece tek bir şeye, 19–22 Aralık 2000 tarihli F Tipine geçiş adlı faşist katliam yüklü operasyona bakması yeterlidir. Adına “Hayata Dönüş” denilen bu zulüm operasyonun ardından 20 cezaevinde aynı anda binlere polis, jandarma ve gardiyanların katılımıyla operasyon başlatıldı ve bu operasyonlarda 32 kişi yaşamını yitirirken, yüzlercesi yaralandı. Faşist katliamı yapan ve F tipi zindan uygulamasına geçen devlet olmasına rağmen, operasyonda suçlu devrimci tutsaklarmış gibi, davalar devrimci tutsaklara açıldı. 8 yıldır, süren hazırlık soruşturmaları sonucunda onlarca devrimci tutsağı katleden özel tim ve jandarmalar temize çıkarılarak devletin kanlı elleri yıkanırken, devrimci tutsaklar suçlu ilan edildi. .
Yani mahkemeler katliamcıları temize çıkarttılar ve devletin 19 Aralık katliamında kanlı elini temizlediler. Hatırlanacağı üzere, 19 Aralık 2000 tarihinde, faşist TC devleti, Türkiye ve Kürdistan zindanlarında bulunan devrimci tutsaklara karşı, tarihinin en büyük katliamlarından birini uyguladı. Aynı anda yirmiyi aşkın zindana aynı anda birden saldırarak, 30. aşkın devrimci tutsağı katletti. Amaç zindanlarda devrimci sesleri boğmak ve teslim alarak buraları ihanet yuvalarına dönüştürmekti.
Faşist devlet 19 Aralık F Tipi saldırısı ile Türkiye ve Kürdistan devrimini darbelemeyi, zindanlarda egemenliğini pekiştirmeyi hesaplıyordu. Ve bunun içinde saldırısını zindanlarda başlatarak, halkın en ileri unsurlarını etkisiz hale getirme ve buradan teslimiyeti topluma yaymayı düşledi. Hesapları devrimci tutsakları birbirinden soyutlayıp tek kişilik hücrelerde tecrit ederek ehlileştirmek ve kolektif iradeyi kırmaktı. Çünkü bu coğrafyada zindanlar, bütün bir sınıflar savaşımı tarihi boyunca, her zaman devrimin en ilerici mücadele alanlarından birisi olagelmiştir. Zindanlarda devrimci sesi susturmadan, zindanları etkisiz hale getirmeden, bu mücadeleyi alanı darbelemeden, emekçilere, halka yapacakları saldırıların zeminini daha pervasızca ileriye taşımaları zordu. Bunun için 19 Aralık faşist katliamı uygulamaya sokuldu ve F tipi hücre zindan pratiğe sürüldü
Bilindiği üzere kont-gerilla devleti'nin yargı mekanizmasının değişmez özelliklerinden biri, her büyük katliamdan sonra, katledilenler veya katliamdan sağ kurtulanlar hakkında dava açmaktır. Türkiye tarihine bakın, bunun bir istisnası yoktur neredeyse. Katliamlarda devletin sorumluluğunu ve kontrgerilla damgasını örtbas etmenin, belirsizleştirmenin en etkili yöntemlerinden biridir bu çünkü.
Bu yüzden ilk önce zindanlara saldırdılar. Bu yüzden böylesine vahşi saldırdılar. Bu yüzden katliamlarında sınır tanımadılar.
Ama faşizm yanıldı. Çünkü karşıların da, insanlığın mutlu geleceğini yaratmak ve insanlık onurunu yaşatmak için ölümü hiçe sayan devrimci tutsaklar vardı. Faşist operasyona karşı ölümü hiçe sayan devrimci direnişle karşı dura devrimci tutsaklar, zindanların ihanet yuvaları haline gelmemesi için bedenlerini çekinmeden ölüme yatırdılar. Onlar, devrimci sorumlulukları gereği yüzlerini görmedikleri, seslerini duymadıkları emekçi halklar için,devrim ve sosyalizm için kavgayı sıkıca harladılar. Ve faşist teslim alma dayatmasına karşı öyle bir karşı koyuş sergilediler ki, ölüme, gülerek koştular, ölümü yere çalmak için devrimci yarış içinde oldular., marşlar söyleyerek, Türküler söyleyerek, teslimiyete asla geçit yok diyerek bedenlerinin ölüme yatırarak Büyük Ölüm Orucu direnişiyle yanıt verdiler. Biran olsun tereddüde düşmeden yürüdüler kan kusan zulmüm ve teslimiyetin üzerine. Çünkü onların korudukları siperlerin gerisinde halklarımızın umudu, geleceği, yarını devrim ve sosyalizm vardı. Onların korudukları siperlerin gerisinde, insanlığın onuru ve düşleri vardı. İşte bundan dolayı büyük ölüm orucu direnişi ayları yılları devirdi, için de KP.İÖ savaşçısı Ali Ekber Barış yoldaşında yer aldığı 122 devrimci onurluca ölümsüzler ordusuna katıldı,yüzlercesi gazi oldu.
Bu zorlu ve kararlı Ö.O direnişi faşist diktatörlüğün zindanları ihanet yuvaları haline getirerek, devrimin sesinin boğulması planın boşa çıkarttı. Güçler F tipi hücre zindan dayatmasını darbeleyip etkisi hale getirmede yetersiz kaldı ama zindanlarda faşizmin egemenliğini pekiştirme ve tretman ve tecrit politikalarıyla teslim alma saldırısı boşa çıkarıldı. Ama faşist diktatörlük bu zindanları teslim alma politikasında vazgeçmiş değil. Her fırsatta zindanlarda faşist baskı, işkence, zulüm ve yasaklarla teslim alma saldırılarına devem ediyor. Devrimci iradeyi

Kırmak için her yolu deniyor. Ama faşist diktatörlük F tiplerinde hayal ettiği boyun eğdirme ve ihanet yuvaları haline getirme saldırıları devrimci tutsakların direnişine çarparak geriye düşüyor..
Faşist diktatörlük bu direnişler karşısında daha bir saldırganlaşıyor. “ Zulmün olduğu her yerde direniş var ve olacaktır ” özdeyişi zindanlarda bir kez daha tanıtlanıyor. 19 Aralık zindan operasyonun 8. yılında, faşist diktatörlüğün katliam ve zulmünü bir kez daha lanetliyor ve faşist baskı, zulüm, yoksulluk, işçi kıyımı terörüne, kirli savaş ve zamlara karşı mücadeleyi her alanda yükseltmeye çağırıyoruz.
19 ARALİK FAŞİST ZİNDAN KATLİMANI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!

DEVRİMCİ HALKIN BİRLİĞİ