25 Aralık 2008 Perşembe

Kriz psikolojikmiş Yalanı!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun ODTÜ’de yapılan toplantısının açılışında krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakanın değerlendirmeleri ‘Yalanda kim ölmüş ki’ dedirtti.
Erdoğan, krize ilişkin yaptığı değerlendirmede “Türkiye’deki olay psikolojik. Kasıtlı olarak, psikolojik olarak krizi körükleme gayreti içerisinde olanlar var” diyen Erdoğan şunları söyledi: “Son altı ayda sağlıksız yapıyı sorun üreten köhne yapıyı bir daha geri dönmemek üzere geride bıraktık. Hiç şüphemiz yok ki Türkiye olarak bu kriz döneminde de hedeflerimize yürüme başarısını göstermeye devam edeceğiz. Türkiye’de olay psikolojiktir. Türkiye’de kasıtlı olarak, psikolojik olarak bu krizi körükleme gayreti içinde olanlar var. Biz önce bunu reddetmeliyiz. Bu psikolojik havayı yıkmalıyız. İmkan var mı? var. Finans var mı? Var. Ama finansın düne kadar açıldığı özellikle reel sektöre şimdi kapılarının kapatılması olayı var.”
Başbakan’a, ‘bunların neresi psikolojik’ sorusunu yöneltmemizi sağlayan gelişmeleri hatırlatıyoruz.
100 bin kişi
İŞKUR’a neden koştu?
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından hazırlanan ekim dönemine ait istatistiklerden derlenen verilere göre, kuruma ekim ayı itibarıyla 101 bin 938 kişi başvurdu. 2007’nin ekim ayında 44 bin 916, bu yıl eylül ayında 43 bin 532 kişiyken bu rakam nasıl oldu da bir anda 100 bini aştı.
Bu rakamlara göre ekim ayındaki iş başvuruları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 126, eylül ayına göre yüzde 134 arttı.
Başvuruda bulunanların 93 bin 664’ü “işsiz”, 6 bin 516’sı “Çalışan ancak daha iyi şartlarda iş isteyen”, 135’i “Emekli”, bin 623’ü ise “Belli bir iş yerinde çalışmak isteyen” kişilerden oluştu.
İŞKUR’a ekim ayında iş için başvuran kişilerin sayısının bir önceki aya göre yüzde 134 artarak 101 bin 938’e ulaşması psikoloji ile açıklanabilir mi?
Fona hücum psikolojik mi?
Sendikalı yerlerden işten atmalar çoğalınca, buna paralel olarak İşsizlik Sigortası Fonu’na başvurular da artıyor.
Küresel ekonomik kriz sonucu meydana gelen işten çıkarmalar sebebiyle işsizlik maaşı alanların sayısında son iki ayda artış gözlendi. Eylül ayında 138 bin olan işsizlik maaşı alanların sayısı, ekimde 143 bine yükseldi. Kasımda ise 165 bin oldu.
Kasım 2007’de işsizlik maaşı alanların sayısı ise 96 bin olmuştu. Özellikle son 4 aylık dönemdeki artış dikkat çekici. Temmuzda 121 bin olan işsizlik maaşı alanların sayısı, ağustosta 138 bine yükseldi. Bu rakam işsizliğin son dönem had safhada arttığının göstergesi. Çünkü Fon’dan faydalanabilmek için son üç yılda en az 600 gün ödenmiş primin bulunması gerekiyor. Ayrıca bu sürenin 120 günü kesintisiz olmak zorunda. Ülkedeki kayıt dışının yüksekliği göz önüne alındığında bir çok işçinin bu şartlara uyguladığı söylenebilir.
İşsizlik Fonu’na baş vuruların son 4 ayda büyük artış göstermesi psikolojik olabilir mi?
Takipteki borçlar ekimde uçtu
Krizin etkilerinin ağırlaştığı ekimde tüketicilerin takibe düşen kredi ve kredi kartı borçları patladı. Borç miktarı ekimde eylüle göre 262 milyon artışla 3 milyar 920 milyon YTL’ye çıktı. Kara listeye alınan kredi kartı ve tüketici kredilerini ödeyemeyenlerin sayısı 1 milyonu buldu.
Ödenmeyen karşılıksız çek, protestolu senet sayısında büyük bir artış yaşanıyor.
Kent ekonomileri duruyor
Her gün işten atmalar, üretime ara verme haberlerinin yanı sıra kent ekonomilerinin çöktüğü haberleri de gelir oldu. Örneğin ekonomik kriz kendi öz sermayesi ile çıkış yapan Doğu illerine örnek gösterilen Denizli’de mermerden tekstile fabrikalar bir bir kapanıyor.
Denizli’de ekonomik kriz öncelikle tekstil sektörünü vurdu. Tekstil sektörünün çökmesi demek Denizli’nin bitmesi anlamına geliyor. Çünkü 430 bin nüfuslu Denizli’de 50 bin kişi tekstil sektöründe çalışıyor. Denizli’de son 6 ay içinde 8 fabrika kapısına kilit vurdu, 10 bin kişi işsiz kaldı. İş Kurumu Denizli Şubesi verilerine göre Denizli’de 2007’de 5 bin 363 kişi işsizlik ödeneği alıyorken bu sayı 2008 ekim ayı sonunda 7 bin 95’e yükselmiş. 2 bin kişilik artış var. Bu rakama ödenek alamayan, kayıt dışı çalışanlar dahil edildiğinde krizden etkilenenlerin sayısı 40-50 bini buluyor.
Denizli’de en çok etkilenen bir diğer sektör ise mermer... ABD’de konut krizi çıkınca yeni ev siparişleri azaldı. Evler daha düşük malzemelerle yapılmaya başlandı. Denizli’deki mermer fabrikalarında çalışan çoğunluğu Afyonlu olan işçiler işinden oldu.
Adana sanayisinin yarısı artık üretimin dışında. Sanayi kenti Kocaeli’nde hemen hemen tüm sektörler feci şekilde sallandı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama yazdıkça insanın psikolojisini bozan olayların hiç birinin psikolojik olmadığını git gide artış gösterdiğini belirtmek için verilen örmekler yeterli olur sanırız...