16 Aralık 2008 Salı

19 Aralık: 'Bir Tarih Neyi Anlatır!'

Bu tarih nedir, neyi anlatır? Bu tarih bir ülke insanları için 28 insan demek…

28 devrimci can demek..

Hatırlayamadınız mı, yardımcı olalım isterseniz?

Bir ülke var dünya üzerinde 19 Aralık’ta 28 insanı sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya istedikleri için katletmekten çekinmedi. Nerede ve nasıl mı? İnsanların en korunmasız olduğu, dostlarından, yoldaşlarından başka bir şeylerinin olmadığı yerde; hapishanelerde, toplarla, tüfeklerle ve kimyasal silahlarla…

Hala mı hatırlayamadınız, çıkaramadınız mı bu ülkeyi? Diyarbakır, Buca, Ulucanlar ve Ümraniye desek olmaz mı? Ya Maraş, Çorum, Sivas, Gazi desek 12 Eylül Askeri Darbesi desek? Şimdi hatırladınız değil mi bu ülkeyi.

Söylemeye varmadı mı diliniz, bakmaya kıyamadı mı gözleriniz, duymaya dayanamadı mı kulaklarınız? Bizim insanlarımızın, bizim çocuğumuzun, ağabeyimizin, kardeşimizin katledilmesine.

Yoksa yaşanmadı mı sayıyoruz? Tuğladan örülmüş duvarlar arkasında tüm hızıyla devam ediyor saldırılar. F Tipi tecrit işkencesine karşı 122 insan bedenlerini açlığa yatırarak ölümsüzlüğe uğurlandılar. Göz görmeyince gönül katlanıyor mu? Yoksa onlar yabancımız mı? Onlar bizim için bedenlerini siper etmediler mi haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe. Bizim için yükseltmediler mi seslerini alanlarda en önde ? gelecekleri çalınmak istenen gençlik için, ezilen halklar için bayrak olmadılar mı bu kavga da ?

Duvarların dili yoktur, peki ya sizin?

Ne zaman lal oldu diliniz: 12 Eylül’de mi bağlandı diliniz yoksa Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de mi kaybettiniz sesinizi?

Hapishane duvarlarının çoğalmasını seyrettikçe bizimde etrafımızdaki duvarlar yükseldi…Sonra Susurluk’ta ve Şemdinli’de açığa çıkan cinayet şebekelerinin kimlerin çıkarına cinayet işlediğini göremedik. Yargısız infazlar, faili meçhullerle sesimizi çalmaya çalıştılar. Sömürüsüz yarınlar için ödendi tüm bedeller. Duvarların arkasına bakamadık.

Geleceğe de örüldü o yüksek duvarlar, suskun toplum yaratmak, devrimci düşüncenin ezilenlere ulaşmasını engellemek içinde yükseltildi.. Uğrumuza adanmış yüzlerce canın katlanarak artmasını istemiyorsak var gücümüzle haksızlıkların karşısında olmalıyız.
Sizleri duvarların arkasını görmeye davet ediyoruz.

F Tipi hapishanelerde yaşam çetin koşullar altında devam ettirilmeye çalışılıyor. 19 Aralık 2000 den bugüne kadar 122 can sömürüsüz, savaşsız bir yaşam uğruna ölümsüzleştiler. Yüzlerce canda geri dönülmez şekilde hasta oldular…

Hepimiz devrimci tutsakların yanında olduğumuzda ve bu yükü sadece onların sırtına yüklemediğimizde umut büyüyecek, ancak o zaman zindanlar yıkılacak. Bu umudu büyütmek, tecrit işkencesine son vermek için yine alanlardayız.. Duvarların sağırlığına karşı yine yürüyeceğiz.. Kavgada ölümsüzleşenlerimiz devrimci miraslarıyla yine aramızda olacaklar….

Peki siz ne yapacaksınız? Etrafınızda örülen duvarların arkasından süzen ışık demetini hala göremiyor musunuz? Sizleri ışığa- aydınlığa ulaşmak için karanlığa karşı hep birlikte yürümeye ve etrafımızdaki duvarlardan bir tuğla daha sökmeye çağırıyoruz.

Aydınlık bir gelecek için, umudu daha da büyütmek için F tipi tecrite karşı duralım… içerden yükselen onurlu sese sahip çıkıp, bu sesi çoğaltalım..

Bu makale Tecrit'den alınmıştır.