26 Ağustos 2009 Çarşamba

AÇILIM AÇILMADAN KAPANDI


Ankara'da 'alçak' irtifada çatışmasının düzeyi iyice düştü. Pazartesi ırkçılık ve şovenizm yarışına sahne oldu. AKP ve MHP ulurken, açılım urgana dolandı. CHP Yugoslavya sendromuna sarılırken, Genelkurmay yine tek'ledi, MGK gibi üniter açılım buyurdu.

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, dün MHP'ye “Erciyes'te uluyorsan Ankara'da da uluyacaksın” dedi, 22 Temmuz seçimlerinden önce olduğu gibi MHP ile bir kez daha urgan tartışmasına tutuldu. MHP'li Oktay Vural, “İt ürür kervan yürür” diye cevap verdi. CHP lideri Deniz Baykal, yine bölünmeden dem vurdu, “Yugoslavya'da ne çıktıysa Türkiye'de de o çıkar” dedi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ise, bugün TSK'nın yol haritasını açıkladı, MGK'nın açılım kırmızı çizgisi “üniter devlet”in altını kalınca çizdi.

AKP Mecliste uludu, urgana sarıldı

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ konuşmasında, Bahçeli’nin 22 Temmuz seçimleri öncesinde Erzurum mitinginde halkın üstüne urgan attığını hatırlattı, idamın kaldırılması kararında MHP'nin de imzası olduğunu belirtti. Bozdağ, idam cezasının kaldırılması yönündeki anayasa değişikliğinin komisyon görüşmelerinde MHP'li üyelerin çekimser oy kullandığını hatırlattı, “MHP’li üyelere çekimser kalın talimatını kim verdi, Bahçeli talimat verdi mi vermedi mi?” diye sordu.

AKP Grup Başkanvekili, “Akan kan dursun, gözyaşları dinsin, huzur gelsin” diyenlerin MHP tarafından ‘ihanet’le ve hain olmakla suçlandığını belirtti, “Kanın durmasını istemek ihanet değildir asıl ihanet kanın akmasını istemektir. Albayrağa sarılı şehit cenazeleri istememek ihanet değildir. Asıl ayrılığın, ırkçılığın türküsünü söylemek ihanettir. Hitler de milliyetçiliği bir noktaya götürdü ama kaybeden Almanya oldu. Yugoslavya'da milliyetçilik başka boyutlara gitti, kaybeden Yugoslavya oldu” dedi.

MHP bu açıklamanın ardından olağanüstü toplandı. Açıklamalar toplantıdan sonra peş peşe geldi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “İt ürür kervan yürür. Başbakan, ABD'ye adamlar gönderip, 'sifonu çekmeyin' dedirtti. Nasıl ve kimlerce kullanıldığı görülüyor. Milleti 36 etnik gruba bölüp, milleti birbirine kırdırmak isteyen bu zihniyete geçit vermeyeceğiz” dedi. Genel Sekreter Cihan Paçacı ise, “Bozdağ'a yanıt vermeye değmez. Kendisi bu konuda bizim muhatabımız değil. Zurnanın son deliği. Bizi anlayacak zeka düzeyinde değiller. Bu açılım ülkeyi bölünmeye götürür” diye konuştu.

CHP ve MHP Yugoslavyalaştı

CHP lideri Deniz Baykal da bombardımana katıldı. Baykal, bir basın toplantısı düzenledi, MGK bildirisini eleştirdi, “MGK da sürecin parçası haline geldi. Kandil'de resmi temas yapan gazeteci de sürecin parçası haline geldi. Kim yanılıyor, bunu yaşar görürüz. Nereye götürecekse ben bilmiyorum. MGK umarım biliyordur” dedi. CHP, MHP ile aynı ağızdan konuştu, bir kez daha bölünme sendromuna sarıldı. Baykal, “Herkes üniter devlet diye başlamaktadır, ama üniter devlet sözü milli kimliğin bölünmesi düşüncesini kamufle etmek için kullanılamaz. Bu sürecin sonunda çatışma çıkar. Irak'ta, Yugoslavya'da ne çıktıysa Türkiye'de de o çıkar. Çıkılacak yolun sonu hüsrandır” dedi.

Baykal, anadilde eğitimi bölücülük olarak değerlendirdi, “Geldiğimiz noktada etnik dillerde eğitim yapılmasına yeşil ışık yakarak milleti ayrıştırma politikasına sahip çıkanlar, destek verenler, bu sürece göz yumanlar, bu sürecin sorumluluğunu üstlenmeyi içlerine sindirenler bilinmelidir ki tarihi bir ayıbın vebalini, sorumluluğunu üstlenmektedirler” diye konuştu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da, Amerika gezisinde Yugoslavya hatırlatması yapmıştı. Başbuğ, “Biz ne ulus devletin çivisini oynatma konusunda tavır alırız, ne de üniter devletin. Bunun çivisi oynatılamaz. Oynatırsanız bakın Yugoslavya var. Kültürel özgürlüklerin önü açılabilir ama ulus devlet, üniter devlet yapımıza zarar vermemek kaydıyla” demişti.

Genelkurmay açılımda 'tek'ledi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 30 Ağustos dolayısıyla yayınladığı mesajda yol haritasını açıkladı. Genelkurmay, TSK'nın ulus devlet, üniter devlet yapısının değiştirilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi, Kürt kültürü ve dilinin Anayasa'ya girmesine karşı çıktı. Başbuğ, TSK'nın görüşlerini şöyle sıraladı:

-Ulus-devlet ve üniter-devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.

-Kültürel farklılıklara saygılıdır. Ancak kültürel farklılıkların siyasallaştırılmasını, başka bir ifadeyle siyasal temsil aracı olmasını, toplumsal siyasal kimlik unsuru haline getirilmesini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içinde mümkün göremez.

-Terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bulunamaz.

-Demokrasinin sunduğu fırsat alanlarını kullananların, bireylerin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terör faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş görmelerini kabul edemez.

-Usul ve yöntem esası belirler, noktasından hareketle takip edilecek usul ve yöntemlerde özenli olunmasının gereğine inanır.

-Her konuyu tartışabilme özgürlüğünün, devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına sokacak konuları içermemesi gerektiğine inanır.