15 Ağustos 2009 Cumartesi

‘Toplu görüşme’ ve grev!


Hükümetle kamu emekçileri sendikaları konfederasyonları KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen arasında yapılacak toplu görüşme, 15 Ağustos Cumartesi günü başlayacak.
Görüşme öncesinde konfederasyonlardan yapılan açıklamalara göre kimi rakamlar ya da ayrıntıya dair farklılıklar olmasına karşın, konfederasyonlar benzer talepler öne sürüyorlar. Kaldı ki; esasta aynılaştıktan sonra, kiminin daha fazla kiminin daha az sayıda talep öne sürmüş olmasının da çok önemi yok.
Bu durum, bu yıl, önceki yıllardan farklı olarak, konfederasyonların her birinin ayrı doğrultuda hareket etmek yerine, birlikte hareket etmelerini kolaylaştıran bir zeminde bulundukları anlamına gelmektedir.
Hükümet karşısında konfederasyonların birlikte davranma imkanının böylesi artmış olması elbette önemlidir. Çünkü hükümetin direncini kırmanın en önemli dayanağı, elbette ki öncelikle konfederasyonlar arasındaki birliktir.
Ancak burada sorun; konfederasyonların hükümetle yakınlığı ve öne sürülen taleplerin, sadece masada ifade edilen, ama konfederasyonların gücünü bu taleplerin arkasına koymadan, aralarında fikir ayrılığına düşerek, hükümetin eline koz vermesi ihtimalidir. Ne yazık ki bu ihtimal de az değildir. Hükümet de muhtemeldir ki, konfederasyonların, talepleri arkasında birlikte durmakta gösterecekleri zaafa güvenmektedir. Hükümetin, sendikalar içinde kendine yakın duran sendikacıları, emek cephesinin bir zaafı, kamu emekçileri mücadelesinin “yumuşak karnı” olar kullanmak isteyeceğinden şüphe duymak için bir neden yoktur.
Bunu önlemenin ve hükümeti hayal kırıklığına uğratmanın tek yolu ise ona, sendikalarla oynama imkanını vermemektir. Bu başarılabilirse, emek mücadelesi en önemli kazanımlarından birisini edinmiş olacaktır.
Elbette bu temenninin gerçekleşmesi iyi olur. Konfederasyonları emekçilerin talepleri arkasında birleştirmenin daha gerçekçi yolu ise toplu görüşme masasını, kapalı kapılar arkasında görüşmelerin sürdüğü bir masa olmaktan çıkarıp; oradaki her görüşmeyi, öne sürülen her talebi; okullarda, devlet dairelerinde, hastanelerde ve belediyelerde, kamu emekçileri arasında tartışmaya açmak; hükümetin direncini işyerlerinden başlatılacak eylemlerle kıracak bir yolu seçmektir. Bu, hükümetin kendisine yakın sendikacıları etkilemesini önlemenin de tek gerçekçi yoludur.
Ve konfederasyonlar açıkça ya da dolaylı bir biçimde “Toplusözleşme yoksa grev var!” diyorlarsa (KESK bunu açıkça ilan etti, diğer konfederasyonlar da ilkesel olarak buna karşı çıkmıyorlar); toplu görüşme süreci, işyerlerinde grevi fiilen örgütlemenin de sürecidir. Başka bir söyleyişle, toplu görüşmede kamu emekçilerinin taleplerini dikkate almayan hükümetin, görüşme sonrasında bir grevle karşı karşıya geleceğini bilmesi; görüşmelerin de seyrini belirleyecektir.
Süreç böyle olunca da her sendikadan kamu emekçilerinin, ileri kesimlerin tüm güçlerini bir grevin örgütlenmesi için seferber etmeleri, tüm ileri kamu emekçilerinin (kadroların) asıl enerjisini bu çalışmaya vermeleri (elbette işyerleri merkezli olarak eylemler, gösteriler, iller çapında çeşitli tepkilerle toplu görüşmeyi baskılamak da grevi örgütlemenin dayanaklarıdır); dikkatlerini asıl olarak, işyerindeki kamu emekçilerini mücadelenin içine çekmek için sefer etmeleri de sürecin ele alınışının mantıksal bakımdan gereğidir.
Bunun neden gerekli olduğu ve nasıl olabileceğine dair söylenebilecek şeyler, çarşamba günkü Evrensel’de BES Genel Eğitim Sekreteri İlknur Bilgen’in “Görüş” sayfasındaki yazısında ortaya konmuştur. Ve dahası, bugün kamu emekçileri, bu mücadelenin nasıl olacağını; taleplerin nasıl kabul ettirileceğini, konfederasyonlardan gelebilecek farklı yönelişlere karşın birliğin nasıl sağlanabileceğini biliyorlar.
Süreç, sendikal konfederasyonlar için de bir samimiyet sınavıdır. Bugün belirledikleri talepleri hükümet reddettiğinde gereğini yaparak, iki buçuk milyon kamu emekçisi ve ailelerini bu taleplerin arkasında birleştirmek için gerekli çabayı göstermeyen; grev dahil her yolla mücadeleyi ilerletmekten geri duran sendikacılar da, inandırıcılıklarını hepten yitireceklerdir.