Ankara'da polis baskınları tutuklama terörüyle sürüyor!
“Devrimci faaliyet engellenemez!”
Krizi fırsata çevirmeye çalışan bujuvazi ve onun yürütme organı olan AKP hükümeti, krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek için tüm imkanlarını seferber ediyor. Arka arkaya çıkarılan teşvik paketleriyle, krizin yükünü işçi ve emekçilere yıkıyor. Bir yandan işçi çıkarmaların yolunu düzlüyor, bir yandan da daha düşük ücretle çalıştırmanın önünü açıyor. Ücret ve maaşlar gün geçtikçe eriyor. İşsizlik arttıkça, çalışanların durumu daha da kötüleşiyor. Daha az ücrete daha uzun ve yoğun çalışma dayatılıyor. Eğitim emekçisinin ders ücretine, sağlık emekçisinin döner sermayeden aldığı paya göz dikiliyor. Dahası, har(a)çların arttırılması yoluyla soygun katmerleniyor.
Baskı ve terör tırmandırılıyor!
Bu saldırılara karşı mücadeleye çağıran devrimci ve komünistlere yönelik saldırıların boyutu ise yükseliyor. Hemen tüm devrimci dergilere birbiri ardına davalar açılıyor, kapatmalar geliyor. Bu da yetmiyor, fabrika önünde bildiri dağıtan sınıf devrimcilerine patron ile polis birlikte saldırıya geçiyor, kurşunluyor, tutukluyor. Devrimci tutsaklar üzerindeki baskılar artıyor, hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor.
Tüm bu yoğun saldırı sağanağına son olarak Ankara’da sınıf devrimcilerine yönelik baskın ve tutuklama saldırısı eklendi. Başarıyla gerçekleşen 6. Mamak Kültür Sanat Festivali ardından, 11 Ağustos günü Ankara polisi Mamak İşçi Kültür Evi’ne ve çalışanlarına yönelik gözaltılar ve baskınlar gerçekleştirdi. Saatler boyunca Kültür Evi’ni abluka altında tutan polis, kurum bilgisayarlarına ve arşivine el koydu, iki devrimciyi gözaltına aldı.
Gözaltı ve baskınlar biçiminde gelişen saldırı dalgası düzenin mahkemelerinde de sürdü. 14 Ağustos günü savcılık tarafından “Yasadışı örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen iki devrimcinin tutuklanmalarına karar verildi. Keyfi gerekçelerle tutuklanan BDSP'liler Sincan Kadın Cezaevi'ne gönderildi.
Saldırı, devrimci sınıf mücadelesinedir!
Ankara'da gerçekleştirilen baskın ve tutukama terörü sermaye devletinin krizi fırsata çevirmenin tüm gereklerini yerine getirdiğini göstermektedir. Tutuklanan Eda Ünalan, Kızıl Bayrak gazetesinin Ankara çalışanıdır. Gülnur Ertaş ise, Mamak İşçi Kültür Evi'nde faaliyet yürüten bir sınıf devrimcisidir. Bu iki devrimcinin tutuklanması sermaye devletinin devrimci faaliyet karşısındaki korkusunun ve tahammülsüzlüğünün de göstergesidir. Artan işsizlik ve yoksulluğun devrimci bir çıkışa yol açacağından korkan sermaye sınıfı, en başta öncüleri etkisizleştirmenin yollarını aramakta, onları susturmaya, etkisizleştirmeye çalışmaktadır.
Hiç kuşkusuz, sermaye sınıfını böylesine pervasızlaştıran işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin dağınıklığı ve örgütsüzlüğüdür. Açıktır ki, saldırıları püskürtmenin yolu, sınıfın gücünü açığa çıkarmaktan geçiyor. Bu bilinçle, sınıf devrimcilerinin yoğunlaşan saldırılara yanıtı, sınıf ve kitle çalışması temposunun daha da yükseltilmesi olacaktır!
Tutuklu devrimciler serbest bırakılsın!
Devrimci basın susturulamaz!
Devrimci faaliyet engellenemez!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)
14 Ağustos 2009