20 Ağustos 2009 Perşembe

Çeber davasında şok!


Engin Çeber’in işkence sonucunda ölümüne ilişkin davanın son duruşmasında ‘sesli kayıt yapılamadığı’ ortaya çıktı. Mahkeme, son duruşmada son derece kritik ifadeler veren tanıkların ‘yeniden dinlenmesine’ karar verdi. Kayıtların kasten silindiği kaygısını taşıyan avukat Taylan Tanay şaşkın. Tanay “Şimdi tanıklar tekrar çağrılacak. Peki ya ölmüşlerse, ifadelerini değiştirirlerse, tehdit edilirlerse bunun hesabını kim verecek?” dedi.

Bu Çeber olayındaki ilk ‘teknik aksaklık’ da değil.
Çeber davasında daha soruşturma aşamasında Metris Cezaevi’ndeki kamera sistemine elle müdahale edildiği, Çeber’e ait kayıtların son anda kurtarıldığı ortaya çıkarıldı. Son duruşmada da Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi’ne ait görüntü kayıtlarının orijinal haliyle değil, ‘ayıklanarak’ gönderildiği saptandı.

Radikal’in ‘tutanağı’ var

Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi ve Metris Cezaevi’nde kalan Engin Çeber’in işkenceyle ölümüyle ilgili son duruşma 22 Temmuz’da Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Çeber’le aynı koğuşu paylaşan Murat Gevrek, Ahmet Aksu, Adem Halil, Rasim İltaş ve Gıyasettin Şakiroğlu ile avukat Ömer Kavili dinlendi.

‘Adamı komposto ettiler’

Radikal muhabirinin tuttuğu duruşma notlarına göre Gevrek, 7 Ekim 2008 sabahı ayakta sayım vermeyen Çeber’in öldüresiye dövüldüğünü belirtti:
“Konuşmasına fırsat bırakmadan kafasına kafasına vurdular. İki dakikada adamı komposto ettiler!” Gevrek, başmemur Selahattin Apaydın’ı “Olayı hızlandıran kişi” olarak teşhis etti. Ahmet Aksu’ysa “Birkaçı vurmaya başladılar. Nefes alamıyordu” dedi.

Gıyasettin Şakiroğlu ölümcül dayağı, “Selahattin direkt saldırdı. Ense köküne vurdular” diye anlattı. Şakiroğlu, dayak bitimi, kapıda bekleyen birinin, “Sayım için ayağa kalkmayanlar bu şekilde cezalandırılacaktır” dediğini duyduğunu söyledi. Mahkeme başkanı, bu sözü kimin söylediğini sorunca sanık cezaevi müdürü Faruk Karaosmanoğlu’nu gösterdi. Diğer tanıklarsa “Bu sözü duyduk ancak kim söyledi, bilmiyoruz” diye ifade verdi.

Görüntü var, ses yok

Çeber davası avukatları, görüntülü ve sesli kaydedilen duruşmanın tutanağını almak üzere Bakırköy Adliyesi’ne gittiklerinde skandal bir yanıtla karşılaştı. Avukatlara teslim edilen duruşma tutanağında şu ifadeler yer aldı:
“Kayıt sırasında bilinmeyen bir nedenle tespit edilemeyen şekilde gerçekleşen teknik bir nedenle sadece görüntü kayıtlarının var olduğu, ses kaydının bulunmadığı görülmüştür.”

Firma yetkilileri de ses kaydı yapılmadığından duruşma dökümünün alınamayacağını belirtti. Bunun üzerine mahkeme, 5 Ekim’deki duruşmada tanıkların yeniden dinlenmesini kararlaştırdı.

Silindi mi?

Avukat Taylan Tanay, şu haliyle son Çeber duruşmasının yok hükmünde olduğunu söyledi:
“Mahkeme başkanı, bir teknik uzmanı ve zabıt kâtibi kayıtları takip ediyor. Bilinmeyen bir sebep, deniyor. Bİlinmeyen sebep olur mu? Kayıtların silinmesinden kuşkulanıyoruz. Çünkü duruşmada cezaevi müdürünün sorumluluğu tüm çıplaklığıyla açığa çıkmıştı. Şimdi tanıklar tekrar çağrılacak. Peki ölmüşlerse, ifadelerini değiştirirlerse, tehdit edilirlerse hesabını kim verecek?”

Dink davasıyla başlamıştı

Halen davalarda iki türlü kayıt tutuluyor. 1) Sesli görüntülü. 2) Yazılı tutanak olarak.
Sesli görüntülü duruşma ilk olarak AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink duruşmasında kullanıldı. Ardından Ergenekon davalarının duruşmaları sesli ve görüntülü kayıt altına alındı. Bu davalarda, duruşmalar görülürken, kayıt altına alınıyor. Avukatlara ve taraflara duruşmanın tutanakları aynı gün değil, çözüm yapıldıktan sonra da veriliyor.

Aslında avukatlar bu konuda sıkıntı yaşıyorlar. Çünkü kimi zaman sesli kayıt çözümleri uzun sürebiliyor. Yazılı not tutulan duruşmalardaysa tutanaklar duruşmadan sonra hemen veriliyor.