16 Ağustos 2009 Pazar

Kontrgerillanın silahları, belgeleri Ağar'dan


Susurluk hükümlüsü Yaşar Öz konuştu: Pasaportlar, silah taşıma ruhsatları, polis plakaları Mehmet Ağar'dan; silahlar İbrahim Şahin'den, ölüm listesi MİT'çi Tarık Ümit'ten. Göstermelik olarak yargılanan Ağar'a kimse dokunmuyor.

Mehmet Ağar, Susurluk Davası kapsamında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurduğu” gerekçesiyle yargılanıyor. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde göstermelik olarak yargılanan Ağar, Şubat ayındaki duruşmada Susurluk hükümlüsü Yaşar Öz hakkında, “O adam”, “Kendisini muhbir ve insan simsarı olarak tanırım, kendisinden bu şekilde faydalandık” demişti. “O adam” ve “insan simsarı” nitelemelerine içerleyen kontrgerilla tetikçisi, uyuşturucu taciri Yaşar Öz, “İddialarını ispatlamazsa 16 yıl süren suskunluğumu bozarım” demişti. Halen uyuşturucu tacirliğinden Tekirdağ F Tipi Hapishanesi'nde bulunan Yaşar Öz, bildiklerinin bir kısmını Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne anlattı. 26 Haziran'da talimatla alınan ifadesinde Öz, 'o adam' olmadığını, Ağar ve ekibiyle nasıl içli dışlı olduğunu anlattı. İşte Öz'ün ifadesinden bazı bölümler:

Ağar'dan pasaportlar, polis plakaları

“Ağar ile 1993 yılı sonlarında Tarık Ümit aracılığıyla tanıştım. Yurtdışındaki bir İngiliz şirketinde uyuşturucu kaçakçılığına ismim karıştırılmıştı. Yardım istemek için Ümit’le birlikte Ağar’ın yanına gitmiştik. Daha sonra Ağar, yurtdışındaki bazı işlerle ilgili danışmanlık yapmamı istedi. Daha önce Muğla Valiliği’nden almış olduğum kendi adıma silah taşıma ruhsatım vardı. Çok sık yurtdışına çıktığımdan lacivert pasaportum vardı. Talebim olmamasına rağmen bana silah taşıma ruhsatı ile iki adet yeşil pasaport ve bir adet de lacivert pasaport verildi.

“Bu pasaportlardan lacivert olanı şu an ismini hatırlayamadığım ancak benim kendilerine bildirdiğim bir isim adına düzenlenmişti. Yeşil pasaportlardan birisi benim adıma, diğeri babam Eşref Cuğdar adına düzenlenmişti. Her üç pasaportun üzerinde fotoğrafım bulunuyordu. Silah taşıma izin belgesinde Ağar’ın imzası bulunuyordu. Pasaportları yine o dönem Emniyet Genel Müdürü olan Ağar’ın talimatıyla o sırada Daire Başkanı olarak görev yaptığını sandığım Emin Aslan, bulunduğumuz odaya elinde birçok belge ile birlikte gelip bunları arkadaşım Tarık Ümit’e verdi. Ümit, bu belgeler içerisinde benimle ilgili olanları seçerek bana verdi. 4-5 tane, gerektiğinde kendi araçlarımızda kullanılmak üzere emniyet birimlerine ait plakalar ile bu plakaların bizde bulunmasını izah edecek belgeler de verildi... Kaza sonucunda Çatlı’nın üzerinden çıkan silah taşıma izin belgesinin bir benzeri bana da verilmişti.”

Bir çanta dolusu Uzi ve ölüm listesi

“1993 yılında Tarık Ümit’le birlikte Ankara Necatibey Caddesi’nde bulunan Özel Harekát Daire Başkanlığı’nı ziyaret ettik. O sırada Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’di. Çay içtikten sonra çıkarken Tarık Ümit’in elinde bir spor çanta vardı. Araca bindiğimizde çantayı açtı ve içinde çoğunluğu Uzi marka olmak üzere çok sayıda silah olduğunu gördüm. Daha sonra birlikte havaalanına gittik. Bize daha önce verilen silah taşıma belgesini havaalanında görevlilerine gösterdik, herhangi bir engelle karşılaşmadan İstanbul’a geldik.

“Bu silahlarla ne yapılacağını sorduğumda Ümit, 25-30 kişilik bir liste gösterdi; bunların PKK finansörü olduklarını, öldürülmeleri gerektiğini söyledi. Karşı çıktım. Bu olaydan sonra Tarık Ümit ve diğerleriyle ilişkimi dondurdum. 1994 tarihinde İstanbul’daki evimde yapılan aramalarda ele geçirilen belge, doküman, tabanca ile mermilerin sayı ve nitelikleri doğrudur. Çıkan belge de Ağar tarafından bana verilmiştir.”

Yılmaz ve Demirel biliyordu

“Ele geçen bu belge ve silahlar tutanağa bağlandıktan sonra bizi karakola götürdüler. Ancak Ağar’ın talimatı üzerine beni serbest bıraktılar. Bahse konu belge ve silahların Ankara’ya getirilmesi talimatını Ağar verdiğinden bunları Ankara’ya göndermişler. Bu arada o dönem Mali Şube Müdürü olan Salih Güngör, bu belge ve dokümanların birer fotokopisini kendisine almış; daha sonra bunları siyasete atılacağı günlerde bazı beklentileri karşılığında muhalefet partisi lideri Mesut Yılmaz’a iletmiş; Yılmaz’ın bu belgeleri dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ulaştırdığını biliyorum.”

“O adam”ın ne kadarını anlattığı bilinmez. Ama bu anlattıkları bile, kontrgerilla şefi Mehmet Ağar'ın hesap vermesi, tutuklanması için yeterli. Tarık Ümit, kontrgerillanın iç hesaplaşmasında ortadan kaldırıldı. İbrahim Şahin, Susurluk'tan Adli Tıp'ın uydurma raporlarıyla kurtuldu, şimdi Ergenekon tutuklusu. Kontrgerilla kadrolarını aklamakla ünlü Ankara 11. ACM, aynı misyonunu sürdürmeye devam mı edecek?