Köle ticaretinin yasaklanmasıyla beraber, sözlüklerden silinen ‘köle’ kelimesi, sözde ‘modern’ çağda boyut ve hedef değiştirdi: Artık kurbanlar bedenleri için köle yapılan çocuk denebilecek kadınlar
Köle ticaretinin yasaklanmasının üzerinden 500 yılı aşkın bir süre geçmesine karşılık, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO’nun verilerine göre çağımızda halen milyonlarca insan kölelik koşullarında yaşıyor. ‘Modern’ köleler uluslararası insan kaçakçılarının, özellikle de fuhuş şebekelerinin kurbanı oluyor. Bunların ağırlıklı bir kesimi fuhuş için kaçırılan kadınlardan oluşan ‘seks köleleri’.
‘Kadın Ticareti: Modern Kölelik Endüstrisine bir Bakış’ adlı kitabında durumu değerlendiren yazar Siddarth Kara’nın tahminlerine göre 2006 yılı itibariyle dünyada 28 milyonu aşkın köle bulunuyor. İnsan kaçakçılığının milyarlarca dolarlık bir sektör olduğunu ifade eden Kara, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının ardından en geniş çaplı suç örgütlerinin bu alanda çalıştığını belirtiyor. Günümüzde dünyada insan kaçakçılığın mağdurları arasında da en büyük bölümü fuhuş için kaçırılan kadınlar oluşturuyor. Sadece 2007 yılında kölelerin üzerinden 91 milyar dolar gelir elde edildiğini söyleyen Siddarth Kara, köle durumda olan insanların yüzde 80’inin kadın olduğunun altını çiziyor. Sözkonusu kadınların yüzde 50’sinin 18 yaşın altında olması ise acı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ‘DAĞITIM’ AĞI
İnsan Hakları İzleme örgütü (HRW) Londra merkezi direktörü Tom Porteous’a göre ise, özellikle gelişmiş ülkelerdeki seks sektöründe yeni kadınlara çok büyük bir ‘talep’ var. Bu talep de insan kaçakçılarının işlerini ne yazık ki kolaylaştırıyor. HRW verilerine göre her sene 500 bin kadın seks kölesi olarak kullanılmak için kaçırılıyor. Bu kadınların en son durakları ise Almanya, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada ve Birleşik Devletler oluyor. Genelde Doğu Avrupa ülkelerinden kaçırılan kadınlar Prag, Amsterdam ve Frankfurt gibi ‘merkez’lerden dağıtılıyor.
Ekonomik krizle birlikte birçok kesimin fakirleşmesinin ardından seks kölesi kaçakçılığının arttığını belirten Porteous, kurbanların genelde az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden getirildiğini ifade etti. Porteous’a göre Batılı ülkelerin buna karşı yasaları da son derece esnek. Bu yasaların kısa vadede daha geniş önlemler alınacak şekilde düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Porteous, seks köleliğine karşı özel uluslararası anlaşmaların imzalanmasının gerekli olduğunu belirtti.