6 Aralık 2008 Cumartesi

‘O HAL’de kuyudaki iskeletler ne?

2004’te Silopi-Cizre yolunda bir kuyuda iskeletler bulunmasının ardından Mardin’deki bir kuyuda da iki iskelet çıktı. Şimdi yüzlerce kayıp yakını sevdiklerinin en azından bir mezarının olması umudunu taşıyor

ERTUĞRUL MAVİOĞLU (Arşivi)

İSTANBUL - OHAL döneminin yüzlerce faili meçhul cinayetine sırdaşlık eden kuyular, aradan geçen 15 yılın ardından artık gizlerini taşıyamaz halde, çürümüş iskeletleri ikişer, üçer dışarı kusuyor. İlk iskeletler, Silopi-Cizre yolundaki bir kuyuda 2004 yılında bulundu. Şırnak Barosu işin peşini bırakmadı. İskeletlerin kime ait olduğunu belirlemeye çalıştı, başaramadı. Şimdi BOTAŞ tesislerinin yakınlarındaki dört kuyunun daha faili meçhul cinayet kurbanlarına mezar olduğu inancıyla savcılığı harekete geçirmeye çalışıyor. Mardin’in Katarlı köyünde de bir kuyudaki iki iskelet yakın zamanda gün ışığına çıktı. Kayıp aileleri, sevdikleri için hiç değilse bir mezar dilerken soru şu: Arjantin’de cunta yıllarında gözaltındakilerin uçaklarla okyanusa atılması gibi, Türkiye’de de gözaltında kaybedilenler kuyulara mı gömüldü?

Betonla kapatılmış kuyu

Silopi-Cizre yolundaki bir kuyuda üç iskelet bulunmasıyla başlayan “gözaltında kaybedilenlerin kör kuyulara gömüldüğü” iddiaları, Mardin’in Katarlı köyünde ağzı betonla kapatılmış bir kuyuda iki iskelet daha bulunmasıyla yeniden gündeme geldi. Mardin’deki kuyuyu açanlar arasında olan Mardin İHD Şube Başkanı Erdal Kuzu şu bilgileri verdi: “Kızıltepe Kengelli köyünde yaşayan Fatma Tunç, 2004’te İHD’ye başvurdu. Eşi Yusuf Tunç’un 1994’te silahlı ve tanımadığı kişilerle evinden alındığını, bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. Hukuki yardım talep ediyordu. 2008’e kadar çeşitli defalar savcılığa suç duyurusunda bulunulsa da herhangi bir gelişme olmadı. Fatma Tunç bu yılın ağustos ayında yeniden derneğimize geldi ve eşinin Kızıltepe Katarlı köyünde bir kuyuda bulunabileceği yönünde bir takım iddialar duyduğunu belirterek, araştırmamızı istedi. Yusuf Tunç’un kaybolduğu köyle Katarlı köyünün arası yaklaşık 20 kilometredir. Savcılığa müracaat ettik ve kuyunun açılmasını istedik. Savcılık bu talebimizi kabul edince de köye gittik. Ağzı otomobil lastiğinden daha büyük bir lastikle kapatılmış üzerine beton dökülmüş bir kuyuydu bu. Sabah 09.00’dan gece 00.30’a kadar kadar çalışıldı. 14 - 15 metre derinliğinde bir kuyuydu. Dibine doğru baktığımızda insan silüeti gördük. Beş altı metre derinlikteki oyukta ilk iskelete ulaşıldı. İşçi, biraz daha inince ikinci iskeleti buldu. İkisinin de üzerinde giysileri vardı. Aynı yerde içinde kimyasal madde olduğunu tahmin ettiğimiz bidonlar bulundu.”

Köyün korkunç sırrı

Katarlı köyünün 1993’te boşaltılıp askeri yasak bölge ilan edildiğini belirten Kuzu, 1995’te köylülerin geri döndüklerinde daha önce su çektikleri kuyunun kapalı olduğunu gördüklerini söyledi. Kuzu, köylülerin anlatımlarını, “Kuyunun etrafında kan izleri görmüşler. Hatta içinde ceset olabileceğini düşünseler de seslerini çıkarmamışlar” diye özetledi.

17 aile başvurdu

İskeletlerin İstanbul Adli Tıp Morg İhtisas Dairesine gönderildiğini belirten Kuzu, “Yüzlendirme çalışması yapılacak. Mardin ve çevresinde 100’e yakın kişi kaybedildi. Şimdiden 17 aile başvurdu” dedi.
Mardin’de bir kuyunun içinde iki iskelet bulunması, bölgedeki baroları harekete geçirdi. Şırnak Barosu avukatlarından Cihan Güçlük, “Abdülkadir Aygan ve diğer itirafçıların ifadelerinde gözaltına alınanların kuyulara atıldığı geçiyor. Yıllardır bu yönde çalışılyor” dedi. Şırnak Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Veysel Vesek de şunları söyledi: “Tuncay Güney’in BOTAŞ tesislerinde cesetler olduğuna dair ifadesinin çıkmasının ardından bunun ihbar kabul edilmesi için savcılıklara başvurduk. İtirafçı Adil Timurtaş’ın Ergenekon sanıklarından emekli Albay Arif Doğan tarafından BOTAŞ’ta işe yerleştirildiği iddiaları var. Eski İdil Savcısı İlhan Cihaner ilk kez faili meçhuller konusunda Silopi’de Albay olarak görev yapan Arif Doğan hakkında soruşturma başlatmıştı. Faili meçhul cinayetlerle Ergenekon’un yakın bağlantı içinde olduğunu düşünüyoruz..”