9 Aralık 2008 Salı

Türkiye'de on ay içinde 32 bin 115 hak ihlali

0 Aralık İnsan Hakları Haftası'nda Türkiye insan hakları konusunda yine sınıfta kaldı. İHD'nin verilerine göre 2008 yılının ilk 10 ayında 32 bin 115 hak ihlali yaşandı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, 2008 yılının insan hakları açısından son 15 yıl içinde en kötü yılı olduğuna dikkat çekerek, 'Devletin üst kademelerinde yer alan insanların söylemleri ve özellikle Başbakan Erdoğan'ın söylemleri hak ihlallerinin artışına neden olmuştur' dedi.

Türkiye'de 10 Aralık İnsan Hakları Haftası'na yine yoğun hak ihlalleri ile giriliyor.Özellikle operasyonların ve çatışmaların dinmediği bölgede, yaşanan hak ihlallerinin sayısal verisi ise on binleri buldu. İHD'nin son 10 aylık insan hakları bilançosu hak ihlalleri konusundaki vehameti net olarak ortaya koydu. Bölge illerinde kamuoyuna yansıyan bilgilerle 'yaşam hakkı', 'kadın ve çocukların yaşam hakkı', 'işkence', 'cezaevleri', 'kişi özgürlüğü ve güvenliği', 'ifade özgürlüğü', 'toplantı ve gösteri özgürlüğü' gibi konularda 2008 yılının ilk 10 ayı içersinde 32 bin 115 hak ihlali yaşandı. Hak ihlallerinin tüm boyutları ile ele alındığı insan hakları bilançosunda aylık olarak önemli başlıklarda toplanan hak ihlalleri ise özellikle devletin denetiminde olan bölgelerde oranların yüksek oluşu dikkat çekiyor. İHD Diyarbakır Şubesi verilerine göre Ocak ayında bin 355 hak ihlali yaşandı. Yaşam hakkı ihlallerinde polisin açtığı ateş sonucu 5 kişi hayatını kaybederken, çatışmalarda 7 kişi hayatını kaybederken 68 kişi ise yaralandı. Mayınlardan dolayı 2 kişi hayatını kaybederken iki kişi yaralandı. Kadına yönelik şiddet sonucunda 6 kadın hayatını kaybetti. Kişi güvenliği ve özgürlüğüne yönelik ihlaller konusunda ise Ocak ayında 307 kişi gözaltına alınırken, 7 kişinin polisler tarafından ajanlık tehdidi ile karşı karşıya kaldığı ve 96 kişinin ise siyasal nedenlerle tutuklandığına yer verildi. İşkence konusunda ise Ocak ayında 12 kişi kolluk kuvvetlerinin işkencesine maruz kalırken, bunlardan 9'u polis, biri asker, birinin korucular tarafından yapıldığının yer alması dikkat çekti. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusundaki ihlallerde ise düşüncesinden dolayı 31 kişinin soruşturmaya maruz kaldığı cezaevlerinde ise 7 tutuklunun sevk sırasındaki uygulamalar ve sağlık ihlali gibi konularda hak ihlaline uğradığına yer verildi.

Şubat ayında tutuklama furyası

Şubat ayında ise hak ihlallerin de artış yaşanarak bin 747 hak ihlali yaşanıyor. Şubat ayında toplumsal gösterilere polisin aşırı güç kullanması sonucu bir kişi hayatını kaybederken 24 kişinin yaralandığına yer verildi. Çatışmalarda yaşamanı yitirenlerin sayısı 52 olurken 7 kişi yaralanıyor. Şubat ayında 693 kişi gözaltına alınırken, 7 kişi kolluk güçlerinin tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Bu ay içersinde 227 kişi tutuklanırken, gözaltına işkence ve kötü muamele iddiası ise 34. Bu ay içersinde aralarında siyasi parti ve derneklerin bulunduğu 11 kurum baskına uğrarken, kolluk güçleri tarafından 10 olaya müdahale edildiği ve 8 kişinin bu olaylar sonucunda yaralandığına yer verildi. Cezaevlerinde 14 hak ihlali yaşanırken bir kişinin kötü muameleye uğradığı belirtildi.

Mart ayında hak ihlali bilançosu artış gösterdi

Mart ayında ise hak ihlallerindeki artış yılın başına göre 3 kat artış gösteriyor. Bu ay içersinde 3 bin 295 hak ihlalinin yapıldığı tespit edilirken, polisin ateş açması sonucu 5 kişi yaşamını yitirirken, polisin aşırı güç kullanması sonucu 2 kişi ise yaralandığına yer verildi. Çatışmada yaşamını yitiren 23 kişi olurken, Newroz ve 8 Mart gibi eylem ve etkinliklerde gözaltına alınanların sayısı ise bin 60 olarak belirtildi. Mart ayında 338 kişi tutuklanırken, 289 kişi ise karakolda, evde, sokakta yada işyerinde kolluk güçleri tarafından işkenceye maruz kaldığı ifade edildi. Yine yapılan polisin 38 toplantı ve gösteriye müdahale ettiği ve bunun sonucunda da 164 kişinin yaralandığı kaydedildi.

Polis işkencesi sürüyor

Nisan ayında yaşanan hak ihlalini toplamı iki bin 404 oldu. Yargısız infaz sonucu bir kişi hayatını kaybederken, çatışmalarda 49 kişi hayatını kaybetti. Mayından dolayı bir kişi hayatını kaybederken 10 kişi ise yaralandı. Nisan ayında 534 kişi gözaltına alınırken, 44 kişi ise tutuklandı. Bu ay içersinde 12 kişi polis işkencesine maruz kaldığını belirtirken, cezaevlerinde ise 3 kişi ise işkenceye maruz kaldı. 184 kişiye düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda soruşturmaya maruz kalırken, 36 kişiye ise bundan dolayı tutuklandı. Mayıs ayında toplam 4 bin 786 kişi hak ihlaline uğradı. Bir kişi yargısız infaz sonucu yaşamını yitirirken, mayınlardan dolayı 9 kişi hayatını kaybetti. Gözaltına işkence ve tehdide 13 kişi maruz kalırken, 400 kişi ise gözaltına alındı. Toplatılan yayın sayısı bölgede bir olurken, bir tiyatro oyunu bir afiş ve bir aylık yayın ise yasaklandı. Bölgedeki üniversitelerde 65 öğrenci soruşturmaya maruz kalırken, cezaevlerinde ise 31 hak ihlali yaşandı.

Yaz aylarında 'ormanlar yakıldı'

Haziran Ayı'nda toplam 3 bin 132 hak ihlali yaşandı. Polis ve jandarma tarafından 4 kişi yaralanırken, çatışmalarda 21 kişi hayatını kaybetti ve 33 kişi ise yaralandı. Gözaltında ve cezaevlerinde işkence uğrayanların sayısı 40'ı bulurken, 138 kişi gözaltına alınırken 35 kişi ise tutuklandı. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda 263 kişiye soruşturma açılırken 20 kişi ise çeşitli cezalara çarptırıldı. Cezaevlerinde, sağlık hakkı, sevk işlemi, disiplin cezası ve aile görüşü engellenmesi gibi konularda 228 kişi hak ihlaline maruz kaldı. Ancak bu ayda 22 köy ve mezrada ormanlar askerlerce ateşe verilerek yakıldı. Temmuz ayında yaşanan 2 bin 324 hak ihlali tepsin edilirken, polisin ateş açması sonucu 4 kişi hayatını kaybetti. Çatışmalarda 33 kişi hayatını kaybederken 41 kişi ise yaralandı. Mayınlardan dolayı 10 kişi hayatını kaybederken 10 kişi ise yaralandı. Gözaltına ve cezaevlerinde toplam 26 kişi işkence ve kötü muamele görürken, 107 kişi gözaltına alındı. Yine bu ay içersinde de 22 köy ve mezranın ormanlık alanı güvenlik güçlerince ateşe verildiği ve 6 mera ve yaylanın yasaklandığı belirtildi. Yine 2 HPG'linin cenazesinin de ailelerine verilmediğine değinildi.

Gözaltına, sokakta ve cezaevinde işkence dinmedi

Yaz aylarında en yoğun hak ihlali Ağustos ayında yaşandı. Bu ayda toplam 4 bin 796 hak ihlali yaşandı. Polisin gözaltına alırken yada dur ihtarına uymadığı iddiasıyla ateş açması sonucu 2 kişi hayatını kaybederken 5 kişi ise yaralandı. Çatışmalarda 60 kişi hayatını kaybederken 59 kişi ise yaralandı. Mayınlardan dolayı bir çocuk hayatını kaybederken 7 kişi ise yaralandı. Gözaltında, sokakta, cezaevinde ve okulda kolluk güçleri tarafından yapıldığı iddiasıyla 34 işkence vakası yer aldı. Bu ay içersinde 4 etkinlik yasaklandı. Düşüncelerinden dolayı 3 kişi ceza alırken, cezaevlerinde 22 hak ihlali yaşandı. Bölgede 7 ormanlık alan yakılırken, yaşamını yitiren 3 HPG'linin cenazesi ise ailesine verilmedi.

'Hak ihlali hayatın her alanına yayıldı'

Eylül ayında yaşanan hak ihlalleri diğer ayları aratmadı. Toplam 4 bin 191hak ihlali yaşandı. Yargısız infaz sonucu 2 kişi hayatını kaybederken 3 kişi ise yaralandı. Mayınlardan dolayı biri çocuk iki kişi hayatını kaybederken 3 çocuğun intihara teşebbüs etmesi ise dikkat çekti. Cezaevlerinde, karakollarda ve gözaltı yerleri dışında işkenceye maruz kalanların sayısı 29'u bulurken, toplam 109 kişi gözaltına alındı. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda 413 kişi hakkında soruşturma açılırken, cezaevlerinde 34 hak ihlali yaşandı. Yine orman yakmaları bu ay da sürerek 7 ormanlık alana ateşe verildi. Ekim ayında ise 4 bin 85 hak ihlali yaşanırken, yargısız infaz sonucu 2 kişi hayatını kaybetti. 2 gazeteci saldırıya uğrarken, mayın sonucunda bir kişi hayatını kaybetti. Taciz,tecavüz ve aile içi şiddet sonucu 8 kadın hayatını kaybederken, gözaltında 46, köy korucuları bir, gözaltı yerleri dışında 76 kişi işkenceye maruz kaldı. Polisin toplumsal olaylara müdahalesi sonucu 86 kişi yaralandı. Ekim ayında 647 kişi gözaltına alınırken, polis ve askerler tarafından 42 toplumsal gösteriye müdahale bulunuldu. Cezaevlerinde ise 23 hak ihlali yaşandı.

Kişi hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, Türkiye'de insan halklarına ilişkin kötü bir tablo ile karşı karşıya olduklarını belirterek, 'Çok ciddi insan hakları ihlalleri tablolarıyla karşı karşıyayız. Bu yıl sayısal veriler olarak hak ihlallerinde artış yaşandı. İnsan Hakları Haftası'nı büyük bir kırıklık içinde geçireceğiz' dedi. Bölgede son üç yılda ciddi insan hakları ihlalleriyle karşılaştıklarının altını çizen Erbey, 2005 yılından bu yana ise insan haklarına ve demokrasiye bakışın iyice değiştiğini ifade etti. Kişi hak ve özgürlüklerinin tamamen ihlal edilmeye başlandığını belirten Erbey, 'Devletin üst kademelerinde yer alan insanların söylemleri ve özellikle Başbakan Erdoğan ve bakanların uygulamaları ve söylemleri hak ihlallerinin artışına neden olmuştur. Yapılan milliyetçi saldırı ve mitinglere karşı soruşturmaların başlatılmaması Türkiye'de milliyetçi ve muhazafakar kesimin ciddi bir şekilde güçlenmesine yol açmıştır' diye konuştu.

'Son 15 yılın en kötü insan hakları yılı'

2008 yılının insan hakları açısından son 15 yıl içinde en kötü yılı olduğuna vurgu yapan Erbey, şunları dile getirdi: 'Bu hak ihlallerinin tamamı çatışmalı ortamla ilintilidir.. Polisin yetkilerinin arttırılmasıyla birlikte büyük hak ihlalleri gelişmiştir. Bu yıl içersinde sadece Newroz'da 5 kişinin ölümü ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan olaylar olmuştur. Yapılan demokratik etkinlikler polisin elde etmiş olduğu yetkilerle engellenmeye başlanmıştır. Böylece polisin müdahalesi sertleşmiş ve sokak ortasında insanlar kötü muameleye ve işkenceye maruz kalmışlardır. Sadece 301'in akla geldiği bir dönemi yaşıyoruz. 301'in dışında insan haklarını kısıtlayan 14 maddeden söz edebiliriz. Bu maddelerin büyük çoğunluğu Kürt siyasetçilere ve Kürt halkına karşı kullanılmıştır. İnsanlar her ağzını açtığında soruşturmaya tabi tutulmuş, yargılanmıştır ve ceza almışlardır.'

'Mücadele sürecek'

Bu yıl bölgede orman yangınların da ciddi bir şekilde artış yaşandığın dikkat çeken Erbey, 'Batıdaki bir orman yangınına karşı devletin bütün kurumları devreye girerken, , bölgede yaşanan orman yangınlarına kimse tepki dahi vermiyor. Yapılan başvuru ve girişimlere rağmen yangınlar zamanında söndürülmedi. Batıdaki ormanlar ciğerimizken doğudaki ormanlar üvey çocuk muamelesi görüyor. Yanarsa yansın denilmektedir' diye kaydetti. Gözaltında ve dışarıda kötü muamele ve işkenceye olaylarında ciddi bir şekilde artış olduğunu belirten Erbey, 'Buna karşı yaptığımız suç duyuruları ve dilekçeler ise yanıtsız kalmıştır. Kötü muamele ve işkence vaka başvurularının hiçbirine karşı soruşturma başlatılmamıştır. Bu da gösteriyor ki, adalet mekanizması ciddi bir yıpranmaya uğramıştır' diye konuştu. 'Akıntıya karşı kürek çekiyor ve belki de yel değirmelerine karşı 'Donkişotluk' yapıyoruz ama bizim için temel insan halkları çok önemlidir ve bu doğrultuda mutlaka mücadele edilecektir' diyen Erbey, şunları ifade etti:

'Polise ve askere soruşturma açılmış olsaydı hak ihlalleri konusunda bir sonraki seferde aynı şeyler tekrarlanmayacaktı. Her türlü uygulama yapanlara kar kalıyor. Devletin bu tavırlara ve davranışlara karşı bir şeyler yapması gerekiyor. Cezaevleri kapalı kutu gibi örneğin. Cezaevinde yapılan uygulamaların haddi hesabı yoktur. Hak arama hürriyetine karşı bile disiplin cezası veriliyor. Bu yıl içinde 'dur' ihtarına uymadığı iddiasıyla öldürülen insan sayısı 35'tir' dedi.

'Başbakan'ın söylemleri hak ihlallerin arttırdı'

Yaşanan hak ihlallerinin AKP Hükümeti'nden ayrı düşünmenin yanlış olacağını vurgulayan Erbey, 'Bu hak ihlallerinin temelinde devletin ve hükümetin yaklaşımları yatıyor. Devletin üst kademelerinde yer alan insanların söylemleri ve özellikle Başbakan Erdoğan'ın söylemleri hak ihlallerinin artışına neden olmuştur.

Devletin ve hükümetin yapılan insan hakları ihlallerine karşı soruşturma başlatmaması ve üstüne gitmemesi nedeniyle insan hakları ihlallerinde artış yaşanmıştır. Bu durum gün geçtikçe artış gösteriyor. Devletin tavırsız kalmasından ihlal yapanlar güç almaktadır' diye belirtti. 10 Aralık İnsan Hakları Haftası'nda AKP Hükümeti'nin Kürt sorunu konusunda barış ve demokratik çözüm talebinde bulanacaklarını ve özellikle insan haklarına ilişkin devletin kalıcı ve demokratik yasal düzenlemeler yapmasını isteyeceklerini vurguladı.

Hikmet Erden / Volkan Bora

DİYARBAKIR-DİHA